Masaya yatırdıkları İslam’ı ve Müslümanları eğlence ve gülüşme malzemesi yapmalarına fırsat veren her kimse İslam’ın izzetinden nasibini alamamış bir zavallıdır.
Rabbimizin Kitab-ı Keriminde pislik dediği, necaset dediği, yaratılmışların en kötüsü olarak nitelendirdiği, bu yetmiyormuş gibi İslam’a ve Müslümanlara tepeden bakan şerefsizlerin önüne Müslümanları atarak bu itlere boğdurmaya çalışmak bir ihanettir, büyük bir zillettir.
Bu şekilde hiç kimsenin İslam’ın şeref ve izzetiyle oynaması asla affedilemez.
Özellikle İslam adına, Müslümanlar adına bir yerlerde bulunan kişiler veya kurumlar İslam’a halel getirecek, Müslümanların başlarını önlerine eğdirecek bir fotoğraf sergileyemezler.
Birilerinin İslam’ı ve Müslümanları temsil edip edemeyeceği meselesi her ne kadar çok belirgin olmasa da önemli olan kamuoyunda öyle biliniyor olmasıdır.
Kimlerin İslam’ı ve Müslümanları temsil edebileceğini ilim ehli daha iyi bilir ve tarif eder ama biz diyoruz ki; İslam adına gözüne bakılan, ağzına bakılan sözüne kulak verilen herkes bulunduğu yerde İslam’ın ve Müslümanların temsilcisidir. Bunlar ayaklarını denk almalıdırlar.
Hatta konuşulacak şeylerden önce oturdukları yerin, bulundukları konumun İslam’ın izzetiyle örtüşüp örtüşmediğine iyice dikkat etmelidirler. En basit bir şirket, en küçük bir devlet bile bir protokolde kendi temsilcisine ayrılan yere titizlikle dikkat eder, yerine göre orayı terk eder.
Konuşulacak konulara gelince; yaklaşık bir asırdır İslam’ın yasaklandığı, hükümlerinin yürürlükten kaldırıldığı, Müslümanca bir eğitimin kaldırıldığı bir ülkede hiç kimse İslam’ı ve Müslümanları sorgulayamaz, hesaba çekemez, buna fırsat veren herkes suçludur.
Eğer tartışılacaksa laiklik tartışılmalı, putperestlik tartışılmalı, bir asırdır yürürlükte olan bu rejim tartışılmalı, Müslümanlar başkalarıyla masaya oturacaksa bu konuları tartışmak üzere oturmalıdırlar.