Doğru Haber Gazetesi'nden Yusuf Can'ın 'konuya dair' analizi...
Tabii diğer iki garantör ülke Rusya ve İran da bu konuda Türkiye’yle aynı sorumluluğu paylaşacaklardı.
Birçok uluslararası anlaşmada olduğu gibi Astana da ölü doğan anlaşmalardan biri oldu.
Neden mi?
Çünkü
Sahadaki güçlerin her birinin kendi “Özel ajandası” var.
Rusya yüzyıllar sonra ‘Sıcak denizlere inme’ başarısının mutluluğunu Akdeniz’de tutunma ve daha da yayılma şeklinde bir strateji uyguluyor.
İran ve bileşenleri Suriye cephesini eski günlerine döndürme ve kazanımlarını artırma hedefindeler. Bundan dolayı İdlib’in tekrar Baas Rejimi tarafından kontrol edilmesi gerektiğine inanıyorlar.
Türkiye ise İdlib ve Suriye’nin diğer bölgelerinden gelebilecek olası göç dalgasına karşı teyakkuz halini korumakta, bu arada YPG/Pkk varlığı gerekçesiyle Kuzey Suriye’de bazı operasyonlarla yeni kazanımlar sağlıyor.
Türkiye’nin İdlib ve Kuzey Suriye’deki varlığıyla ilgili çok şeyler söylendi söylenecek, ancak bu sabah itibariyle Baas Rejim güçlerinin Türkiye askerine bilinçli olarak yaptıkları bir operasyonla saldırı düzenlemeleri yeni bir sayfanın açılmak üzere olduğunu gösteriyor.
Baas Rejimi ve ona destek olanlar uzun zamandır Türkiye’nin Suriye’deki varlığını bir “İşgal” olarak nitelendirip çekilmesini istiyorlar.
Baas Rejimi yakın dönemde “İdlib’i geri alma operasyonu başlatacaklarını” ilan etmiş ve Türkiye’ ye buradan çıkması gerektiğini üstü kapalı tehditlerle ifade etmişti.
Bunlar yaşanırken ve Baas Rejimi direkt olarak Türkiye askerine saldırırken “Astana Görüşmeleri” ne oldu sorusu tam cevabını bulmuş oluyor;
-Yani Astana tüm ‘Garantör ülkeler için bir ZAMAN KAZANMA hamlesiydi
-Yani Baas Rejiminin arkasındaki ülkeler bu saldırıyı (sessizce de olsa) destekledikleri için Türkiye’ye karşı aslında Baas Rejiminin yanında duruyorlar demektir.
-Yani Türkiye İdlib’te çok sıkıştırılırsa rotasını tekrar NATO’ya ve haliyle ABD’ye çevirebilir demektir.
-Yani Türkiye; (“Erdoğan’ın Suriye’dir, Rusya değil!” Şeklindeki ifadeleriyle )Rusya’yı nötralize edebilirse Baas Rejimine daha ağır darbeler vuracak demektir. Öyle ki bir daha böyle bir girişimde bulunmasın.
-Yani bölge Libya gerginliğinden bir daha Suriye’nin yıkıcı gündemine dönmüş oldu.