yalnızlık vurur suratına çerçeveler
kendine iner yağmur kimsesiz
toprak kefenlenir sonsuz beyaz
biriktikçe buz kesilir çığlık
fırçanın ucuyla biraz merhamet
gece gebedir ikibüklüm kozasında ipek
ölüm kapar gözünü taş kesilir yenidoğan
benden firar et ey kalbi yeryüzünün
ey gömleği arkadan yırtılan
saksıda sümbülün boynu bükük
bir yas tutuyor hurma çekirdekte
suyun sese değdiği yerden göçebe
kimi kafeste kiminin kafesi içinde