30. 09. 2018 Pazar
Merkez Bankası´nın ödemeler blançosuna göre bu sene Ocak-Temmuz arasında 7 aylık dönemde, hisse senetleri ve Devlet İç Borçlanma Senetleri gibi portföy yatırımlarında 400 milyon dolar net çıkış yaşandı. Oysaki 2017 yılının aynı 7 ayında 18 milyar dolarlık net giriş yaşanmıştı.
Sıcak para da dediğimiz bu portföy yatırımlarının Türkiye´ye giriş ve çıkışı öteden beri aşırı hareketli olmuştur. Bu yüzden piyasa spekülatif ve aşırı kırılgan bir yapı kazanmıştır. Ayrıca 2012 yılına kadar sıcak para girişi cari açıktan fazla olduğu için, kur baskısı oluşmuş ve üretim de ithalata bağımlı bir yapı kazanmıştır.
Özetle bu gün yaşamakta olduğumuz ekonomik istikrar sorununun temelinde yatan nedenlerden biri de bu sıcak paradır.
Siyasi iktidarlar sıcak paranın kısa dönemli serap etkisinin hep devam edeceğini zannetmiş ve önlem almamıştır.
Aslında sıcak paranın bir kısmı doğrudan yabancı yatırım sermayesine çevrilebilirdi.
Bu nedenle bazı adımlar atılmış ve fakat arkası bırakılmıştır. Söz gelimi 2003 yılında Dog?rudan Yabancı Yatırımlar Kanunu deg?is?ti ve dog?rudan yabancı yatırımlara daha fazla serbestlik getirildi. Yabancı yatırımcıların net ka?r tranferleri, kâr payı, satıs?, tasfiye ve tazminat bedelleri, lisans anlas?malarından sağladıkjları parayı serbestçe yurt dışına çıkarılmaları sağlandı.
Ne var ki arkası gelmedi? Çünkü sıcak para hiçbir şekilde kontrol edilmedi. Sıcak paranın kontrolü yalnızca vergi alınması anlamında olmaz. Dolaylı olarak girişlerde Merkez Bankası´na binde bir gibi düşük bir karşılık ayrılabilirdi. Çıkışta bu iade edilirdi. Belki biraz daha az portföy yatırımı girerdi . Buna karşılık kırılganlık azalacağı için doğrudan yabancı yatırım sermayesi daha fazla gelirdi.
Uygulama ve ekonomik gerçekler gösteriyor ki, sıcak paranın olduğu spekülatif piyasalara doğrudan yabancı yatırım sermayesi girmiyor.
Buna rağmen bize gelen doğrudan yabancı yatırım sermayesi sıfırdan fiziki yatırım için gelmemiş? Mevcut üretim tesislerini satın almış, bu nedenle üretim kapasitesini ve istihdamı artırmamıştır. Dahası kendi ülkesinden uzman getirerek, aynı şekilde kendi ana kuruluşundan aramalı getirerek, üretim ve istihdam alanlarında eksi yönde etkili olmuştur.
OCAK- TEMMUZ 7 aylık ödemeler dengesi (milyar dolar) |
||
|
2017 |
2018 |
Cari açık |
26.0 |
33.1 |
Dış ticaret açığı |
29.9 |
38.4 |
Doğrudan yatırımlar net giriş (- giriş) |
-4.5 |
-3.6 |
Portföy yatırımları net giriş (- giriş) (+çıkış) |
-18.0 |
+0.4 |
Diğer yatırımlar (dış borç) (-net giriş) |
-4.2 |
-13.0 |
Net hata ve noksan (- çıkış) (+giriş) |
-5.5 |
+11.6 |
Kontrolsüz sermaye hareketleri Merkez Bankası bilançosunda, net hata ve noksan kalemini büyütmüştür. 2018 ilk 7 ayında 11.6 milyar dolar kaynağı belirsiz para girişi olmuştur.
(Ödemeler bilançosunda net hata ve noksan eksi olursa kaynağı belirsiz çıkışları, artı olursa girişleri gösteriyor.)
Net hata ve noksan;
* İthalat veya ihracat için malın hareketi ile bu malın bedelinin farklı zamanlarda olması;
* Gümrük işlemlerine ilişkin beyanat hataları;
* Ödemeler dengesindeki çeşitli kalemlerden elde edilen gelirlerin yastık altına çıkarılması veya yastık altından ödeme yapılması;
* Turizm ve bavul ticareti gibi alanlarda anketler yoluyla yapılan hatalardan ileri geliyor.
Her ülkede bu gibi farklar olur. Ne var ki bizde 7 ayda 33.1 milyar dolar cari açık var, bunun üçte biri kadar da net hata ve noksan kalemi var. Bu büyük bir belirsizlik demektir ve doğrudan yabancı yatırım sermayesini ürkütür.
Bu gün artık tren raydan çıkmıştır. Sıcak para da gelmiyor. Yabancı yatırım sermayesine güven vermek için hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi AB standartlarına yükseltmek, sonra planlama yaparak piyasayı bu başıbozukluktan kurtarmak gerekir.