Açık sözlü bir lider sayın Bahçeli, Allah var niyetini çok belli ediyor.
Fakat anlayış kıtlığı çeken bilir, bir yerden sonra tıkanıyor insan, almıyor havsalası.
Acaba FETÖ´nün seçmen ayağı derken tam olarak ne demek istedi, siz anlayabildiniz mi?
Siyasi değil de mantıksal bir polisiye argüman ileri sürer gibi yaptı.
Elinde bir bilgi ya da istihbarat olmadığını zaten harbice söylüyor.
´Şahsi düşüncem´ dediği düşüncelerin yine de altı boş değil bittabii.
Basamak basamak zirveye çıkan, kademeli bir ince akıl yürütmeye dayanıyor.
Hafiyelerin iz sürme yönteminden yararlanır gibi, kördüğüm bilmeceleri adım adım çözen dedektif mantığı işletir gibi...
Önce, FETÖ´nün siyasi ayağı tartışmalarına değiniyor.
Sonra, o ayağın bir türlü bulunamadığı gerçeğini hatırlatıp sadede geliyor.
Arkası şöyle: "Hep tartışıldığına göre, demek ki FETÖ darbe hareketinde bir siyasi ayak vardır..."
E haliyle ´siyasi ayağın olduğu yerde siyasi seçmen de´ olmaz mı!
Hareket noktası tam burası. ´Düşünüyorum öyleyse varım´ Kartezyen felsefesiyle ucunu bir yerden yakalayınca da çorap söküğü gibi geliyor gerisi.
Sıradaki ipucu: "100 bin imzaya talip 4 kişiden biri, CHP´nin 15 vekil kaydırmasıyla destek buldu..."
Tahmin edin kim?
Kimden söz ettiğini çıkardıysanız, bir basamak daha ileri: "O şahsiyet, 100 bin imzayla adaylığını koyacağında ısrar etti.
O zaman akla gelen soru şudur. Merak ettiğim, AK Parti´nin Adalet Bakanı ile İçişleri Bakanı, FETÖ´nün seçmen ayağı üzerindeki etkisini takip etti mi?..."
İhtimal ki ittifak ortağına görevi ihmal eleştirisi getiriyor. İlgili bakanların, FETÖ´nün siyasi ayağını hala neden ve nasıl ortaya çıkaramadığını hayretle sorguluyor belki.
Peşi sıra uyarıyor da: "Takip etmezse, 100 bin kişinin içerisinde FETÖ, PKK desteğiyle bir aday taraması yapılacaksa FETÖ´nün seçmendeki ayağının hangi aday etrafında toplandığı etrafında kanaat oluşabilir..."
Ve yol göstererek bir doruğa bağlıyor meseleyi: "Bunların hepsi hangi aday etrafında düğümlenip 100 bini tamamlayacaksa o zaman Türkiye açısından önemli bir sonuç elde edilmiş olur..."
***
Bu mantık silsilesinden ne sonuç çıkarmalıyız şimdi?
A-Zincirleme reaksiyon oluşturarak ´Uyuma, YSK il ve ilçe kurullarına pusu atarak FETÖ´nün hem seçmen hem de siyasi ayağını suçüstü enseleyebilirsin, bir taşla iki kuş, fırsatı kaçırma´ manasına salt polisiye bir çağrı.
B-Delilden neticeye giderek elde edilemeyeni, neticeden delile gitmeyi deneyerek başarmaya dönük masum bir öneri.
C-Polisiye görünümlü siyasi entrika, FETÖ´yle mücadele ediyor görünerek eşkali tarife uyan tek aday Meral Akşener´le mücadele mesajı.
D-FETÖ´yle mücadeleyi siyasete alet ederek kötüye kullanmaya, yargıyı ve polisi araçsallaştırarak istismara bir örnek.
E-Siyasi muhalefeti kriminalize edip suçmuş gibi göstererek, rakibe suçlu süsü vererek Akşener´i yıpratırken imza verecekleri de gözdağıyla caydırmak, ´terörist diye fişlenirsiniz, suç işlemiş gibi mimlenirsiniz´ imasıyla seçmeni yıldırmak, gözünü korkutup destekten uzaklaştırmak, gerekli imzayı toplamasını imkansızlaştırarak fiilen yasaklamak. Yani yasal seçenek olmaktan çıkarıp demokratik haklardan, seçmenden ve en nihayet seçimden men ederek istenmeyenin adaylığını engellemek.
***
Sondan başlayalım...
E şıkkını eliyorum, çok göstere göstere yapılmış olur, siyasete ve serbest seçimlere antidemokratik bir müdahaleye benzer kanımca, o kadar da uzun boylu değildir herhalde.
D ile C´yi sorarsanız, ikisi de aynı kapıya çıkar zannımca, birbirini götürürler.
A da aklımı çelmiyor, kafamı kurcalamıyor değil hani ama ben Allahualem B´dir diyorum. Ya siz muhterem?
