MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabından 737´nci Ertuğrul Gazi´yi Anma ve Yörük Şenlikleri kapsamında paylaşımlarda bulundu.
Söğüt´ün bir ağacın değil, üç kıtayı gölgesi altına alan adalet, ahlak ve anıtlaşmış hakkaniyetiyle cihana nam bırakan bir medeniyetin adı, milli vicdanda kök tutmuş cesaret ve muzafferlik anısı olduğunu aktaran Bahçeli, "Söğüt bir doğumdan ziyade yankıları asırlar boyunca devam edecek devasa bir doğruluşun, beşeriyetin kaderini etkileyecek dengeli bir duruşun, Türk ve İslam değerlerini şuurla duyan ve duyuran bir oluşun ağırlık merkezidir." değerlendirmesini yaptı.
"Aynı zamanda Ertuğrul Gazi ve Söğüt, şefkate şiddet, dostluğa ihanet, merhamete zulmetle karşılık veren entrikacı tekfurların kol gezdiği bir yöreden başlayıp asırlarca sürecek kutlu yolculuğa mihmandarlık ve mimarlık yapmışlardır." ifadesini kullanan Bahçeli, Ertuğrul Gazi ve torunlarının en önemli başarısının Türkmen boylarını kavga ve kargaşadan uzak tutup, ortak hedeflere yöneltmeleri olduğunu kaydetti.
Bu temel ilkelerin 400 çadırlık bir Türkmen varlığından küresel bir kudretin yeşerip yükselişini sağladığını belirten Bahçeli, Söğüt vizyonundan savrulan toplumlara, geniş coğrafyalara iç çekişmeler, kanlı çatışmalar, taşkın anlaşmazlıklar, aşkın ihtilaf ve ihanetlerin nüfuz ettiğine değindi.
Bahçeli, Suriye´de, Irak´ta, Ortadoğu´da, Balkanlar ve Afrika gibi coğrafyalarda yaşanan olaylarda aynı durumun yaşandığına işaret etti.
"Muhatap bütün ülkeler tarih ve insanlık önünde sorumludur"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, paylaşımında, İdlib bahanesiyle sahne alan küresel ve bölgesel güç mücadelelerinin giderek şiddetlendiğini, yönetilebilir istikrarsızlık ve dehşet verici kaos sarmalının tesir alanını genişlettiğini aktardı.
Suriye´de akan kanın durmadığını, masumların canı üzerinden yapılan pazarlıkların bitmediğini vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Dünkü Tahran Zirvesi elbette anlamlı ve değerlidir. Suriye´de demokratik ve siyasi geçiş sürecinin behemehal teminiyle ateşkes rejiminin tesisi kaçınılmaz ve beka düzeyinde bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın karşılanmasında muhatap bütün ülkeler tarih ve insanlık önünde sorumludur.
Astana Mutabakatı, Soçi Zirvesi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi´nin 2254 Sayılı Kararıyla birlikte Cenevre süreçlerinin etkili olabilmesi için Türkiye haricinde sahada ve masada bulunan diğer taraf ülkeler samimi ve yapıcı hareket etmek durumundadır."
"Esad ile Putin İdlib´e bomba yağdırmaktan vazgeçmelidir"
Bahçeli, "Bir defa Suriye´nin geleceğinde Esad yer almamalıdır. Buna yönelik siyasi kararı da Suriye halkı vermelidir. Bu ülkenin bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı ve riayet ise esas olmalıdır. Esad ile Putin İdlib´e bomba yağdırmaktan, ateşkes arayışlarını sabote etmek vazgeçmelidir." paylaşımını yaptı.
İdlib´deki gelişmelerin Türkiye´nin milli güvenliğini, Söğüt emanetini olumsuz düzeyde etkileyeceğini belirten Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bu itibarla yeni ve yoğun bir göç dalgasına asla müsaade edilmemeli, nüfus istiklalimizi daha fazla zora ve sıkıntıya sokacak adım ve kararlardan ihtiraz edilmelidir. Türkiye Türk milletinindir. Anadolu Türk vatanıdır. Ülkemizdeki Suriyelilerin güvenli ve süratli şekilde asıl yurtlarına sevki acilen planlanıp hayata geçirilmelidir. Sınırlarımıza diktiğimiz duvarların aşılması, yeni göç akınları millet varlığının geleceğini karartacaktır.
Üzerinde gururla yaşadığımız toprakları; fetihle, bedel ödeyerek, can vererek, çilelere katlanarak, fedakarlıklarla vatan yaptık. Gidecek yerimiz yok, sığınacak yeni bir yurdumuz yok. Vatan varsa bayrak vardır, bağımsızlık vardır, istikbal vardır, ar ve namus ayaktadır."
"Ne çöküşümüz, ne göçümüz mümkündür"
Ertuğrul Gazi´nin Orta Asya´dan bu yana süregelen Türkmen boylarının yurt arama sevdasını Süleyman Şah´tan alarak Söğüt´e geldiğini anımsatan Bahçeli, "Ezcümle geri dönüşümüz, gelecek asırlarda Türklükten mahrum Anadolu tamamıyla ham bir hayaldir." ifadesini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Söğüt´te geleceğin rotasının dua ve üstün bir mücadele azmiyle çizildiğine, 9 Eylül 1922´de Türk vatanının müstevlilerden temizleyip denize süpürüldüğüne değinerek, şu görüşlerini paylaştı:
"Ne çöküşümüz, ne göçümüz mümkündür; gözümüzü açtığımız topraklar gömüldüğümüz, gövdemizin sere serpe uzanacağı yer olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle 737. Ertuğrul Gazi´yi Anma ve Yörük Şenlikleri kapsamında, Türk milletinin bekası için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve başta Ertuğrul Gazi olmak üzere kahraman ecdadımızı hürmet ve rahmetle anıyorum. Allah hepsinden razı olsun diyorum. Türkiye Cumhuriyeti´nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ü, Milli Mücadele´ye emek vermiş kahramanlarımızı, 9 Eylül 1922´de İzmir´e fırtına gibi giren cesur yürekleri tazimle yad ediyor, hepsine Allah´tan rahmet niyaz ediyorum. Bugünlerde, milli birlik ve beraberliğimize musallat olan bölücü terörle mücadelede ebediyete uğurladığımız vatan evlatlarımıza da en derin şükran hissiyatımla Cenab-ı Allah´tan rahmet diliyorum."