DEVA Lideri Ali Babacan, MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye Furkan Vakfı üyelerine dönük polis şiddetini savunduğu için tepki göstererek, "Polis şiddetinin münferit bir tavır değil, zihniyet meselesi olduğunu Sayın Bahçeli ispatladı. İşkencecileri alınlarından öperek kendisine yakışanı yaptı. Adı bunca kirli işle anılan ve işkence olayında dahi kendi vatandaşını suçlayan ilgili bakanın arkasında durdu. Sayın Bahçeli, 12 Eylül döneminde, kendi geleneğinin gördüğü onca eziyetten hiçbir ders çıkarmadığını gözler önüne serdi" dedi.
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Altılı zirve öncesinde genel başkanlarla görüştüğünü söyleyen Babacan, Adana’daki işkence görüntülerine ve kur korumalı mevduat sistemine tepki gösterdi.
Kur korumalı mevduat sistemiyle ilgili olarak "devleti batırma kampanyası" ifadelerini kullanan Babacan, "Bir avuç mevduat sahibine garanti verilsin diye bütün yükün dar gelirlinin sırtında olmasına razı olamayız. İş başına geldiğimiz ilk gün bu devleti batırma kampanyasını bitireceğiz" diye konuştu.
Polisin görevi milletin can güvenliğini sağlamaktır; milletin canına kast etmek değil
Furkan Vakfı gönüllülerine uygulanan polis saldırısına ilişkin, “Anayasal hakkını kullanmak isteyen vatandaşın tepesine inen cop, hiçbir koşulda meşrulaştırılamaz” diyen Babacan, “Polisin görevi milletin can güvenliğini sağlamaktır. Milletin canına kast etmek değil. Neymiş? ‘Yasa dışı’ yürüyüş yapmışlar. Ülkede parkur yürüyüşlerinden başka ‘yasa içi’ yürüyüş mü kaldı? Ülkede yasa mı kaldı ki böyle söylüyorsunuz? Kendilerini yöneten siyasetçilerden cesaret almayan hiçbir polis memuru böylesine pervasızca işkence uygulayamaz. Kolluk kuvvetlerine ‘Bacaklarını kırın’, ‘Siz yıkın, mahkeme kararı arkadan gelsin’ diyen bir bakanın emrindeki kolluk kuvvetlerinin hukuk içinde hareket etmesi beklenebilir mi? Cumhurbaşkanı gereken tepkiyi ve talimatı vermiyorsa polis şiddetinin önüne geçebilir misiniz?” diye sordu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de polis şiddetini savunduğu ifadeleri için tepki gösteren Babacan, şu ifadelere yer verdi:
Bahçeli, 12 Eylül'den ders çıkarmadığını gözler önüne serdi
“Polis şiddetinin münferit bir tavır değil, zihniyet meselesi olduğunu Sayın Bahçeli ispatladı. İşkencecileri alınlarından öperek kendisine yakışanı yaptı. Adı bunca kirli işle anılan ve işkence olayında dahi kendi vatandaşını suçlayan ilgili bakanın arkasında durdu. Sayın Bahçeli, 12 Eylül döneminde, kendi geleneğinin gördüğü onca eziyetten hiçbir ders çıkarmadığını gözler önüne serdi. Milliyetçi hareketin bir ‘cefasını çekenler’ olmuştur, bir de ‘sefasını sürenler’. ‘Sefa sürenlerin’ bunları anlaması mümkün değildir. Sayın Bahçeli artık şiddetle, mafyayla, çetelerle, hukuksuzlukla aranıza bir mesafe koyun. İnsanın ar damarı bir kez çatlamaya görsün. İşkenceyi meşrulaştırana da mağdura kimliğini sorana da yazıklar olsun.”
Milletin vergilerini bir avuç insana faiz olarak ödeyecekleri banka hesaplarına yatırdılar
Babacan, kur korumalı mevduat sistemini de “devleti batırma kampanyası” sözleriyle nitelendirdi. “Milletin vergilerini bankada yüksek mevduatı olan bir avuç insana faiz olarak ödeyecekleri banka hesaplarına yatırdılar” diyen Babacan, “Bu hafta, faiz miktarı netleşti. 21 Aralık’ta açılan kur korumalı mevduata 3 ayda yüzde 11,9 oranında faiz ve kur farkı ödediler. Vadeler değiştiği için faiz yıllık bileşik ile hesap edilir. Yıllık bileşik faiz tam yüzde 57! 22 Aralık’ta açılan hesaplar için 3 ayda yüzde 20,1 faiz ve kur farkı ödediler. Yıllık bileşik faiz tam yüzde 108! 23 Aralık’ta açılan hesaplar için yapılacak faiz ve kur ödemesi yüzde 27,3… 23 Aralık’ta 100 lira para yatıran bugün 27 lira 30 kuruş faiz alacak. Yıllık bileşiği yüzde 163! Bu, devleti batırma projesi değil de ne?” değerlendirmesinde bulundu.
Siz faizlerin yüzde 8-9 olduğu dönemlerde, zamanın tertemiz bürokratlarını vatana ihanetle suçluyordunuz
İktidarın ‘faiz lobisine’ bugüne kadar görmediği saadeti yaşattığını işaret ederek, “Hey gidi faiz düşmanı Erdoğan hey! Nereden nereye! Siz faizlerin yüzde 8-9 olduğu dönemlerde, zamanın tertemiz bürokratlarını vatana ihanetle suçluyordunuz. Hesap ortada. Siz son üç gündür bu ülkenin hazinesinin katkısıyla yüzde 57, yüzde 108, yüzde 185 yıllık bileşik faiz ödediniz” ifadelerine yer veren Babacan,
“Bu hesaplar yabancı uyruklu insanların da kullanımına açıldı. Bütün dünyaya ‘En güzel faiz burada’ dediler. Ortalıkta ‘Faizle mücadele edeceğim’ diye dolananların geldiği nokta, tüm dünyaya ‘fahiş faiz’ vermek oldu. Dillerinden düşürmedikleri ‘faiz lobisi’ vardı. Gerçeği örtbas etmeyin. Devleti batırma kampanyasının Hazineye yükünün iddia ettiğiniz gibi yıllık 15 milyar olmayacağını çıkın açıklayın. Döviz kur bugünkü seviyede kalsa bile, bütçeye yılda en az 40 milyar liranın üzerinde bir yük getiriyor. Kurdaki her yüzde 10’luk artış; 60 milyar lira daha yük getirecek. Sayın Erdoğan; Hazine kimsenin babasının malı değil. Kendi hazinen değil, milletin hazinesi. 40 milyarı şöyle düşünün: Bu senenin bütçesinde gençlere, kadınlara, insan haklarına, afet yönetimine, sanayinin üretim ve yatırımlarına tüm destekleri alt alta yazın, tamamı 40 milyar etmiyor” dedi.
Babacan, konuşmasının devamında şunları söyledi:
Devleti batırma kampanyasını bitireceğiz
“Bir avuç mevduat sahibine garanti verilsin diye bütün yükün dar gelirlinin sırtında olmasına razı olamayız. İş başına geldiğimiz ilk gün bu devleti batırma kampanyasını bitireceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazine’sini içine düşürüldüğü bu bataklıktan kurtaracağız. Dünyaya güven vererek, yatırımları çeken bir Türkiye’ye hep beraber kavuşacağız. Bu milletin her bir ferdinin zenginleşmesini sağlayacağız.”