On beş yıllık AKP iktidarı Türkiye´de Atatürk´e bakışta bazı değişiklikler yapmış olmalı. Bunlar ne ölçüde bilinçlilik düzeyine çıkmış olabilir, bilemiyorum, ama üzerinde yeniden yeniden düşünmeyi geciktiren birçok kanunun kapısını araladı.
Türkiye bir ?ikili karşıtlıklar? ülkesidir. Bir ucu karaya, öbürünü aka boyar, bunlarla bir halat çekme mücadelesine gireriz. Oysa bu bizi nesnel gerçekliğe götürecek yol yordam değildir. Nesnel gerçeklik hemen hemen her zaman arada bir yerdedir.
Cumhuriyet tarihi boyunca, ?Atatürk?, Atatürkçüler´in elinde, belirli bir yönetim biçiminin meşrulaştırma aracı oldu; Türkiye tarihinin yüz karası olan darbelerin hepsi ?Atatürk? adına, onun bize gösterdiği ?yol?dan sapıldığı iddiasıyla yapıldı. Böylece Atatürk, hiç değilse bir kesimimizin zihninde, demokrasi içermeyen bir rejimin simgesi oldu.
AKP´nin ?Atatürk-dostu? bir parti olmadığını biliyoruz. Önde gelen özelliği bu. Bu özelliğiyle 2002´de iktidara geldi ve gitmedi. Topluma yukarıda özetlemeye çalıştığım özelliklere sahip bir ?Atatürkçülük? önerenlerin, toplumdan gelen bu cevap üstüne düşünmeleri kanımca iyi olur.
Ancak, on beş yıllık AKP iktidarından sonra, toplumun en az yarısı ?terörize? olmuş durumda. Bu deneyimler ışığında bakıldığında, Atatürk öncelikle bir rejimin (baskıcı, otoriter v.b.) değil...