Bosna-Hersek’te geçen pazar günü yapılan genel seçimlerde Üçlü Başkanlık Konseyi’nin Boşnak üyeliğine 11 partinin ortak adayı Denis Beçiroviç seçildi.
Beçiroviç, Sosyal Demokratik Parti’den (SDP).
Buna istinaden, Demokratik Eylem Partisi (SDA) lideri Bakir İzzetbegoviç'in Beçiroviç karşısında kaybetmesini "Siyasal İslamcıların sosyal demokratlar karşısında yenilgiye uğraması" olarak yorumlayanlar var ama iş öyle değil.
Beçiroviç 290,508 oy aldı.
Başkanlık Konseyi seçimleriyle birlikte yapılan parlamento seçimlerinde SDP’nin oyları -2018’deki seçimlere kıyasla yüzde 30 civarında eksilerek- 105,420’de kaldığına göre, Beçiroviç’e başka partilerin tabanlarından 185 bin küsur oy gitti.
Bu oylardaki aslan payı SDA kökenli siyasetçilerin son yıllarda kurduğu yeni partilerin taraftarlarına ait.
(Beçiroviç’in Sırp ve Hırvat ayrılıkçılığına karşı sert tavrı ve ‘Sırbistan kendi ordusunu güçlendirirken biz de Bosna-Hersek ordusunu güçlendirmeliyiz’ gibi çıkışları, eski SDA seçmenlerinin bu SDP’li siyasetçiye oy vermelerini kolaylaştırmış olmalı.)
***
Beçiroviç’i aday gösteren 11 partiden Halk ve Adalet, Halkın Avrupa Birliği / Yeni Nesiller ve Demokratik Eylem Hareketi’ne bakalım:
2018’de SDA’dan ayrılan Elmedin Konakoviç ve arkadaşları tarafından kurulan Halk ve Adalet, parlamento seçimlerinde 63,913 oy aldı.
Vaktiyle SDA’dan Stari Grad (Saraybosna’nın Eski Şehir ilçesi) belediye başkanı seçilen İbrahim Hacıbayriç’in liderliğinde 2021’de kurulan Halkın Avrupa Birliği / Yeni Nesiller, 38,029 oy aldı.
2018’de SDA’dan ayrılan Mirsad Kukiç’in “Aliya İzzetbegoviç’in fikirlerini ihya etmek” iddiasıyla kurduğu Demokratik Eylem Hareketi, 13,185 oy aldı.
Toplamda 115,127 oy.
Bunlara, söz konusu ittifaka mensup, savaş yıllarında dışişleri bakanlığı ve başbakanlık yapmış olan Haris Silayciç’in 1996’da SDA’dan ayrılarak kurduğu Bosna-Hersekçi Parti’nin 21,541 oyunu ve geçmişte SDA ile birlikte hareket eden medya patronu Fahreddin Radonciç liderliğindeki Bosna-Hersek’e Daha İyi Bir İstikbal İçin Birlik’in 20,187 oyunu ilave ettiğimizde 156,855 oy ediyor.
SDP oylarının yaklaşık bir buçuk katı.
Söz konusu seçmenlerin hepsi Beçiroviç’e oy vermiş midir?
Hayır; bunların bir kısmı, Boşnak oldukları halde Başkanlık Konseyi seçimlerinde yasal boşluktan istifade ile Hırvat seçmen gibi davranarak, Konsey’in Boşnak üyeliği yerine Hırvat üyeliği için -etnik milliyetçi ve ayrılıkçı adaya karşı Bosna-Hersek halkının ve devletinin bölünmez bütünlüğünü savunan aday lehine- oy kullanmıştır ama aynı şey SDP ve 11 partili ittifakın diğer paydaşlarının tabanlarında da -muhtemelen SDA tabanında bile- olmuştur; dolayısıyla Beçiroviç’in aldığı oylarda mezkûr partilerin payının SDP’nin payından büyük olduğunu, o ittifaktaki sosyal demokrat eğilimli partilerin tümünün payından bile büyük olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Demek ki Beçiroviç’in Başkanlık Konseyi’ne seçilmesi sosyal demokratlardan ziyade “siyasal İslamcıların” marifeti.
Çünkü SDA “siyasal İslamcı” ise SDA kökenli o partiler de “siyasal İslamcı”.
(Hamiş: Bosna-Hersek’in ilk başörtülü belediye başkanı olarak tarihe geçen Amra Babiç, Halk ve Adalet’te yer alıyor.)
***
Beçiroviç’in kazanması SDP’ye artan teveccühü değil SDA’ya ve bahusus Bakir İzzetbegoviç’e karşı artan tepkiyi, en çok da kendi tabanından yükselen tepkiyi ifade ediyor. (İdeolojik bir tepkiden bahsetmiyoruz. SDA’nın / İzzetbegoviç’in iş tutuş tarzı ile alâkalı bir tepki bu. Başka bir yazının konusu.)
Bakir İzzetbegoviç, 2014’teki Başkanlık Konseyi Boşnak Üyeliği seçimini 247,235 oyla kazanmıştı.
Bu sefer 190,408 oyda kaldı.
Aradaki 57 bin küsurluk fark, Konakoviç liderliğindeki Halk ve Adalet’in oylarına yakın.
(SDA hâlâ Boşnakların en büyük partisi ama o da kan kaybediyor. 2018’deki parlamento seçimlerinde 281,731 oy almıştı; bu sefer 219,393’te kaldı. Burada da Halk ve Adalet’in oylarına yakın bir fark söz konusu.)
Bakir İzzetbegoviç, seçim sonuçlarının belli olması üzerine “11 partiye karşı kaybettim” dedi ama aslında kendi ayağına sıktığı için kaybetti.
2018’de -dönemin sevilen, sayılan, itimat edilen Saraybosna Kantonu Başbakanı- Konakoviç’in SDA’ya içeriden yönelttiği “kötü yönetim” eleştirilerini kavga sebebi saymak yerine o eleştirilerin gereğini yaparak kendine ve partisine çeki düzen verseydi ve hiç değilse Konakoviç ve arkadaşlarını SDA’da tutabilseydi, bugün belki “10 partiye karşı kazandım” diye konuşabilirdi.