Anayasa Mahkemesi, milletvekili adaylığı için istifa eden, seçim sürecinde aday ve aday adayı olamayan belediyede görevli avukatın, mesleğe dönüş isteminin reddedilmesinde seçilme hakkının ihlal edilmediğine karar verdi.
Konya Büyükşehir Belediyesi Hukuk Müşavirliğinde çalışan avukat, 2011´deki milletvekili seçimlerinde aday olmak için görevinden ayrıldı.
Seçim sürecinde aday, aday adayı ve bağımsız aday olmayan kamu görevlisi avukat, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından seçim sonuçlarının kesin olarak açıklanmasından sonra göreve dönüş talebinde bulundu. Bu talep, bir siyasi partiden aday, aday adayı ya da bağımsız aday olduğuna dair belge getirilmemesi nedeniyle reddedildi.
Bu işleme karşı Konya 1. İdare Mahkemesinde açılan iptal davasında ise davanın reddine hükmedildi. Mahkemenin kararında, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun´un ilgilli hükümlerine işaret edilerek, bağımsız aday, herhangi bir siyasi partiden aday adayı veya aday olunması halinde memuriyete geri dönülebileceği bildirildi.
Temyiz üzerine Konya 1. İdare Mahkemesinin kararı Danıştay 12. Dairesince onandı.
Görevine dönemeyen avukat, seçilme ve çalışma hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Yüksek Mahkeme, Anayasa´nın 67. maddesinde güvence altına alınan seçilme hakkının ihlal edilmediğine hükmetti.
Karardan
Başvurucunun adaylık sürecine veya seçim çalışmalarına herhangi bir müdahalede bulunulmadığına işaret edilen kararda, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun´un ek 7. maddesinde, milletvekili ve mahalli idareler seçimlerinde seçilme hakkını kullanmak amacıyla görevlerinden çekilen devlet memurlarının görevlerine dönebilmeleri için seçimlerde aday ve aday adayı olmaları koşulu arandığı vurgulandı.
Kararda, bu koşulun aranmasıyla, kamu hizmetlerinde görevli kişilerin seçimleri gerekçe göstererek görevden çekilme imkanını kötüye kullanmalarının önlenmesinin, bu suretle kamu hizmetlerinin sürekliliğinin sağlanmasının amaçlandığı bildirildi.
Başvurucunun kanunla sağlanan seçilme hakkını kullanırken yine Kanun´un öngördüğü koşullara titizlikle riayet etmesi gerektiğinin açık olduğuna dikkati çekilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Kamu otoritelerinin sahip olduğu takdir payı da gözetildiğinde, kamu hizmetlerinin sürekliliğinin sağlanması amacı bakımından başvurucunun seçilme hakkına yapılan müdahalenin onun siyasal hayata katılımını engelleyici veya seçilme hakkının kullanılmasını zorlaştırıcı mahiyette olmadığı kanaatine varılmıştır. Somut olayda, başvurucuya yüklenen külfeti dengeleyici mekanizmaların bulunduğu da görülmektedir. Başvurucunun milletvekili adayı olmak için istifa etmesini müteakip görevine tekrar kabul edilmemesinin asıl olarak başvurucunun aday veya aday adayı olmaması, başka bir deyişle göreve dönmenin koşullarını yerine getirmemesi nedeniyle olduğu hatırda tutulmalıdır.
Söz konusu sonucun ağırlaşmasında başvurucunun payının büyük olduğu değerlendirilmiştir. Sonuç olarak başvurucunun seçilme hakkına yönelik müdahalenin seçilme hakkını aşırı derecede sınırlamadığı ve kamu hizmetlerinin sürekliliğini sağlamaya yönelik meşru amaç karşısında orantısız olmadığı kanaatine varılmıştır."