Öteden beri sıkça duyduğumuz ama özellikle son seçimden sonra, yani neredeyse 24 saat siyaset soluduğumuz veya solumak zorunda kaldığımız bir sürecin sonunda yeniden işitmeye başladığımız bir söz bu: ?Aslında siyaseti çok da şey etmemek lazım...?
Yani önemini abartmamak lazım, hayatımızda tuttuğu yerin alanını fazla genişletmemek lazım. Gerçi genellikle siyasetten ümidini kesenler mecburiyetten bu yargıya ulaşıyorlar siyasi sürecin bir aşamasında ama doğru bir yargı bu. Toplumsal hayat siyasi etkinliklerden ibaret değil. Başka insanlarla birlikte insanlığın faydasına yapılabilecek dünya kadar iş var.
Üstelik aşırı politize olmuş topluluklarda her şeyi siyasetten beklemek, dünyayı siyasetin etrafında anlamlandırmak gibi rahatsız edici eğilimler istenmeyen sonuçlara sebebiyet verebiliyor. En basiti hayal kırıklığı. Siyasi mücadele yoluyla istediğiniz hedeflere ulaşılamadığını fark ettiğinizde dünyanız yıkılabiliyor. Eğer dünyanız siyasetten ibaretse tabii?.
Daha ciddi vakalarda ise mesela zor kullanarak siyaseti şekillendirme arzusu gibi daha tehlikeli eğilimler baş gösteriyor ve buradan toplumsal çatışmalar, zorbalık, terör vs. doğabiliyor.
Demek ki siyasetin hayatımızda, yani zihin dünyamızda, kapladığı yeri abartmamak lazım gerçekten de.
***
Ancak abartmamak lazım demek, boş vermek lazım anlamına da gelmiyor.
Toplumun gelişmesi, insanlar arasındaki ilişkilerin adalet, merhamet, vicdan çerçevesinde sürdürülmesinin temini için siyasete ihtiyaç duyulduğu bir gerçek. Ama siyaset yoluyla tam aksi yöndeki hedeflere de ulaşılabilir. Sizin ne istediğinize bağlı bu.
Diğer yandan, zikredilen olumlu hedeflerin gerçekleşmesinde sanatın, bilimin, tefekkürün payı çok daha fazla. Yalnızca bugüne bakmayın, çünkü yakını görme yetimiz zayıftır bizim; tarihe bakın. İnsanlığın gelişiminde devlet adamları, yöneticiler, siyasetçiler mi daha fazla pay sahibi, yoksa bilginler, sanatçılar, düşünürler mi?
Zaten siyasetçiler söz gelimi eğitim, sağlık, bayındırlık, adalet hatta güvenlik alanında toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için izleyecekleri yolu nereden öğrenecekler?
***
Peki, bu durumda apolitik olmak mı çare?
Hayır. Obezitenin alternatifi zafiyet olamaz.
Apolitik insanlar ayrı bir kategori. Yani siyasete hiç mi hiç ilgi duymayan, yaşadığı ülkenin nasıl yönetildiğini, ülkeyi kimin yönettiğini umursamayan ve hatta bilmeyen insanlar. Bunların ortak özelliği bencillikleridir. Çünkü yalnızca kendi kişisel çıkarlarını düşünenler siyaseti hayatlarının dışına çıkarırlar. Çünkü siyaset kendimize değil başka insanlara faydalı olmak için yapılan bir etkinlik.
(Kişisel çıkarları için siyasetle meşgul olmak zorunda kalanlar, ekmeğini biradan çıkaranlar, yani siyaseti siyasi olmayan amaçlarla kullananlar bu kategoriye girmiyor elbette!)
***
Hasılı kelam, siyaseti çok da şey etmemek lazım. Eğitimle, bilimle, sanatla, felsefeyle, ahlakla vs. daha fazla meşgul olmak hem bize hem ülkemize ve hatta insanlığa daha fazla kazanç getirir. Ama bilimle, sanatla, felsefeyle, ahlakla vs. edindiğimiz veya geliştirdiğimiz değerleri hayata geçirebilmek için de siyasetin gerekli ve vazgeçilmez bir toplumsal kurum olduğunu unutmayalım.