CHP´nin İstanbul İl Başkanlığı´na seçilen kişinin profili, partide her şeyin planlandığı gibi yürüdüğünü gösteriyor. Herkes ?Bundan ala muhalefet mi olur, bırakın değişmesinler? derken şunu hep söyledim; CHP´nin siyasi alandaki oy karşılığından ziyade, onun nasıl kurgulandığı daha kritik yerlere işaret eder. Yani önemli olan Kılıçdaroğlu veya partinin kendisi değildir. CHP´nin üzerinden hangi planların, kimler tarafından yapıldığıdır.
Bu türden radikal bir profili CHP´nin İstanbul gibi tüm Türkiye´yi etkileyen, dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir kente il başkanı yapmak, zaten militanlaşmış, marjinalleşmiş, Atatürkçülük ve ulusalcılık damarlarından uzaklaşmış bir partinin seçmenlerini daha da germek anlamına gelir.
Burada ikinci bir Gezi provokasyonuna zemin hazırlanırken, siyasi alanı/Meclis´i gerecek, böylelikle seküler kesimleri sokağa razı edecek bir arkaplan akla geliyor. İrrasyonalitenin sağduyunun yerine geçtiği bir ortamın şartlarını hazırlamak, toplum mühendisliğinin de bir parçası. Zaten AK Parti´ye oy veren geniş kesimleri gayrimeşru gören bir zihniyet, daha da militanlaşarak çarenin siyasette değil, sokakta olduğuna insanları ikna olabilir.
Tabii bu gelişmeleri Suriye sınırındaki ciddi değişimlerle birlikte okumak gerekiyor. ABD´nin 30 bin kişilik bir sınır ordusu oluşturma gayretinin ?resmiyet? kazandığı bir ortamda, Türkiye müdahale etmeye hazırlanırken Ankara´nın elini kolunu bağlamak adına içeride kargaşa çıkartmaktan daha münasip bir girişim olamaz.
Dün bazı gazetelerde Kılıçdaroğlu´nun ?Bana sokakta polise direnecek bir il başkanı lazım? dediği yazıyordu. Bu doğruysa, malumun ilanıdır. CHP´nin siyasi olarak potansiyeli değil, bu nokta oldukça ciddiye alınmalıdır.
Batı´da, özellikle ABD´de ?Militan demokrasi? denen bir kavram bir süredir dolaşıma sokuldu. Kılıçdaroğlu´nun sıkça diline doladığı ?direnme hakkı? lafları da, sokak çağrıları da buradan geliyor. ?Bir ülkede siyasi mücadele ile sonuç almak mümkün değilse, sokak direnişlerinin meşru ve saygıdeğer olduğu, Batı´nın da bunları destekleyeceği? işleniyor.
Kaset kumpasından beri CHP sosyolojisi depresyona sokulmaya ve marjinalleştirilmeye çalışılıyor. Baykal idaresindeki bir CHP´de bunun o kadar kolay yapılamayacağı ortadaydı. Ancak Kılıçdaroğlu o kadar kullanışlı bir figür ki, herhangi bir maneverayı koca partiye çok kısa zamanda yaptırmak mümkün olabiliyor.
Atatürkçü, yurtsever CHP´lilerin partilerine sahip çıkmalarının tam zamanıdır.