Tarih: 01.06.2019 11:43

Amerikan gazeteciliğini yazan Hakan Temiztürk: AK Partililer bile haberi muhalif medyadan takip etmeye başladı

Facebook Twitter Linked-in

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Temiztürk´ün ?Kolonyal Dönemden Trump Çağına Amerika´da Gazetecilik? isimli kitabı piyasaya çıktı.

Amerikan basın tarihine ışık tutan ve Kopernik yayınlarından çıkan kitapta, medya patronlarının siyasi ilişkileri ile gazetelerin habere yaklaşımları başta olmak üzere ABD medyası detaylı bir şekilde inceleniyor.

Türkiye´de Amerikan basınıyla ilgili derinlemesine yapılan bir çalışma olmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Hakan Temiztürk, Amerikan basın tarihinde olanların dünya basın tarihi için de önemli olduğunu belirtiyor. ?New York Times, World Street Journal, CNN, Bloomberg; bunlar dünyanın büyük markaları.? diyen Temiztürk, şunları söylüyor:

?Dünyaya yön veren kurumlar. Onları daha yakından tanıtmak istedim. Yaşanan olaylar karşısında nasıl gazetecilik yaptılar, nasıl yayıncılık yapıyorlar? Bunları araştırmak ve göstermek istedim. Medya patronlarının irtibatları faaliyetleri bunları bilmek lazım. Amerika Orta Doğu´yla iç içe. Binlerce kilometre uzakta olmasına rağmen Türkiye´nin yanı başındaki ülkelerle yanı başındaki olaylarla çok iç içe. Birçoğunda yönlendirici, birçoğunda Türkiye açısından sorun oluşturuyor. Dünyanın gündemini belirleyen, dünyanın geleceğine yön veren siyasete, ekonomiye etki edebilen insanlar kurumlar. Onların örneklerine yer verdim ne yaptılar, ne yapmadılar, nasıl yapmalıydılar? Tüm bu soruları cevaplamaya çalıştım.?

AK Parti´ye daha çok zarar verdiklerine inanıyorum

?Türkiye´de gazete ve dergi tirajları çok düşük. Yüzde 80 insanların evine dergi ya da gazete girmiyor.? diyen Temiztürk, şöyle devam ediyor:

?Şu an dijital yayının takip edilmesi, baskı sayılarının azalması da elbette bunda etkili ancak insanların evine dergi girmiyor, gazete girmiyor büyük bir oranda. Dolayısıyla bizim medyayla çok irtibatımız yok. Cumhuriyet´in kurulmasıyla birlikte yapılan harf Devrimiyle 1950´lerde Latin alfabesini okuyup yazmayı bilenlerin oranı yüzde 50´yi geçmedi. Bazı araştırmacılara göre Osmanlı döneminde okuma yazma bilenlerin oranı yüzde 10´u geçmiyordu. Okuma ile aramız o zaman da iyi değildi. Gazetenin halka erişimi de kısıtlıydı. 1950´lerde 60´larda gazete yaygınlaşmaya başladı. Okuma yazma oranları arttı. 60´larda karşımıza televizyon çıktı. Televizyon, gazeteye karşı daha avantajlı bir şekil aldı, özellikle okuma-yazma bilmeyenler açısından takip edilen bir araç oldu. 80´lerde de televizyon daha gelişti ve sonrasında yaygınlaştı. Türk halkı okumayı içselleştirmeden görsel medyaya yöneldi. Bundan dolayı biz toplum olarak okumayı ıskaladık, çok zayıf kaldık.

Bir de asparagas haber türü çıktı. Olmayan bir şeyi insanlara inandırma çabası bu tür haberler de okuyucuyu olumsuz etkiledi. Daha çok televizyona yöneltti. Medya takibi çok sınırlı. Okuyucunun bir şeylere inanması, gazete yoluyla, televizyon yoluyla çok mümkün olmuyor. Bunun örnekleri de var. Örneğin, Yeni Türkiye Hareketi vardı. Geçmişte medya bu hareketin çok büyük destek alacağını yazdı. Seçimlerde barajı bile geçemediler. Çok büyük bir skandaldı medya açısından. Şimdilerde de bunun tersi yaşanıyor. AK Parti´yi desteklediğini düşünen gazetelerin, gazetecilerin, televizyonların yaptığı ölçüsüz, dikkatsiz yayınlar ve yazımlar, yapılan yorumlar belki art niyetli yayıncılık anlayışı ki ben yaptıklarını hata olarak görmüyorum çünkü bir grup bunu bilinçli bir şekilde yapıyor. AK Parti´ye daha çok zarar verdiklerine inanıyorum. İnandırıcılık bakımından sıkıntı var.

Kraldan çok kralcı olunuyor

Medyada birçok şey inanılarak yapılmıyor. ?Mış´ gibi yapılıyor. Kraldan çok kralcı olunuyor. Söylediklerine, yazdıklarına kendilerinin inandığını düşünmüyorum. AK Partililer bile haberi muhalif medyadan takip etmeye başladı. Yapılan haberlerin doğruluğu, gerçekliği tartışılmaya başlandı. Böyle bir sonuç var.

Medya 2002´de de çok kötü bir ders almıştı. Şimdi de öyle bir durum var. Kitabıma ismini veren ?Trump Çağı´ dediğimiz ilkesizlik, vurdumduymazlık, boş vermişlik var. Bunu dert etmiyorlar. Sıkıntıyı görmüyorlar. Umutsuzluğum biraz bunlardan dolayı. Ne olacağını çok fazla kestiremiyorum. Geleneksel medya çok zayıfladı. Sosyal medya çok güçlendi, güçlenmeye devam ediyor. Bundan sonra bu tür haberleri yapanlar ayakta kalır mı, ne kadar ayakta kalır? Bu durum daha ne kadar sürdürebilirler bilmiyorum. Türkiye´deki medyayı ekonomik açıdan düşünürsek hiçbir gazetenin çıkmaması, çıkarılamıyor olması lazım. 5-10 bin tirajlı bir gazete yürümez. Bu ekonomik açıdan mümkün değil ama 10 kadar gazete rahatlıkla çıkmaya devam ediyor. İktidara muhalif olanlar da var, iktidarı destekleyenler de var. Tirajlara rağmen gazetelerin nasıl çıktığı, bu durumun devam edip etmeyeceği belli değil ama ben çok uzun sürmeyeceğini düşünüyorum.

Devamı >>>




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —