15. 09. 2018 Cumartesi
Göçmen krizinin başlamasından bu yana Avrupa genelinde yapılan seçimlerde sağ partiler oylarını artırırken, bunun başlıca nedenlerinin "göçmen karşıtlığı, İslamofobi ve AB projesine güvenin azalması" olduğu belirtiliyor.
İsveç´te 9 Eylül´de yapılan seçimlerde aşırı sağ görüşlü Demokratlar Partisinin (SD) oy oranının yüzde 17,6´ya kadar yükselmesi dikkati çekti. 2014 seçimlerinde yüzde 12´lik oy oranı ile ülkenin üçüncü partisi durumuna gelen SD, oyunu artırmayı sürdürdü.
Ekonomik göstergelerin pozitif seyrettiği İsveç´te popülist sağcı partinin oylarını artırmasının sebebinin göç konusu olduğu görülüyor. SD göç konusunu seçim kampanyasının merkezine oturtmuştu.
İsveç´in yanı sıra Almanya, İtalya, Avusturya, Almanya, Macaristan, Fransa ve Hollanda´da da yapılan son seçimlerde sağ partilerin oylarında artış gözlendi.
Sağcı partilerin oylarını artırmasındaki nedenlerin başında "göçmen karşıtlığı, İslamofobi ve AB projesine güvenin azalması" olduğu belirtiliyor.
Fransa
Aşırı sağın yükselişinin en ciddi örneklerinden biri Fransa´da görülüyor. Yabancı, göçmen ve İslam karşıtı söylemleriyle dikkati çeken Ulusal Cephe´nin (FN) eski lideri Jean-Marie Le Pen, 2007´deki cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 10,44 oy almış, yerine geçen kızı Marine Le Pen ise oy oranını 2012´deki cumhurbaşkanı seçiminde yaklaşık yüzde 18´e çıkarmıştı.
Le Pen´in partisi FN, 2015 yerel seçimlerde de yüzde 27,7 oy almıştı.
Sağcı FN´nin, 2017 yılının mayıs ayında Emmanuel Macron´a karşı ikinci tura kalması, bu oylamanın Avrupa´nın geleceğini tayin edeceği şeklinde algılanmıştı.
Her ne kadar Macron´a karşı kaybetse de Ulusal Cephe ikinci turda oyların yüzde 33,9´unu toplamıştı.
Hollanda
Hollanda´da 2017´deki genel seçimde şimdiki Başbakan Mark Rutte´nin başında olduğu parti 33 milletvekili almış olsa da "İslam düşmanı ve açıkça Türkiye düşmanlığı yapan" Geert Wilders´in Özgürlük Partisinin (PVV) 20 milletvekili alması, oylarını yükseltmesi ve milletvekili sayısını artırmış olması endişe verici bir durum olarak yorumlandı.
PVV son genel seçimde yüzde 13´lük oy oranıyla ikinci parti oldu. İsveç´te şu an yaşandığı gibi Wilders´in partisi ile de kimse ortaklık kurmaya yanaşmadı. Uzun süren pazarlıkların ardından merkez sağ hükümet kurulmuştu.
Wilders´in partisi PVV, 2006´daki genel seçimde yüzde 5,9, 2012´deki genel seçimde ise yüzde 10,1 oy alarak mecliste 15 milletvekiliyle temsil hakkı kazanmıştı.
Almanya
AB´nin ekonomik olarak en güçlü ülkelerinden Almanya´da aşırı sağ kanatta Almanya için Alternatif (AfD) partisi öne çıkıyor. İlk başta Avro bölgesine karşı olan AfD zamanla İslam ve göçmen karşıtı bir söylem geliştirdi.
Ülkede aşırı sağın son yıllardaki yükselişinin 2015´teki mülteci kriziyle hızlandığı belirtiliyor. Alman hükümetinin yaklaşık 1 milyon sığınmacıyı kabul etme kararı ülkedeki aşırı sağcı kesime desteği artırdı.
AfD, 2013 genel seçiminde yüzde 4,7 oy alabilirken, 2017 genel seçimlerinde yüzde 13,3 oyla Federal Meclis´e (Bundestag) girmeyi başardı. Ana muhalefet partisi konumuna yükselen AfD bugüne kadarki en büyük siyasi başarısını elde etti.
Avusturya
Avusturya´da aşırı sağcıların Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), son yıllardaki seçimlerde aldığı yüksek oy oranlarıyla dikkati çekiyor. FPÖ, 2008 genel seçiminde yüzde 17,5 olan oy oranını 2013´te yüzde 20,6´ya çıkardı.
İslam karşıtı politikalarıyla bilinen Avusturya Halk Partisi (ÖVP) de Ekim 2017 seçimlerine Sebastian Kurz liderliğinde girdi.
ÖVP, seçimlerde yüzde 31,5 oyla birinci olmuş, hükümeti kurabilecek çoğunluğu ise sağlayamamıştı. FPÖ ise yüzde 26 oyla üçüncü sırada yer almıştı. Sağcı FPÖ ve muhafazakar kimliğiyle öne çıkan ÖVP geçen yılki seçimlerde koalisyon hükümeti kurmuştu.
Başbakanlığı Kurz´un yürüttüğü mevcut hükümet, ilkokullarda yürürlüğe sokmak istediği başörtüsü yasağını, ortaokul öğrencileri ve öğretmelerini de içine alacak şekilde genişletmeyi planlıyor.
Öte yandan, hükümetin iltica başvurusunda bulunanların cep telefonlarına kimliklerinin ve nereden geldiklerinin tespit edilmesi amacıyla el konulabileceği yönündeki kararı da tepki çekiyor.
İtalya
İtalya´da göçmen karşıtı tezleriyle bilinen Lig ile popülist söylemleri aşırı sağınkiyle benzerlik gösteren Beş Yıldız Hareketi (M5S) son yıllarda öne çıkıyor.
Komedyen Beppe Grillo liderliğindeki küreselleşme ve Avro Birliği karşıtı M5S, 2009´da kurulmasının ardından girdiği yerel ve genel seçimlerde yükseliş eğilimini sürdürdü. Parti, 2013´teki genel seçimde yüzde 25 civarında oy alarak ikinci parti konumuna yükseldi ancak diğer partilerin koalisyon kurmasıyla iktidar dışında kaldı.
Son seçimde yüzde 32,6 oy oranıyla tek başına en çok oyu alan M5S ile yüzde 37 oyla seçimlerden birinci sırada çıkan merkez sağ ittifakının en çok oy (yüzde 17,3) alan partisi Lig oldu.
İtalya´da sağ partilerin yükselişinin ana nedenleri arasında hem göçmenlerin akınına uğrayan Avrupa ülkelerinden olması hem de 2008 ekonomik krizinden derin biçimde etkilenmesi sayılabilir.
M5S ve Lig partileri gerek göçmen karşıtlığı gerekse de AB´nin politikalarını sık sık hedef alan söylemleriyle gündeme geliyor.
Macaristan
Macaristan´da nisan ayında düzenlenen genel seçimi, oyların hemen hemen yarısını alan Viktor Orban liderliğindeki sağcı parti FİDESZ kazandı.
Orban, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya ile AB´nin göç politikalarına karşı adeta bir blok oluşturarak, Brüksel´in de eleştiri oklarını üzerine çekiyor.
Danimarka ve Finlandiya
Danimarka´da aşırı sağcı seçmeni Danimarka Halk Partisi temsil ediyor. Daha önce Hazreti Muhammed ve Kuran-ı Kerim´e yapılan hakaretlerle gündeme gelen ülkede 2011´deki seçimde yüzde 12,3 oy alan parti, 2015´te oyların yüzde 21,2´sini alarak ülkenin ikinci büyük partisi konumuna geldi.
Finlandiya´da Timo Soini liderliğindeki popülist ve milliyetçi çizgideki Gerçek Finlandiyalılar Partisi, 2007´deki genel seçimde yüzde 4,1, 2011´de yüzde 19,1 ve 2015´te yüzde 17,7 oy aldı.
Finlandiya meclisinin 2007´de en küçük partisi olan Gerçek Finlandiyalılar, son yıllardaki yükselişiyle önemli bir siyasi güç haline geldi. Parti lideri Timo Soini, 2015 genel seçimi sonrasında koalisyon ortağı olarak Dışişleri Bakanı oldu.