İndependent Türkçe’den Abdülhakim Günaydın’ın “konu ile ilgili” haberi…
Türkiye, 11 yıl aradan sonra ilk defa Suriye ile resmi düzeyde bir görüşme gerçekleştirdi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan, Moskova'da Rusya ve Suriye Savunma Bakanları ile bir araya geldi.
Bu buluşma Ankara ile Şam arasında Suriye'deki iç savaştan sonra yapılan ilk diplomatik görüşme oldu.
Yapılan görüşmenin tekrarının yapılması için mutabık kalındı.
Üçlü görüşmeye ilişkin Bakan Akar yaptığı açıklamada "Toplantıda Suriye ve bölgedeki durumun bir an önce olumlu yönde gelişmesi, sulhun, sükunun, istikrarın sağlanması için neler yapılabileceğini görüştük" dedi.
Suriye: Görüşme olumlu geçti
Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas, mevkidaşı Akar arasında gerçekleşen görüşmenin olumlu geçtiğini belirtti.
Bakan Abbas sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda "Bugün Rusya'nın başkenti Moskova'da, Rusya tarafının katılımıyla, Suriye Savunma Bakanı ile Suriye İstihbarat Başkanı ve Türkiye Savunma Bakanı ile Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı arasında bir görüşme gerçekleşti. Taraflar bir dizi meseleyi değerlendirdi. Görüşme olumlu geçti" ifadesine yer verdi.
Uzun yıllar sonra Ankara-Şam arasında görüşmenin gerçekleşmesi bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
"Kardeş olmaya mecburuz"
Kimi siyasetçiler görüşmeyi olumlu karşılarken, kimileri de "neden çocuklarımız Suriye'de şehit oldu ve bu kadar sığınmacıya baktık" şeklinde eleştirilerde bulundu.
Görüşmeyi son derece olumlu bulduğunu kaydeden eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, "Türkiye-Suriye-Rusya arasında Savunma Bakanları düzeyinde yapılan görüşme, son derece olumlu ve önemli bir gelişmedir. 2016'da Şam'da bana Esad'ın söylediği ‘kardeş olmaya mecburuz' sözünün doğruluğunu herkesin kabul ettiği bir aşamaya gelmemiz sevindiricidir" ifadelerine yer verdi.
"O halde çocuklarımız Suriye'de neden şehit oldular?"
İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Aytun Çıray ise görüşmeye sert tepki göstererek "O halde çocuklarımız Suriye'de neden şehit oldular? Bu kadar sığınmacıya neden baktık? MSB Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan, Moskova'da Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile görüştü" paylaşımında bulundu.
"Ülkeye kaybettirmenin hesabını kim verecek?"
Görüşmenin zamanlamasına tepki gösteren bir diğer isim de CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Erdoğan Toprak oldu.
CHP'li Toprak, "Aylardır ‘Bir gece ansızın gelebiliriz' diyenler şimdi Putin'in Moskova'da kurduğu Suriye Masası'nda! 11 yıl 'Esad'la diyalog' çağrımıza kulak tıkayanlar, ülkeye kaybettirilen milyarlarca #dolar'ın-şehitlerin-81 İl'e dolan milyonlarca Suriyelinin hesabını bu millete verecekler!" dedi.
İki ülke arasında yıllar sonra bakanlar düzeyinde görüşmenin olumlu sonuçlanacağını şimdiden söylemek zor ama Suriye'de geçen hafta yaşanan bir gelişme çok dikkat çekiciydi.
Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, 21 Aralık 2022 tarihinden önce işlenen suçlar için genel af sağlayan kanun hükmünde bir kararname çıkardı.
Kararnameye göre ülkedeki kaçak konumdaki suçluların 3, yurtdışındakilerin ise 4 ay içinde teslim olmaları halinde hapis cezasından muaf tutuluyor.
Esad'ın çıkardığı kararnamenin Türkiye'deki Suriyelilerin dönmesi için mi çıkarıldı yoksa daha öncekiler gibi normal bir af mıydı, bunu zaman gösterecek.
Peki Türkiye-Suriye hattında bundan sonra ne olacak? İlişkiler düzelip mülteciler geri döner mi?
Uzmanlar, konuyu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"Savunma bakanları, işin güvenlik boyutunu ön plana çıkarıyor"
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, müzakerelerin başlamasının yerinde bir gelişme ve zamanlamasının doğru olduğunu söyledi.
Hüseyin Bağcı / Fotoğraf: SDE
Görüşmenin savunma bakanları üzerinden yürütülmesinin işin güvenlik boyutunu ön plana çıkardığını kaydeden Prof. Dr. Bağcı, "Bu özellikle ortaya çıkan güç boşluğu ve sınır güvenliği gibi konuları başta olmak üzere, yani PYD ve PKK'ya karşı ortak bir tavır içine girileceğini gösteriyor" diye konuştu.
"Büyük oranda insanların geri dönebileceği bir süreç yaşanacak"
Son dönemlerde PYD'nin devlet kurma fikrinden vazgeçtiğini, daha fazla haklar edinmek için esneklik istediğine değinen Bağcı, "Yani otonomi filan değil, tamamen merkeze bağlı kalmak istiyorlar" dedi ve ekledi:
"Türkiye açısında Suriye ile görüşmek başta mültecilerin geri gönderilmesinde yargı güvencesi alınması önemli. Burada Rusya kolaylaştırıcı bir rol oynuyor. ‘Onurlu geri dönüş' bu bizim Türkiye'nin kullandığı bir kavram ama büyük oranda insanların geri gönderileceği bir süreç yaşanacak, bunu söyleyebilirim. Eğer süreç devam ederse. Bu bir başlangıç. Hemen oldu-bitti gibi bir hisse de girmemek lazım. Buna süreç yönetimi diyoruz. Türkiye'de de seçimler var. Hükümet değişirse geri gönderme politikası devam edecektir. Belki de daha rahat olacaktır, bunu zaman gösterecektir. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde eğer Esad ile Erdoğan bir araya gelmeyi başarırlarsa ki kolay beklemiyorum onu o zaman durum daha hızlanabilir."
"Belki de İran olmadan bir çözüme gidiliyor"
Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson da görüşmeyle Türkiye'nin Suriye ile birlikte PYD'ye yönelik bir oluşumun başlangıcı olacağı görüşünde.
Ali Poyraz Gürson / Fotoğraf: Twitter
Ankara'nın 30 kilometre derinlikteki sınır güvenliği ve göçle ilgili hassasiyetlerine değinen Prof. Dr. Gürson, "Buna yönelik çözümlerde belki de İran olmadan bir çözüme doğru gidiliyor. Belki bu hemen olmayabilir, çünkü İran bölgede çok etkili. İran, Suriye ve Hizbullah'ı birlikte değerlendirmek gerekiyor ama ideolojik anlamda İran'daki rejim çökmeye başladığı için bölge boşluk kaldırmayacaktır" yorumunda bulundu.
"Diplomaside Rusya ile yeni bir dönem başladı"
Türkiye'nin kuvvet, zaman ve mekan stratejisinden geri adım atmadan hem yurt içinde hem de yurt dışında teröre kalıcı darbeyi Rusya ile birlikte aldığı kararla vuracağını aktaran Gürson, devamında şunları kaydetti:
"Bunu kara harekâtı mı, yoksa özel kuvvetler ve ÖSO ile birlikte İHA'larla desteklenmiş bir harekat mı onu zaman gösterecek. Dolayısıyla burada Rusya'ya da ABD'ye yönelik daha derinlikli hedefleri göstererek veya ittirerek diplomasiyle bir sonuç alınabilir, çünkü Ruslar diplomaside son derece başarılı ki 2022 yılı tüm dünyada casuslar yılı olarak geçti. Bunu atlamayalım. Diplomaside Rusya ile olan ilişkilerimizde yeni bir dönemin başladığını gösteriyor."
"Ankara, Suriye'nin bütünlüğü konusunda ittifak peşinde"
Ortadoğu Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü ve Suriye uzmanı Oytun Orhan ise Türkiye ve Suriye ilişkilerinde bu tarz kritik gelişmelerin yaşanacağına dair işaretlerin daha önce Erdoğan tarafından verildiğini hatırlattı.
Oytun Orhan / Fotoğraf: Twitter
Ankara ve Şam arasında güvenlik düzeyinde de görüşmelerin kamuoyunca bilindiğini kaydeden Orhan, "Bunu hem sürpriz sayılabilecek hem de bir taraftan da belli bir arka plana dayanan uzunca bir süredir taraflar arasında sürdürülen bir diplomasinin sonucu olarak görmek gerekir" dedi.
Türkiye'nin görüşmeyle YPG ile mücadele ederek Suriye'nin birliği ve bütünlüğünün korunması konusunda Şam rejimi ile ittifak sağlamak istediğini dile getiren Orhan, "İkinci olarak da Türkiye'de yaşayan ve sayıları 3 milyon 500'i geçen mültecilerin geri dönüşünün sağlanmasıdır. Zira bu Şam'ın işbirliği ve vereceği güvenlik garantileriyle sağlanabilir" ifadelerine yer verdi.
"Suriyelilerin dönüşü uzun bir zaman alacak"
Rusya arabuluculuğuyla doğrudan ve siyasi düzlemde başlayan görüşmelerde kısa vadede bir sonuç beklemenin gerçekçi olmayacağının altını çizen Orhan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Özellikle Suriyeli mültecilerin geri dönüşü konusunda kısa vadede somut adımların atılmasını beklemek çok gerçekçi değil. Buna bir süreç olarak bakmak gerekir. Süreç içerisinde Ankara-Şam arasındaki bu güven bunalımının aşılmasına dönük güven artırıcı önlemler atılacaktır. Bu ortamın sağlanması ve belli konularda anlaşılmasına müteakip Suriyeli mültecilerin geri dönüşü konusunda da bir yol haritası ortaya çıkacaktır. Ama en iyi ihtimalle bütün diğer faktörler olumlu seyretse bile Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşü uzunca bir süre alacaktır diye düşünüyorum."