Hayrettin Karaman´ın Yeni Şafak Gazetesindeki ?Papa´nın Yeni Dini ve Eşcinsel Açılımı? başlıklı yazısında Papa´nın açıklamalarını yorumluyor
Biz Müslümanlar Kur´an-ı Kerim´de ve hadislerde inançları ve bazı uygulamaları anlatılan Hristiyan ve Yahudilere, vaktiyle hak peygamberlerine gelen sahih kitaplarından dolayı ?ehl-i kitab? diyoruz. İslam hukuku onlara, müşriklerden farklı muamele ediyor, bazı hak ve hürriyetler tanıyor. Ancak aşağıda, Papa´nın, bir Arap haber kaynağından özetleyeceğim son açıklaması, karşımızda farklı bir Hristiyanlığın, hatta kaynaklarımızda ve kaynaklarında anlatılan Hristiyanlık´tan farklı yeni bir uydurma dinin oluştuğunu gösteriyor.
Papa diyor ki:
?Biz alçak gönüllülük, ruhi ve manevi araştırma, tefekkür ve dua sayesinde, bazı itikatlarımızla (inançlarımızla) ilgili yeni bir anlayış kazandık? Artık kilise, insanların azap çektiği bir cehenneme inanmıyor, bu inanç Tanrı´nın sonsuz sevgisine ters düşer. Tanrı yargıç değil, insanlığın dostu ve sevenidir. Tanrı suçlamaz, aksine kucaklar. Cehennem edebî bir tekniktir; Âdem ve Havva kıssası gibi, cehennem ayrı düşmüş ruhun üstü kapalı anlatımıdır (bundan kinayedir). O ruhta sonunda bütün diğerleri gibi Allah sevgisinde birleşecektir? Bütün dinler haktır, sahihtir; çünkü inananların kalbinde ve inancında böyledir ve bundan başka da bir hakikat yoktur? Kilise eskiden insanların günahları ve hataları ile ilgili hakikatler konusunda çok sert idi, ama biz şimdi yargıç olmaktan vazgeçtik, biz seven ve sevecen bir baba gibiyiz, çocuklarımızı suçlamamız ve cezalandırmamız mümkün değildir. Kilisemiz farklı cinsel eğilimlere sahip olanları, kürtaja taraftar o ve karşı olanları, muhafazakârları ve liberalleri, selamladığımız ve bize katılan komünistleri? kucaklayacak kadar geniştir. Hepsini seviyoruz ve aynı tanrıya tapıyoruz.?
Papa´nın bu açıklamadan maksadı ve asıl inancı nedir sorusunun cevabı üzerine çok şey söylenebilir, bir köşe yazısı hacmi ölçüsünde üç noktayı tahlil etmek istiyorum:
1.Hakikat anlayışı
Papa´ya göre mutlak hakikat yok, hakikat izafi (göreceli), her inanç sahibi neye inanıyorsa hakikat de ondan ibarettir.
Bize göre hem madde âleminde beşeri bilgiye ulaşma araçları ile hakikate ve doğruya ulaşma imkânı vardır ve hakikat tektir, ona uymayan bilgi ise batıldır, aslı yoktur, vakıa mutabık değildir; hem de beşerin bilgi vasıtaları ile ulaşılması mümkün olmayan hakikatlere ulaşmanın yolu vardır; bu da ilâhî bilgi kaynağı olan vahiydir. Vahyin verdiği bilgi izafi hakikat değildir, mutlak hakikattir; vahyin usulüne göre yapılacak yorumu ise beşeridir, Allah katında olana uyarsa isabetli, uymazsa hatalı olur, ama bu hata Vahyeden´in bağışladığı bir hatadır.
2.Din anlayışı
Papa´nın hakikat anlayışına bağlı olan din anlayışı da isabetli değildir. Allah Teâlâ´nın birçok peygambere vahyi vardır, bu vahiylerde ortak noktayı teşkil eden ?hak dinin temel bilgileri inanç esasları? Kur´an-ı Kerim´de açıklanmıştır, Ehl-i kitabın ellerinde bulunan ve kısmen değişmiş olan kitaplarda da bu temel bilgilerin kırıntıları vardır. İşte hak dinin bu temel bilgi ve inancı ihtiva etmesi gerekir. Bugün yeryüzünde mevcut olan İslam´dan başka hiçbir dinde bu temel bilgi ve inanç, sahih ve kâmil olarak mevcut değildir, şu halde bir hak din vardır, o da ?bütün peygamberlerin tebliğ ettikleri dinin de adı olan- İslam´dır. Bu hak bilgi ve inanca göre bütün dinlerin mensupları aynı tanrıya ibadet etmiyorlar, Papa gibi din adamlarının uydurdukları sözde tanrılara tapıyorlar. Papa´nın din anlayışının insanlığı götüreceği sonuç dinsizliktir, varlık ve bilgi olarak hakikatin inkârıdır ve hakikate dayalı olan kâmil insanlık ve ahlak nizamının yıkımıdır. Nitekim merhum Aytunç Altındal yıllar önce bu sonuca şöyle ışık tutmuştu:
?Gerçekten Ateizm´in kaynağının bizzat Roma Kilisesi olduğunu söylesem şaşardınız, değil mi? Nasıl olur da Tanrı´dan başka güç tanımayan ve onun adına kurulduğu ve hareket etmekte olduğu varsayılan bir kurum, Kilise, Tanrıtanımazlığın kaynağı olur? Ama olmuştur. Özellikle de son 400 yılın ilk öncü Hıristiyan kökenli Ateistleri hep bu kiliseden çıkmışlardır. Özellikle de 15. ve 16. yüzyıllarda papazlık eğitimi görmüş, yıllarca Hıristiyanlığın ?Tanrısı? için çalışmış fakat hayatlarının belli bir dönemine gelince Ateizm´e geçmiş ve bu kez de aynı Tanrı´ya karşı amansızca mücadele etmeye başlamış sayısız papaz vardı.?