Yaz aylarının neredeyse tamamını afetlerle geçirdik. Kentlerdeki orman yangınları, Karadeniz'deki ciddi can ve mal kaybına sebep olan taşkınlar, seller… Kayıp ve ölü sayıları yine istatistiklerde yerini aldı…
Bu felaketleri yaşayıp, krizi yönetmeye çalışırken bir yandan da sebepleri tartışmaya çalıştık.
Ben bu yazımda, denizlerin ısındığından, IPCC raporundan, iklim krizinin etkilerinden, üst ölçekli politikalardan bahsetmeyeceğim. Bunlar yeterince konuşuldu.
Artık neyin ne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Uygulamaya, sahaya dair ihtiyaçlarımız var.
Akıllarda birçok soru oluştu. Orman yangınlarının bir terör saldırısı mı olduğu, müdahalede Türk Silahlı Kuvvetlerinin yer alıp almaması, yeterli ekipmanın olup olmadığı; sel felaketi HES nedeniyle mi oldu, tomruklar yüzünden mi olay büyüdü?
Eminim yazsak daha onlarca soru vardır…
Ancak bu soruların neredeyse tamamı sonuçla ilgili… Yani krizi, afeti yönetmeyle ilgili. Özetle, olayı engellemeye değil, olay anına dair…
Kuşkusuz krizin yönetimi de önemli. Ama 21'inci yüzyıl bilimi ve teknolojisi riski yönetmeye yani afeti en az hasarla atlatmaya odaklanıyor.
Nasıl mı? Asıl sorulması gerekenleri sorarak ve cevapları bulup uygulamaya geçerek… Daha basit düşünerek…
Haydi başlayalım, belki bir kontrol listesi de oluşturmuş oluruz.
- Orman yangın riskinin olacağı meteorolojik verilerde ve birçok raporda belirtilmişti. Riskli ormanlara giriş belirli bir süreliğine yasaklandı mı?
- Orman yangınlarında cam vb. atıkların etkisi büyük bu kapsamda ormanlardaki atıklar toplandı mı?
- Ormanların güvenliği için yangın riski nedeniyle geçici de olsa güvenlik personeli ve ekipman sayısı arttırıldı mı?
- Orman yangınlarına dair erken uyarı sistemi kuruldu mu?
- Son dönemde birçok bilim insanının açıkladığı daha büyük yangınları önlemek adına kontrollü yakma uygulaması yapıldı mı?
- Yüzlerce yıllık orman teşkilatındaki yönetim ve personel kapasitesi liyakat üzerinden planlandı mı?
- Ormanlara dair yapılan strateji ve eylem planları uygulanıyor mu?
- Orman köylülerine yangın riski ve yangına müdahaleye dair eğitim ve ekipman sağlandı mı? Yani yangınla mücadelede bir paydaş olarak görüldüler mi?
- Orman çeperinde yaşayan vatandaşların orman yangınlarına dair eylem planı ve anlık yapılacak faaliyetlere dair düzenli bilgi akışı sağlandı mı?
- Afetlere dair ulusal ve yerel yönetim ölçeğinde yardım etme koşullarını kolaylaştıracak mevzuat düzenlemesi yapıldı mı? Belediyelerin yardım sağlamaya çalışırken mevzuatın bu acil durumlara uygun olmaması nedeniyle bürokratik zorluklar yaşadıklarını biliyoruz.
- Mekânsal strateji planı ve bütün ölçeklerdeki mekânsal planlar iklim değişikliği parametreleri dikkate alınarak hazırlandı mı?
- Trabzon, Rize, Ordu, Giresun, Artvin ve Samsun illeri öncelikli olmak üzere Karadeniz bölgesindeki dere yataklarında yer alan binalar tespit edilerek ve uygun alanlar için kamulaştırma ve taşıma süreci planlandı mı?
- Yüksek heyelan riski bulunan bölgelerde yer alan binalar tespit edilerek uygun alanlara taşındı ve bu bölgelerde inşa faaliyetleri yasaklandı mı?
- Yerel yönetimler uhdesindeki ekonomik ömrünü tamamlamış veya yetersiz kesit genişliğine sahip köprülerin önceliklendirme yapılarak kaldırılması için tespit çalışmaları tamamlandı mı?
- Karadeniz Sahil Yolu'nun yağış sularının denize ulaşmasına engel olan bölümlerinde menfezlerin kapasitesi arttırıldı mı?
- Karadeniz Sahil Yolu'nda ve risk altında olan karayollarının altyapısının belli noktalarında ani oluşan taşkınların denize iletilmesini sağlayan su hatları ve tüneller oluşturuldu mu?
- Dere yataklarının doğal yapısının bozulmaması için bölgede faaliyet gösteren tesislerde denetimler sıklaştırıldı mı? Yapılan denetim sayıları ve idari yaptırım kararları nedir?
- Kamu hizmeti veren binaların aşırı iklim olaylarından daha az etkilenecekleri şekilde kent planlarında yer seçimleri yapıldı mı?
- İklim değişikliği ve etkileri konusunda yerel yönetimlere düzenli eğitimler verildi mi?
- Yağış suları ve kanalizasyon suları ayrık sistem haline dönüştürüldü mü?
- İçme suyu, atıksu arıtma ve atık depolama gibi kritik altyapı tesislerinin afet risk analizleri yapıldı mı?
- Doğal afet riski taşıyan alanlarda can ve mal güvenliği açısından erken uyarı sistemleri konusunda ilgili kurumlarla koordinasyon sağlandı mı?
- Bölgedeki yapılaşmada enerji verimli, iklim duyarlı ve ekolojik özellikli yerel yapı malzemelerinin kullanımı özendirildi ve yaygınlaştırılması desteklendi mi?
- Bölge genelinde yol yapımında geçirgen materyaller kullanılması teşvik edildi mi?
- Atıkların dere yataklarında ilave yük oluşturmaması için bölgede atık yönetimi ve sıfır atık uygulamaları yaygınlaştırıldı mı?
Sellere dair bu 15 madde belki tanıdık gelmiş olabilir.
12 Temmuz 2019'da Trabzon Arıklı'da vatandaşlarımızı kaybettiğimiz selin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Sn. Murat Kurum tarafından açıklanan Karadeniz İklim Eylem Planı…
Bugünlerde kendisini sel bölgesinde vatandaşların omuzlarına dokunup herşeyi en kısa sürede halledeceğini belirtip, ilin valisine sanayiyi 2 gün içerisinde ayağa kaldın talimatı verirken görüyoruz.
DAHA FAZLA OKU
2 yıl önce büyük bir etkinlik, giydirilmiş sahnenin önünde basın toplantısı yaparken bu 15 maddeyi açıklamış ve bizi çok heyecanlandırmıştı.
O zamanki yazım da, "Karadeniz İklim Eylem Planı mı? Dilek ve Temenniler mi?" başlığını atmış ve umutlandığımı belirtmiştim.
Ancak gelinen noktada bu eylem planının da artık gündemde olmadığını görüyoruz. Zaten uygulanmış olsaydı, bugün bu felaketleri daha az hasarla atlatabilir ve eminin Sn. Bakanımız gururla eylem planına dair bilgiler verirdi…
Başta siyasetçiler olmak üzere, hepimize bir görev düşüyor, anlık gündemleri ve yorumları takip etmek yerine bu konu özelinde sadece şu soruyu asla vaz geçmeden sormak gerekiyor ki verilen sözlerin ve planların takip edildiği bilinsin ve bürokrasi sorumluluğunu yerine getirsin;
12 Temmuz 2019 tarihinde açıklanan Karadeniz İklim Eylem Planı uygulandı mı?
Değerli vekillerimizin de soru önergelerini bu konuya odaklamalarını ve işin peşini bırakmamalarını umuyorum.