Tarih: 04.10.2020 15:03

Bakü-Erivan savaşı ve Kürtler…

Facebook Twitter Linked-in

Bir haftadır Bakü-Erivan arasında bir çatışmadan öteye bir savaş söz konusu. Bu savaşın kim tarafından başlatıldığı başından beri en fazla konuşulan bir sorun oldu. Halen de bu konuda tartışmalar oluyor. Ben bu tartışmanın çok anlamlı olduğunu düşünmeyenlerdenim. Çok açık ki, on yıllardır Bakü-Erivan arasından çatışmalar var. Karşılıklı bir hesaplaşma söz konusu. Önemli olan bu savaşın nedenleri ve yapılmakta olmasıdır.

BAKÜ-ERİVAN ÇATIŞMASI VE SAVAŞI BU DÜNYA GERÇEĞİNİN BİR PARÇASIDIR

Günümüzde dünyada yapılan savaşların taraflardan kimin haklı ve haksız olduğu önemli olmaktan çıkmıştır. Gündemdeki savaşlara her devlet kendi milli ve devlet çıkarları açısından bakarak tavır belirliyor. Haklı olanın değil, güçlü olanın, güçlü devletlerin desteklediği, güçlü-teknolojik silahlara sahip olan tarafların kazandığı savaşlar oluyorlar. Bundan dolayı, yapılan savaş haksız, işgal, katliam da olsa, ne yazık ki meşruiyet kazanan çivisi çıkmış bir dünya gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Ayrıca soğuk savaş sonrası dönemde, dünyanın yeniden dizayn edilmesi ve yeniden paylaşılması, yeni güç odaklarının konumlanması koşullarında var olan çatışma ve savaş sadece Bakü-Erivan çatışması, savaşı değildir. Sağımızda solumuza baktığımız ve kulak verdiğimiz zaman her an sesini duyduğumuz çeşitlenmiş bir savaşla (doğrudan taraf savaşları, vekâlet savaşlarının, kukla savaşları) karşı karşıyayız.

Dünyanın süper güçlerinden biri olan ABD’nin Başkanı Trump, geçen günlerde, “Bir vesileyle dünyada beşinci dünya savaşı çıkabilirdi” dedi. Bu bir şaka, bir cehalet sergilenmesi olarak algılanmış ve yorumlanmış olsa bile, yeni dünya koşularında çok katmanlı bir çatışma ve savaşı anlatması bakımından anlamlı olduğunu düşünüyorum.

BAKÜ-ERİVAN SAVAŞININ NEDENLERİ VE SAVAŞIN GELDİĞİ NOKTA

Bakü-Erivan savaşının nedenleri üzerine günlerdir yoğunca konuşuluyor. On yıllardır yazılıyor. Her iki taraf haklı olduğunu ileri sürüyor. Ama BM’nin Dağlık Karabağ, Bakü-Erivan ilişkileri üzerine alındığı kararlara bakıldığı zaman Bakü işgal edilmiş olan topraklarını kurtarmaya çalışıyor. Bakü, anti-işgalci Azerbaycan devletinin, Erivan işgalci devletin başkenti konumunda. Ama asıl gerçek Azerbaycan’ın şu anda ilerleme içinde olduğu, kazançlı olduğuyla ilgili bilgiler daha yoğun olarak dünyaya yayılıyor olmasıdır.

Eğer bu verisel durum üzerinden hareket edersek, Erivan, Azerbaycan topraklarını işgal ederken neden başarılı şimdilerde başarısız olduğu konusu, üzerinde durulmaya değer bir konu. Bunun nedeni, siyaset, uluslararası ilişkiler,  uzmanların da belirttiği, benim de kısmen katıldığım şey; güç dengelerinin değişmesi, Bakü ve Erivan gerçekliklerinin değişmiş olmasıdır. Bana göre Azerbaycan başarısının en önemli nedeni, Rusya’nın politikasındaki değişikliktir. Erivan yönetiminin ABD ve Batı Avrupa ve NATO’ya yanaşmış olmasından dolayı, Rusya’nın Erivan’ı cezalandırmak istemesidir. Rusya’nın Erivan’a askeri ve siyasi destek olmaması, savaş karşısında sessiz ve tarafsız kalmasıdır. Böylece olunca Türk devletinin ve İsrail’in desteğini alan zengin, gelişmiş orduya sahip olan, teknolojik anlamda daha donanımlı olan Bakü’nün geçmişten farklı olarak kazançlı olmasıdır.

Ama bir başka bir gerçek var ki, Bakü-Erivan meselesi yeni bir mesele değildir…

Bakü-Erivan meselesi, Kafkasya’nın en eski meselelerinden biridir. Çarlık Rusya’sı ve Sovyetler Birliği’nin milletler hakkındaki sakat ve kolonyal siyasetinin yarattığı bir sorundur. Özellikle de Sovyetler Birliği’nin tek millet yaratma (tüm milletleri Rus yapma), tek dil yaratma (bütün milletlerin Rusça konuşmasını sağlama) politikasının bir ürünüdür. Bundan dolayı, milletlerin sosyolojik ve demografik dokusu değiştirildi. Tam anlamıyla karışık, birbirinin içine geçen, birbirleriyle ilişkisi olmayan bir “yeni”, “tehlikeli” “emperyal” bir yapı oluşturuldu. Tabiri caizse bütün milletlerin bir kokteyl yapıldı. Bundan dolayıdır ki, Kürtler de 7 cumhuriyete sürüldüler. Kürtler idari, milli, kültürel tüm haklarından mahrum edildiler.  Sovyetler Birliği’nin bu politikasının sonucu olarak Kafkasya’da ve Rusya Federasyonu’nda çıkan ve çıkacak her sorun Kürtleri ilgilendirmektedir.

Kürtler savaşın tarafı olmamalı, kendi idari milli ve otonom haklarını savunmalı…

Bakü-Erivan Savaşı da doğrudan Kürtleri ilgilendirmektedir. Kürtler hem Azerbaycan’da ve hem de Ermenistan’da yaşamaktadırlar. Her iki cephede savaşan ve ölen Kürtler var. Bu Kürtlerin bir kaderi, zorunlu bir hali, kaçamayacakları bir durumdur. Bu nedenle, Kürtler açısından bir kardeş kavgasından söz etmek yanlış olmazsa gerek. Kürtlerin bu gerçeği, bu savaşla doğrudan ilgilenmeyi kaçınılmaz yapıyor. Taraflar da Kürtlerin kendilerini desteklemeleri konusunda hem bir talep ve hem de bir beklenti içindeler. Ermenistan milletvekillerinin, bazı yetkililerin Kürtlerin kendilerini desteklemeleri konusunda açık görüşleri var.

Ermenistan’da ve Azerbaycan’da yaşayan Kürtlerin de kendileri açısından böyle talep ve beklentilerinin olduğu bir gerçek. Kendilerine göre haklılıkları da var. Onlar açısından başka bir alternatif de yok. Buna karşılık, Kürdistan’daki ve dünyadaki Kürtlerin Bakü-Erivan savaşı karşısındaki tutumları önemli olmaktadır. Kürt siyasetçilerinin, yazarlarının, dava adamlarının, bu savaş karşısında bölündükleri görülmektedir. Bazıları Erivan’dan yana ve bazıları da Azerbaycan’dan yana bir tutum ve davranış içinde. Her biri de farklı refleksler ve nedenlerle tutumunu belirlemektedirler.

Şu çok iyi bilinmeli ki, Bakü-Erivan savaşında Kürtlerin çıkarları söz konusu değildir. Bundan dolayı Kürtler bu savaşta taraf olmamalıdırlar. Zaten Kürtler olarak devlet sahibi değiliz, silahlarımız, uçaklarımız da yok ki taraflardan birine yardım edelim. Lehimize dengeleri değiştirelim. Biz Kürtler kendimizden yana taraf olmalıyız. Azerbaycan ve Ermenistan’daki milli ve idari haklarımızdan yana taraf olmalıyız. Kendi haklarımızız talep etmeliyiz.

Biz Kürtler 21. Yüzyılda kendi milli haklarımızı kazanmayı ve devlet olmayı barışçıl ve demokratik bir tarz ve metotla gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Biz başka devletlerin, milletlerin; Azerbaycan ve Ermenistan devletlerinin, Azeri ve Ermeni milletlerinin savaşmasını neden isteyelim, onların savaşından yana olalım. Bakü-Erivan kendi hakları için savaştıklarını, hak savunucusu olduklarını söylüyorlar. Buna söyleyeceğimiz bir şey yok.

Tarihi bir fırsat oluşmuş durumda. Bunun yanında biz hak ve hukuk savunucusu olduğunu söyleyen Bakü ve Erivan’a demeliyiz ki, “Madem siz hak ve hukuktan yanasınız, kendi devletleriniz bünyesinde yaşayan biz Kürtlerin idari, milli haklarını tanıyınız.”

Ermenistan Kızıl Kürdistan topraklarındaki işgaline son versin. Êzîdî Kürtlere “Siz Kürt değilsiniz, siz Kürtlerden ayrı bir milletsiniz” siyasetini değiştirsin. Bu siyasetinden dolayı Kürtlere ve Kürt yurtseverlerine yaptığı kötülükten dolayı özür dilesin. Azerbaycan da Kürtleri asimile etmekten, Azerileştirmekten vazgeçsin. İdari ve milli haklarını tanısın.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —