İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, ´25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü´ kapsamında bir araya geldi.
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren bakan Soylu, "Mecliste kadına şiddet, kadına taciz, kadına istismar konusunda bir tek HDP´li milletvekilinin bu konuyu gündeme getirdiğini gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü patronları kızarlar. Görülemez yani öyle bir imkan olmaz. Bu konuyu bütün açıklığıyla bunların suratına vurmak gerekir. Kadını özgürleştireceğiz adı altında, kadını bir tecavüz metası olarak Kandil´de kullananların yüzlerine bunları vurmak lazım. Bunlarla açık açık mücadele etmek ve bu istismarları da bunların yüzlerine çarpmak gerekir. O Murat Karayılan´lar, Cemil Bayık´lar, bunlara Apo´nun yazdığı kitapları okutmak lazım. Kadınlar hakkında hangi iğrenç sözleri vaatleri ortaya koyuyor. Bunların hiç birisi bu istismarların hiç birisi bizim medeniyetimizin ve bizim anlayışımız geleneğimizin, bize annelerimizin babalarımızın öğrettiklerinin sonucu değildir. PKK bu işin çatısıdır, diğer terör örgütleri de aynı noktadadır. FETÖ´süne kadar her birisi bir kadın unsuru üzerinden kendine ait bir alan açmak için çaba sarf etmektedir. Bunun iyi bir şekilde anlamak, tedbirlerimizi de ona göre almak zorundayız" diye konuştu.
Soylu, kadına yönelik şiddetin sebebini irdelerken anlam vermekte güçlük çekildiğini kaydetti. Bir taraftan dinin kadına verdiği değer ortadayken diğer yandan sahadaki realiteyi vurgulayan Soylu, "İşin kafamızı karıştıran yani, meselenin hemen hemen aynı şiddette dünyanın başka yerlerinde de olması. Kusura bakmasınlar, bazı siyasi mahfiller, kadınları dert ediyormuş gibi yapıp bu meseleyi siyasi istismar alanı olarak kullanmak istiyorlar ama gerçekler ve rakamlar böyle söylemiyor. Avrupa´da eğitim seviyesi yüksek, gelir seviyesi yüksek, insan hakları noktasında ciddi adımlar var. Hatta bize yıllardır bu noktada eleştirileri var ancak kendi içlerinde kadına şiddet konusunda görüntü pek de iyi değil. 2014 yılında AB Temel Haklar Ajansı´nın yaptığı bir araştırmaya göre 15 yaşından sonra şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 33 civarında. Aynı araştırmaya göre her 20 kadından biri tecavüze uğruyor, bize yönelttikleri eleştirinin aynısı. Aile içi şiddet vakalarının ancak yüzde 14´ünün, diğer vakaların da yüzde 13´ünün bildirildiği de yine aynı araştırmanın içinde geçiyor. Genel olarak AB üyesi ülkelerde her üç kadından birinin şiddete maruz kaldığı ifade ediliyor. Elbette ki bizim bu meseleye bakışımızı ve kendimize ait sorgulamaları hafifletmiyor. ´Avrupa´da da var, dünyanın her yerinde var, demek ki bizde sorun yok´ diyemeyiz. Böyle bir mantık yanlıştır, kendimizi kandırmak olur" şeklinde konuştu.
Soylu, Türkiye´de geçen yılın ilk 11 ayı ile bu yılın ilk 11 ayı mukayese edildiğinde, kadın cinayetlerinde yüzde 22 azalış görüldüğünü belirtti. 2017´nin tamamında polis ve jandarma bölgesinde toplam 353 kadın cinayeti yaşandığını aktaran Soylu, bu yıl bu sayının 20 Kasım itibariyle 238 olduğunu vurguladı. Soylu yapılan çeşitli çalışmalardan sadece biri olan KADES uygulamasından bahsederek, cep telefonlarını birer panik butonu haline getirmeyi amaçladıklarını ve şu ana kadar sistemi 35 bin 318 kişinin indirdiğini, KADES üzerinden 6 bin 894 ihbar alındığını söyledi.
Soylu, "Ayrıca kadına karşı şiddetin önlenmesi amacıyla bir de risk değerlendirmesi sistemi geliştiriyoruz. Bu amaçla bir form geliştirdik. Olayların bu form aracılığıyla ayrıntılı bir kaydını tutuyoruz ve bir veri havuzu oluşturuyoruz. Ayrıca aile çalışma ve sosyal politikalar bakanlığımız ile 2017 eylül ayında imzalanan bir protokolle her iki bakanlık arasında bu konuda bir veri entegrasyonu sağladık. Bu sayede daha isabetli ve geniş kapsamlı risk analizleri yapma imkanına kavuşuyoruz. Türkiye kadına karşı şiddetin önlenmesi noktasında, diğer tüm meselelerde olduğu gibi, samimi bir gayretin içindedir" mesajını verdi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü´nde (dün) yaşanan olaylara değinen Soylu, hazırlanmak istenilen tezgahı önceden öngördüklerini vurguladı. Soylu, "Her zaman aynı tipler yürüyüş yapmak istiyor. Yasak olduğunu söylememize rağmen, başka bir yer göstermemize rağmen, burada yapın dememize rağmen dün tünelde HDP´den tutun, PKK sempatizanlarından tutun, birtakım bileşenler adı altında kendilerini tekrar oraya getirdiler. Tamam burada açıklamanızı yapın dedik. Öyle olmayacak, polise hücum edecekler, biz buradan yürüyeceğiz diyecekler, kamuoyuna da şöyle bir fotoğraf gösterecekler; Kadına Şiddet Günü´nde kadına şiddet gösterilir. Yaklaşık 2 yıldır İçişleri Bakanlığı yapıyorum, terör örgütlerine bir tek şey gördüm, kadın istismarı ve çocuk istismarı. Bunun bir çok alt sebebi var saatlerce burada sizi anlatabilirim ve konuşabilirim. Bir çok iğrenç sebebi var. PKK terör örgütü 13-14 yaşındaki çocukları, annelerin dizinin dibinde olması lazım gelen, eğitim alması lazım gelen, hayatlarının henüz başlangıcında hayalleriyle buluşturmamız lazım gelen, kız çocuklarını oradan çekip alıp dağa götürüyorlar" diye konuştu.
Soylu, kadınlara şiddet uygulayanlara yönelik, "Senin kravatına tüküreyim. Benim vicdanım bir kadına bir çocuğa şiddet uygulanmasını kabul etmiyor" ifadelerini kullandı.