Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu´nun Abdi İpekçi´nin 39. ölüm yıldönümü dolayısıyla yayınlanan mesajında İpekçi cinayetinin hâlâ aydınlatılamamasına değinilerek: ?...İpekçi cinayetinin faili meçhul kalması demokrasi ayıbıdır? denildi (http://www.tgc.org.tr/).
Daha nice cinayetler, suikastlar aydınlatılamadı. Tetikçiler yakalandı, fakat azmettiriciler bulunamadı. Öyle anlaşılıyor ki, tetikçiler de kimin hesabına tetik çektiğini bilmiyordu. Bu fiillerin basit, amatör bir çete marifetiyle işlenmediği belliydi. Şimdi gelişigüzel aklımıza gelen Çetin Emeç, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Bedrettin Cömert, Danıştay vb. cinayetlerinin her birinde, daha cinayet haberi duyulur duyulmaz, bazı mahfilerin bu cinayetleri ya İran´ın veya İran dolayımında bir takım İslami örgütlerin veya kendini İslamcı diye tanıtan kişi veya kümelerin üstüne atmaya kalkışması ilginçtir. Madem ki maktuller solcu veya sosyal demokrat görünümlü kimselerdir öyleyse onları karşıtları öldürür kabilinden bir düzayak mantık algısı oluşturmak zor olmazdı. Bazı kesimler indinde zor olmamıştır da... Bu Mefisto mantığı hâlâ kitleleri etkileyebilmektedir.
Başarısız kalan Turgut Özal suikastında bile azmettiriciler meçhul kaldı, tetikçi yakalandı fakat azmettiriciler bulunamadı. Bizzat Özal´ın ve Özal kardeşlerin imalarından anlaşıldığı kadarıyla Özal suikastında azmettiriciler de biliniyordu, fakat açıklanmasından sarfınazar ediliyordu. Televizyonlara da akseden yorumlarda Turgut Özal´a atfen azmettiricileri ifşa etmenin ülke kalkınmasına faydası olmayacağı, hatta kalkınma teşebbüslerinin inkıtaına mal olacağı mülahazası ile ifşa edilmediği ima ediliyordu.
Abdi İpekçi cinayeti de bu kategoride yer alan olaylardan biri...
Benim üstünde durmak istediğim konu ise bunların tümüyle dışında kalıyor. Ben TGC´nin yayınladığı bildiride olayın aydınlatılamamasının vebalinin demokrasinin ayıbı olarak görülmesindeki kafa ve kavram karışıklığına değinmek istiyorum.
Demokrasinin bu cinayetin aydınlatılıp aydınlatılmaması ile ne ilgisi var?
Olay demokrasinin değil fakat emniyet gücünün ve nihayet adaletin ayıbı sayılmalı değil mi?
Buradaki kafa karışıklığının önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yanlış yerde aranan yitik ebediyen bulunmaz. Bunca cinayetin azmettiricisinin meçhul kalması da onun yanlış yerde aranmasıyla bağlantılıdır.
Siyasada, diplomaside, akla gelen her alanda yaygın biçimde süren bu kafa karışıklığı o alanda sonuç almayı önleyen başat faktör olarak yer alıyor.