Tarih: 01.06.2019 11:31

Avukata Var, Bana Yok Mu?

Facebook Twitter Linked-in

Kamunun Yeşil Pasaportu Baro Başkanına Güzel, Size 1 Haftalık Vize de Yeter?

Başkası adına utanıp kendi adınıza üzüldüğünüz anlar vardır. Hayal kırıklığı umutsuzluğa karışır. Barolar Birliği Başkanı; avukatlara yeşil pasaport müjdesi verildiğinde elini patlatırcasına alkışlarken aklımdan geçen tam da bu idi.

Avukatların kaç tanesi Avrupa´da iş almış bilmiyorum (yeşil pasaportun alameti farikası buymuş) ama kendi deyimiyle kıdemli avukatların Schengen bölgesine devletin kamuya mahsus yeşil pasaportu ile çıkması belli ki yargı reformu için gayet mühim bir eşikmiş.

Yargı ve reform kelimelerinin anlamını bilmesek toplumun bir kesimine sağlanan münhasırlığı elini patlatarak alkışlayan kişi hukukçu değil nalbur bile olsa hak veririz. Neticede nalburlar birliği ?kıdemli nalburlara yeşil pasaport çıkardık? dese tabii ki bundan nalbur odası başkanı haklı gurur duyacak. Lakin tedrisatımız yargı ve reformun manasına kifayet ediyor.

Baro başkanının Schengen ülkelerinin elçiliklerinde eurolarını, zamanlarını ve onurlarını tüketerek vize kuyruğunda bekleşen halkın bu çilesi devam ederken avukatların (tabiî ki bir kısmının, uygun görülen kısmının) yeşil pasaport ile Nice, Cannes, Monaco yapmasından mutluluk duyacağına inanabiliriz.
Lakin AB uyumunun 72 fasılının kapanmayan 6 fasılından birinin keyfi bir yorumla ülkenin elini bağlayan terör yasası olduğunu bilmediğine inanmayız.

Size göre terör olan Avrupa Birliği için özgürlük ise ve arada bu kadar derin çelişki varsa ?ne işin var Avrupa´da?´ derler adama. İşin öyle olmadığı o kadar belli ki, 17 yıldır ülkeyi tek başına yöneten iktidar ?fikir suçlarını kaldıracağız? diyor. Sahi ne ara fikir suç oldu? Hani düşünceye zincir vurulamazdı?

İktidarın avukatlara sunduğu iltimaslı pasaportu kendi başarısı olarak gören ve bu icraatı ile üyelerinden takdir bekleyen baro başkanının hali insana ister istemez farklı çağrışımlar getiriyor. ?Bak sizi Avrupa´ya vizesiz seyahat ettireceğiz´ diyerek avukatların sempatisini kazanacağını uman başkana sorulacak sorular ise hiç de az değil.

Avrupa ülkeleri için standart olan düzenlemeleri reddeden iktidarın bu keyfiliği ile on yıllardır vize kuyruklarında perişan olan halkın hukukuna bu kadar uzak kalmak nasıl bir duygu olabilir mesela ilk soru.

Milyonlarca sıradan insan vize almak için egemen devletlerin insafa gelmesini beklerken, avukatlara sunulan ayrıcalıktan hicap duymamak için avukatlığı hukuka dair bir iş olarak görmemek gerekir.
Adaletin terazisinin hileli tartmaması için gözünü bağlarlar.
Bizde ise gözünü dört açmış bir meslek erbabından söz ediyoruz.

Yargı reformu diyerek servis edilen değişikliklerin bizi Avrupanın üstüne yani kutuplara çıkaracağını savunan Feyzioğlu´nun espri yeteneğine şapka çıkartmak lazım. Biz Avrupa´nın üstüne değil içine girsek de yeter.

Avukatın yeşil pasaport almasını değil bütün pasaportların vizesiz olması için yapılması gerekeni tartışmayan bir hukuk anlayışı makul olabilir mi?
Pasaportlarını yeşile boyayıp Avrupa´ya rahatça giden bir avukatın sadece eşitlik ilkesi adına dahi bu ülkenin avukat olmayan ya da yeşil pasaporta layık görülmeyen avukat olan vatandaşına bir borcu yok mudur?

Devamı >>>




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —