Tarih: 24.12.2018 11:40

Amerika´nın çekilme masalı

Facebook Twitter Linked-in

Amerika´nın Suriye´den çekilme kararına nedense hiç kimse gönül rahatlığıyla inanamıyor. Sadece Türkiye ile sınırlı değil bu inançsızlık. Trump´ın aldığı bu karara Amerika parlamentosu da inanmamış görünüyor ki üst düzey istifalar ardı ardına geldi.  

Savunma Bakanı, merkez komutanı, Daeş´le mücadeleden sorumlu yetkili istifasını açıklayanlar arasında. Meselenin büyüklüğü ve önemi bu istifalardan da anlaşılabilir.

Daeş´i temizlediğini belirterek Suriye´den çekildiğini söylüyor Amerika. Buna inanmak da çok akıl işi değil. Çünkü Trump ile Cumhurbaşkanımızın yaptığı telefon görüşmesinin ayrıntısında şu ifadeler geçiyor; Trump Türkiye´nin Daeş ile mücadele edip edemeyeceği fikrini soruyor Erdoğan´a. Sadece Daeş değil tüm terör güçleri ile mücadelenin süreceğini Erdoğan´ın belirtmesi üzerine de Amerika Suriye´den çekilme kararı aldığını söylüyor.

Daeş´i temizledik, Suriye´den çıkıyoruz diyen Amerika´nın ikili, üçlü oynaması en muhtemel sonuçtur.

Amerika hiçbir zaman üzerinde emeller beslediği topraklardan tamamen çekilmez. Irak´tan Amerika çekildi dersek bugünkü Irak´ı tanımıyoruz demektir. Yöneticilerinin belirlenmesinden tutun da petrol pazarının oluşturulmasına kadar bütün işlerde Amerika´nın eli var.

Türkiye´nin Fırat´ın doğusuna yapacağı operasyonun hedefi çok büyük. Terörü sınır dışında da temizlemek gibi bir hedefle hareket ediyor Türkiye. Amerika´nın böyle bir durumda çekilmesi ya da çekiliyor gibi yapmasının sebebi de muhtemel bir sonuç olarak Türkiye ordusu ile karşı karşıya gelmek istememesidir.

Amerika çekilir ya da çekilmez. Türkiye´nin kararı kesin. Terör nerede olursa olsun terörün kökünü kurutmak için ordumuz üzerine düşen görevi her zaman yerine getirecektir. Bugün Fırat´ın doğusu olur, yarın daha uzak noktalara kadar uzanan operasyonlar olur, fark etmez. Türkiye´nin kararlılığı hiç değişmeyecektir.

Amerika´nın çekilme kararından en çok rahatsız olanlar hem bölgede hem de Türkiye´de terör seviciler oldu. Neredeyse kanlı gözyaşı dökecek duruma gelenler bile vardı. Çünkü Amerika´nın çekiliyor olması demek oraya Türkiye´nin girmesi anlamına gelecek ve Türk ordusu teröre göz açtırmayacak bir karalılığa sahiptir.

 Amerika´nın çekilme kararı bir kenarda dursun, biz kendi hedefimize bakalım. Türkiye terörü kendi sınırlarından başlayarak sınır ötesinde de terör neredeyse oraya kadar ulaşan bir operasyonla ülkemizin başındaki en büyük belalardan birini bitirecek güçte. Bunu bekleyip göreceğiz.

Sanatçı değil darbeci

Uğur Dündar yine büyük bir habercilik olayına imza attı ve Metin Akpınar ile Müjdat Gezen´i programına çağırarak darbe için davetiye çıkardı. İçerindeki bütün kini kusmuş oldu iki komedyen. İktidara, muhafazakâr kesime ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´a karşı hakaret yarışına giren darbe sever komedyenler izleyicilerden de bol bol alkış almayı ihmal etmedi.

Metin Akpınar´ın konuşmasından bir bölümü alıyorum: "Bu kutuplaşma ve karmaşadan kurtulmamızın tek çaresi demokrasidir. O noktaya ulaşabilirsek kavga gürültü olmadan bu işin içinden çıkarız. Ulaşamazsak ise belki lideri ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür, belki de başka liderlerin yaşadığı kötü sonları yaşayabilirler."

 Müjdat Gezen: "Recep Tayyip Erdoğan, sen bizim vatanseverliğimizi sınayamazsın, haddini bil."

Ülkenin çağdaş, aydın, ilerici, modern sanatçıları (!) bunlar. Darbeden medet uman, ülkesinin liderini tehdit edebilen bir edepsizliğe sahip olan bu zihniyetteki kişilerin sanatçı olarak  adlandırılması gerçek sanatçıları incitecektir. Darbeci demek kimseyi incitmez.

Akpınar ve Gezen´in bu akıl dışı cümlelerine dinleyicilerin coşkulu tezahüratları ile bitiriyorum yazımı: ?Mustafa Kemal´in askerleriyiz.?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —