Tarih: 18.04.2018 14:26

Bahçeli geleneğini değiştirmedi

Facebook Twitter Linked-in

VE gelenek değişmedi. Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli, yaptığı bir hamle ile bir kez daha siyasette nehrin akışını değiştiren bir etki yarattı. Bahçeli´nin dünkü açıklamasıyla birlikte, 2019 yılı kasım ayında, yani bundan bir buçuk yıl sonra yapılması öngörülen Başkanlık ve TBMM seçimlerinin bir yıl öne alınması tartışması Türkiye´nin gündemine yerleşmiş oldu.

Bahçeli´nin çıkışı, aslında son 15 yıl içinde birçok kez tekrarlanan bir kalıbın devamı niteliğindedir. Bu kalıba baktığımızda, daha önce de vurguladığımız üzere, belli başlı siyasi hadiselerin akışında MHP Lideri´nin yaptığı hamlelerin genellikle belirleyici bir rol oynadığını görüyoruz.

Bu siyasi hadiseleri kısaca şöyle hatırlayabiliriz:

2002 SEÇİMİ: Türkiye, 2002 yazında bir yıl önce yaşanan ağır bir ekonomik krizin yorgunluğu ve dönemin DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin başbakanı Bülent Ecevit´in sağlık sorunlarının yarattığı belirsizlik ortamı içinde sıkıntılı bir şekilde yol alıyordu. Genel seçimin normal takvime göre 2004 Nisan ayında yapılması gerekiyordu. Başbakan Yardımcısı Bahçeli, 7 Temmuz 2002 tarihinde Bursa´da Kocayayla Türkmen Kurultayı´nda herkesi şaşırtan bir açıklamayla siyaset dengelerini tersyüz etti. MHP Lideri, bazı çevreleri ?MHP´siz hükümet arayışlarına girmekle? suçlayarak, ?Gelin 3 Kasım´da seçime gidelim? önerisini yaptı. Gerçekten de daha sonra her şey Bahçeli´nin dediği gibi ilerledi ve 3 Kasım 2002 tarihinde sandığa gidildi. Gelgelelim, seçim AK Parti´yi iki partili bir parlamentoda tek başına iktidara taşırken, MHP baraj altında kaldı.

GENÇ PARTİ KARARI: Bahçeli´nin 2002´de erken seçime gitme çağrısını tamamlayan bir başka önemli siyasi kararı, koalisyon ortaklarının dönemin Genç Parti Lideri Cem Uzan´ı seçim dışı bırakma yolundaki hazırlıklarına onay vermemesidir. DSP ve ANAP´ın hazırladıkları, -yasalara aykırı bir şekilde Türk makamlarından izin almadan bir başka ülkenin vatandaşlığını kazandığı gerekçesiyle- Uzan´ı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkartan Bakanlar Kurulu kararnamesi Bahçeli´den dönmüştür. Kararnamenin hazırlanma amacı, aslında Uzan´ı seçim dışına çıkartarak, diğer partilerden Genç Parti´ye oy kaymasını önlemekti. Bahçeli´nin o dönemde bu dosyayı incelettiği danışmanı merhum Büyükelçi Deniz Bölükbaşı´nın sonradan ?Siyaset İskelesi? kitabında yazdığına göre, MHP Lideri ?seçim öncesi böyle bir tasarrufun siyasi etik açısından partisine yakışmayacağını? düşünmüştü. Genç Parti seçime katıldıysa da TBMM´ye giremezken, MHP gibi DYP de az bir farkla baraj altında kalmıştır.

367 KRİZİNİN AŞILMASI: 2007 yazı Cumhurbaşkanı seçiminin yarattığı ağır bir siyasi krize sahne oldu. Anayasa Mahkemesi´nin 2007 Mayıs ayı başında TBMM´de Cumhurbaşkanı seçimine geçilebilmesi için ?genel kurulda en az 367 milletvekilinin hazır bulunması´ kriterini getirmesi süreci kilitledi ve AK Parti bunun üzerine 22 Temmuz 2007´de erken seçime gitti. Bu kez MHP barajı geçerken, AK Parti sandıktan 327 milletvekili çıkartarak 367 eşiğinin altında kaldı. Ancak Bahçeli 20 Ağustos´ta MHP grubunu TBMM Genel Kurulu´na sokarak 367 engelinin aşılmasını sağladı. Böylelikle AK Parti adayı Abdullah Gül´ün Cumhurbaşkanı seçilebilmesinin önü açıldı. Bütün bir yaz boyunca Ankara´yı kaplayan siyasi kriz Bahçeli´nin gösterdiği esneklik sayesinde aşılmış oldu.

7 HAZİRAN 2015 AÇIKLAMASI: MHP Lideri´nin yakın tarihteki en önemli siyasi kararlarından biri, 7 Haziran 2015 seçimlerinin yapıldığı gece aldığı tutumdur. Bahçeli, AK Parti´nin tek başına iktidar olamayacağının anlaşıldığı bir noktada yaptığı açıklamada, MHP´nin koalisyonda yer almayacağını, muhalefette kalacağını duyurdu ve MHP´siz koalisyon önerileri getirdikten sonra ?Bunların hiçbirisinden sonuç alınamıyorsa, en erken seçim ne zaman olacaksa o zaman da seçim olur? dedi. MHP´nin koalisyon formüllerine kapıyı kapatması ve CHP-AK Parti koalisyon müzakerelerinin de başarısızlıkla sonuçlanması, 1 Kasım 2015 tarihinde erken seçime gidilmesine kapıyı açtı. Bir başka deyişle, Türkiye´yi erken seçime taşıyan çerçevenin formatlanmasında Bahçeli´nin 7 Haziran akşamı yaptığı açıklama azımsanmayacak bir rol oynadı.

BAŞKANLIK SİSTEMİNE GEÇİŞ: Bahçeli´nin siyasi hayatının en kritik kararlarından biri, 2016 sonbaharında herkesi şaşırtan bir hamleyle başkanlık seçimi için AK Parti´ye yeşil ışık yakması olmuştur. Bahçeli, 11 Ekim 2016 tarihinde ?AKP, üzerinde çalıştığı bir anayasa hazırlığı varsa, mutabık kalınan daha önceki maddeleri de ihtiva etmek kaydıyla TBMM´ye getirmelidir? çağrısında bulundu. Daha öncesinde Erdoğan başkanlığa ilişkin anayasa değişikliğini referanduma götürebilmesi için gerekli 330 milletvekili eşiğini hiçbir zaman yakalayamıyordu. Bahçeli´nin burada verdiği destek, TBMM´de 317 milletvekili bulunan AK Parti´nin başkanlık değişikliğini halkoylamasına götürebilmesini mümkün kıldı. MHP´nin de katkısıyla 16 Nisan 2017 tarihinde  yapılan referandumda ülkedeki yönetim sistemini köklü bir şekilde değiştiren anayasa değişiklikleri kabul edilerek Türkiye´de yeni bir döneme girildi.

Hepsi de siyasetin akışı açısından hayati sonuçlar doğuran bu dönemeç noktalarında süreçleri tetikleyen hamlelerin pek çok durumda Bahçeli´den geldiğini görüyoruz. Seçimin gerçekten öne alınması halinde ?Bahçeli kriteri´ bir kez daha tekrarlanmış olacaktır.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —