Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Artık şunları yemeyeceğim Şunları da giymeyeceğim

Mehmet Göktaş, bir müslümanın her zaman uygulaması ve yaşaması gereken sade bir hayatı, deprem gibi hayatı oldukça etkileyen konular sebebiyle idrak edebilmesini salık veriyor.

Artık şunları yemeyeceğim Şunları da giymeyeceğim

Bugünden tezi yok, hemen bir liste çıkarsak, bir sırasına yediklerimizi bir sırasına da giydiklerimizi sıralasak. Sonra da bunların bir kısmının üzerine çizgi çeksek; artık bunları yemeyeceğim, şunları da giyinmeyeceğim desek. Yani bunları artık satın almayacağım desek.

Depremi konuşuyoruz, depremzedeleri konuşuyoruz. Hatta asıl bundan sonra daha çok konuşmamız gerektiğine inanıyorum. Bilmeliyiz ki unutmak hepimiz için bir felaket olacaktır.

İnsanımızdan Allah razı olsun, depremin haberini alır almaz yardım olup yağıverdi bölgeye. Hatta bu anlamda tıkanmalar, yığılmalar oldu ve dağıtım ve organizede problemler oluştu, yani öylesine cömertlik damarları coşmuştu. Böylece deprem mağdurlarının ilk etaptaki hayati ihtiyaçları giderilmiş oldu.

Ama bitmedi, hayat devam ediyor, belki ilk etapta acilen yapılması gerekenleri yapmış, yaralarını sarmış, o an için soğuktan ve açlıktan kurtarmış olabiliriz. Fakat hayat devam ediyor.

Felaketin boyutları, uzandığı yerler tahminlerimizden çok çok büyük ve bunu gün geçtikçe görüyor ve anlıyoruz.

Demek istiyoruz ki merhamet damarlarımızın felaketin ilk anlarında bir defaya mahsus coşması, kendimizi vereceğimizi vermiş saymamız kesinlikle yeterli değildir. Bu ülke böylesine büyük bir imtihandan daha önce geçmemiş, şehirlerimiz yerle yeksan olmuştur.

Şimdi bize düşen merhametimizi, hatta yükümlülüğümüzü aylara yaymaktır, bir defa coşup bitirmek değildir.

Bunun için alışageldiğimiz yaşantımızı sorgulamak, masaya yatırmak ve değişiklik kararı almak durumundayız, biz artık dünkü biz değiliz.

Özellikle zevklerimizin önemli bir kısmının üzerini çizmek zorundayız. Ben her ne kadar yazımın başlığında yediklerimizin ve giydiklerimizin bir kısmından vazgeçmeyi dile getirmişsem de bundan çok daha önemlisi zevklerimizden, lüzumsuz harcamalarımızdan, israflarımızdan birazcık vaz geçtiğimiz an çok şeyler yapmış olacağımızı haber vereyim.

Bizim Nebevi bir kuralımız vardı, ibadetin en faziletlisi az da olsa devamlı olanıydı. Vermek de bizim ibadetlerimizden bir ibadettir, hatta bugünün en faziletli ibadetidir, aynı şekilde az bir miktar da olsa bu ibadetimizi aylara yayarak devamlı hale getirmemiz gereği ortaya çıkmıştır.

Bir anlamda gerçek yardımlaşma bugünden sonra yapılacak yardımlaşmadır.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER