Arap dünyasında bu hafta gündem tamamen Suriye´ydi. Önce Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir´in Şam´ı ziyaret etmesi ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad tarafından karşılanması, ardından da ABD Başkanı Donald Trump´ın, Türkiye´nin Fırat´ın doğusuna operasyon hazırlığı yaptığı bir dönemde Suriye´den çekileceklerini açıklaması basında yer buldu.
Suriye´nin Arap Birliği´ndeki üyeliğinin dondurulmasının ardından Suriye´yi ziyaret eden ilk Arap lider olan Ömer el Beşir´in bu ziyareti, birçok soruyu beraberinde getirdi. Arap medyası, bu ziyaretin, iki ülke arasındaki normal bir ziyaret olmadığı konusunda hemfikir. Başlıca Arap gazetelerindeki yorumlara göre, El Beşir´in bu ziyareti, Suriye´nin başta Arap Birliği´ne tekrar dönmesi olmak üzere yeni bir sürecin başlangıcı niteliğinde. Ayrıca, El Beşir´in bu ziyaretinin arkasında bazı Arap devletlerinin (Başta Suudi Arabistan gibi) olduğu da, Arap basınında en fazla yer alan yorumlardan biri oldu.
Türkiye´nin Fırat´ın doğusuna yönelik bir operasyonu için geri sayım devam ederken, ABD Başkanı Donald Trump´ın, Suriye´den çekileceklerini açıklaması adeta bir şok etkisi yarattı. Trump´ın bu kararının ardında yatan sebeplerin ne olduğu ve ABD´den oluşacak boşluğu kimin dolduracağı şeklinde sorular havada uçuşurken, Arap basınındaki genel kanıya göre, bu kararın alınmasında Türkiye´nin etkisi büyük.
ABD´nin çekilme kararından sonra Arap basınında tartışılmaya başlanan en önemli konulardan biri de, ABD çekildikten sonra Kürtlerin durumunun ne olacağıyla ilgili. Arap gazetelerine göre, ABD´nin çekilmesinden sonra bölgede en fazla zarar görecek kesim Kürtler olacak.
?EL BEŞİR SURİYE´YE ELÇİ OLARAK GİTTİ´
?Kaynakların verdiği bilgilere göre kesin olan şu ki, Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan El Beşir, Suriyeli mevkidaşı Beşar Esad´a bazı Arap ülkelerinden önemli mesajlar götürdü. Kaynaklar bu Arap ülkelerinin hangileri olduğunu açıklamasa da bunlar muhtemelen Körfez ülkelerinden ve büyük olasılıkla da Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri. Bu olasılıkları güçlendiren en önemli husus da Suriye Ulusal Güvenlik şefi General Ali Memlük´ün de heyetler arası görüşmelerde hazır bulunmasıdır. Zira Ali Memlük bu dönemde Suudi Arabistan ile Suriye arasındaki koordinasyonu sağlayan isim olarak bilinmektedir.
Sızan bilgilere göre, daha önce Şam´a bakan veya büyükelçi düzeyinde elçiler gönderen söz konusu taraflar, bu sefer cumhurbaşkanlığına gönderilecek elçinin daha üst düzeyden ve ?devlet başkanı? konumunda olmasını istedi. Nitekim Ömer El Beşir bu ziyarette hem Sudan Devlet Başkanı hem de Körfez ülkelerinin elçisi konumundaydı. (Kuds El Arabi)?
?Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir´in Şam ziyaretini, etkisi olmayan bir ülkenin ve uluslararası alanda izole edilmiş bir liderinin ziyareti olarak yorumlayanlar kelimenin tam anlamıyla büyük bir hataya düştü. Bunun aksine Ömer El Beşir bölgesel bir oyuncu. Kendi ekseninde de yeterli öneme sahip. El Beşir Şam´a bir iz süren bir gözcü olarak geldi. Görevi de orada nabız yoklamaktı.? (Sudan El Tagyeer/Muhanned Hac Ali)
?EL BEŞİR´İ ŞAM´A SUUD MU GÖNDERDİ?´
?Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir, Suriye´nin Arap Birliği´ndeki üyeliğinin dondurulmasından sonra, bu karara meydan okuyarak Rus uçağıyla Suriye´yi ziyaret eden ve Arap ülkelerinin Suriye ambargosunu kıran ilk Arap lider olarak tarihe geçecek. Ömer El Beşir´in ziyareti, iki liderin birbirlerini rutin ziyaretlerine benzemiyor. Bu ziyaret hem zamanlaması açısından, hem ziyaretçinin kim olduğu hem de bu ziyaretçinin ilişkileri bakımından ayrı bir önem kazanıyor ve Suriye´nin gerek gelecekte Arap ülkeleriyle ilişkileri gerekse de bölgesel ve uluslararası konumu hakkında bazı işaretler vermektedir.
Ömer El Beşir, Suudi Arabistan´ın Yemen´deki müttefiki ve Yemen´in kontrol altına alınması için Suudi Arabistan´a birçok bedel ödedi. Suudi Arabistan´ın Yemen´de başarısız olması Sudan´ın yardımlarının önemini de azaltmamaktadır. Dolayısıyla Suud ve Sudan ilişkilerine bu bağlamdan bakmak lazım. Buradan yola çıkarak, El Beşir Şam´a Suudi Arabistan ve daha doğrusu Körfez Arap ülkelerinin desteği ile geldi.
Ömer El Beşir Şam´a Rus uçağıyla geldi. Bu da ziyaretin planlı ve Rusya´nın koordinasyonuyla gerçekleştiğini göstermektedir. Ziyaret bu şekliyle, Suriye´de siyasi çözümün gerçekleşmesi ve Suriye´nin hem Arap Birliği´nde hem de bölgedeki konumunu tekrar kazanması için için birçok açıdan uğraş veren Rusya´nın bu hedeflerinin önemli ölçüde gerçekleştiği mesajını içermektedir.? (Meysun Yousef/Suriye El Vatan)
?TRUMP´IN SURİYE KARARININ ARDINDAKİ DÖRT SEBEP´
?Donald Trump´ın Suriye´den çekilme kararının arkasındaki nedenleri anlamak istiyorsak, bununla ilgili en temel faktörlere bakmamız lazım.
Bunlardan ilki, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın yaptığı ve geçtiğimiz günlerde birçok defa tekrar ettiği, Suriye Demokratik Güçleri´ni vurma ve onları tamamen Suriye´nin kuzeyinden temizleme yönündeki tehditleri.
İkinci olarak da Donald Trump, bu kararı Erdoğan´la anlaşarak almış olabilir. Bu anlaşma da Türkiye ve ABD´nin askeri olarak karşı karşıya gelmesinin önüne geçmek ve iki ülke ilişkilerinin daha önceki stratejik noktaya taşınmasıdır.
Üçüncü etken de, ABD İran´a yönelik bir savaş hazırlığı içine girmiş olabilir. Bu yüzden de askerlerinin Irak´taki Haşdi Şaabi gibi İran´a bağlı unsurların hedefi olmasının önüne geçmek istiyor olabilir.
Dördüncü olarak da ABD, Suudi Arabistan ve BAE ve hatta Katar gibi müttefikleriyle, Suriye´de kendisinden sonra oluşacak boşluğu doldurma ve SDG´nin maddi ve manevi olarak desteklenmesi konusunda anlaşmış olabilir.? (Abdülbari Atwan/Rai Al Youm)
KÜRTLERİN ÖNÜNDEKİ SEÇENEKLER NELER?
?Kürtlerin önünde çok fazla seçenek yok. Direniş ve kararlılıkla ilgili söylenen her şey yaygaradan ibaret. Önlerindeki tek seçenek, ya onları tehdit eden Türkiye´yle karşı karşıya gelmek ya da Şam yönetimiyle bulundukları bölgelerde Suriye devletinin egemenliği altında bir tür özerklik verilmesi hususunda anlaşmaya varmak. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim´in aylar öncesinden açıklamış olduğu gibi.
Tabii bu durum sadece Kürtlerle ilgili değil. Aynı durum bölgedeki Arap aşiretleri için de geçerli. ABD´nin bölgeden çekilmesinden sonra kendilerine yeni bir himaye bulmak durumunda kalacaklar. Bunu himayeyi de ya Ankara´da ya da Şam´da bulacaklar. Artık hangisi onların çıkarına daha uygunsa.
Türkiye bütün bu gelişmeler karşısında elleri kolları bağlı bir şekilde oturmayacak. Nitekim durumu birkaç ay öncesine kadar çok çok daha iyi. ABD´yle olan ilişkileri gelişiyor. ABD´nin Fırat´ın doğusundan çekilmesi Türkiye´ye verilmiş bir hediye gibi. Tabii eğer bu çekilme kararı onunla koordineli bir şekilde alınmadıysa. ABD de son olarak Türkiye´nin elini masada güçlendirecek tavizler verdi. İlki, S-400 anlaşmasının iptal edilmesi şartı olmadan Patriotları vermeye yanaşması, ikincisi Türkiye´yi İran ambargolarından muaf tutması, üçüncüsü de Fethullah Gülen´in iadesinin tartışılması için hazırlık yapması.? (Oraib El Rintavi/Ürdün el Destur)
?EN ÇOK KÜRTLER ETKİLENECEK´
?Amerika Birleşik Devletleri´nin Suriye´den çekilme kararı birçok tarafın hesaplarını alt üst edecek. Bu kararın Suriye krizi üzerindeki etkileri de fazla olacak. Ancak kesin olan, Kürtlerin bu gelişmeden en fazla etkilenecek taraf olmalarıdır. Çünkü Türkiye´nin açık hedefi haline gelecekler. Bu da çok yakın bir zamanda olabilir. Çünkü Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın günler öncesinden yaptığı tehditlerle uyumlu olarak, Fırat´ın doğusuna saldırmak için Suriye sınırında yoğun bir şekilde askeri yığınak yapıyor.
Şunu hatırlamak da fayda var: ABD´nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford, haziran ayında bir Arap gazetesine yaptığı açıklamada, ülkesinin 1983 yılında Lübnan´dan ve daha sonra Irak´tan çekildiği gibi Suriye´de direnmek konusunda aciz kalacağını söylemişti. Ford, ayrıca Kürtlerin ABD´ye güvenerek çok büyük bir hata yaptıklarını da belirtmişti.? (BAE El Haliç/Başyazı)
?ABD´NİN ÇEKİLMESİ SURİYE´DE DEVRİMİN SONU OLABİLİR´
?Amerikan Savunma Bakanlığı´nın Suriye´deki askeri ve siyasi varlığını güçlendireceğini açıklamasından birkaç gün sonra, Donald Trump´ın Suriye´den askerlerini geri çekeceğini açıklaması herkesi şoka uğrattı. ABD´nin Suriye´den çekilmesi, geri kalan toprakların Rusya ve İran´a teslim edilmesi demektir. Bu da Suriye Devrimi´nin sonu olabilir. Ancak Suriye üzerinde dönen bölgesel savaşın sonu olmaz. İran ve milisleri ile IŞİD´in varlığı devam edecek, yine Türkiye´nin Suriye´nin kuzeyindeki savaşı da devam edecek.
ABD´nin Suriye´den çıkması ve savunma bakanının istifa etmesi, Suriye´deki durumu iyice bir kör düğüme dönüştürecek. İran oradan çıkmayacak aksine varlığını güçlendirecek, İsrail saldırılarını arttıracak, IŞİD de yuvalanmış olduğu yerlerden tekrar çıkacak.? (Abdurrahman Raşid/Suudi Şark´ül Evsat Gazetesi)