Altan Tan: Seçim senaryoları ve Kürtler

Altan Tan, indyturk.com’da “Seçim senaryoları ve Kürtler” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz.

Altan Tan: Seçim senaryoları ve Kürtler

2023 Haziranında yapılacak seçimlere daha 20 aydan fazla bir süre varken sanki yarın sabah seçim yapılacakmış gibi kıran kırana bir seçim kampanyası yürütülüyor.

Hemen her gece televizyonlarda kerametleri kendilerinden menkul yığınla allameyi cihan, bildikleri, bilmedikleri her konu hakkında ahkam kesiyorlar.

Mübareklerin her biri sanki Eflatuni Cihan!

Bu seçimin sonucunu belirleyecek iki büyük etken var.

Bunlardan birincisi hemen herkesi ilgilendiren işsizlik ve pahalılık, ikincisi ise Kürt oyları.

Diğer tüm faktörlerin hiç biri bunlar kadar önemli değil.

Bildiğiniz gibi AK Parti-MHP birlikteliğine tepkili Kürt seçmenlerin neredeyse blok olarak AK Parti‘ye karşı İmamoğlu‘na oy vermeleri İstanbul seçimlerini ters yüz etti.

İşsizlik ve pahalılık, geçim sıkıntısı ile ilgili hükümet neler yapabilir veya yapamaz ayrı bir konu ve ayrıca tartışılmalı. Ancak Kürt oylarının yönü ile ilgili senaryolar havada uçuşuyor. 

İki gün Ankara’da kalanın aklı karışıyor! 

Benim gibi ‘kargadan başka kuş, Akaretlerden başka yokuş’ bilmeyenlerin feleği şaşıyor!

Hele de Devlet Bahçeli‘nin ‘devletin sesi’ olarak;

“Kürt sorunu yoktur. Vardır diyenler, vatan haini bölücüler ve alçaklardır” diye gürlemesinden sonra akıllar iyice karışıyor. 

Komplo teorilerinin, uçuk kaçık dedikoduların bini bir para! 

En çok sorulan soru Kürtlerin oyunu almadan iktidarın seçim kazanıp, kazanamayacağı. 

Rivayetler muhtelif.

Bu konu ile ilgili birkaç senaryo dillendiriliyor:

1. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli ‘Kürt sorunu yoktur’ söylemleri ile Kürtlerden ümitlerini kestiler.

Kürtlere kısaca ‘buraya kadar!’ diyorlar. 

Kabul eden eder, etmeyen etmez, nereye giderse de gider!

‘HDP eşittir PKK, PKK eşittir terör ve bölücülük’ söylemi ile HDP daha da ‘şeytanlaştırılarak’  köşeye sıkıştırılır, CHP ve İYİ Parti HDP’den uzaklaştırılır; Millet İttifakı kendi içinde çatlamaya mecbur bırakılır.

Eğer HDP’nin yüzde 10 oyu ve AK Parti’deki Kürt sorununa duyarlı yüzde 5-6’lık oy Millet İttifakı’na giderse, bu gidenlerin yerine yüksek dozajda milliyetçilik söylemi ile İYİ Partili milliyetçiler ile CHP’nin ulusalcıları ikame edilir.

Sizin anlayacağınız tıpkı ilkokuldaki havuz problemleri gibi havuzdan boşalan sudan fazlası havuza ilave edilerek havuz doldurulur.

2. AK Parti böylesine bir restleşmeye gidemez.

Bir şekilde MHP’yi de ikna ederek, dindar Kürtler ile PKK’nin şiddet politikalarından rahatsız Kürtleri yanına almak için Kürtlerle ilgili bir kısım iyileştirmelere gider.

Ciddi beklentileri karşılayamasa da en azından ortamı yumuşatacak ve ileriye dönük demokratikleşme umutlarını canlandıracak bir söylem değişikliğine gider;

Cumhuriyet’in 100. yılında bir genel af veya infaz indirimi benzeri düzenlemeler ile, süren davaların kadük hale getirilmesi, tutuklu Kürt siyasetçilerin tutuksuz yargılanmalarının sağlanması, hasta tutukluların tahliye edilmeleri, seçmeli Kürtçe dersleri gibi mevcut kanunların canlandırılarak işler hale getirilmesi, bazı köy kasaba ve şehir isimlerinin iade edilmesi benzeri adımlar atar.

Milletvekili aday profilini bu yönde değiştirir.

Abdullah Öcalan da bu konuda olumlu bir katkı sağlar.

Bu süreçte;

a. HDP kapatılır ve yeni bir parti ile yeni bir düzenleme yapılır.

b. HDP kapatılmadan bir kısım politikacıya siyasi yasak getirilir ve HDP Kandil’in ve Türk Solunun etkisinden yalıtılarak farklı bir çizgiye çekilir.

Kısaca HDP’ye yeni bir format atılır.

3. Bu her iki yaklaşım da kendi içinde farklı riskler taşıdığından HDP merkezli üçüncü bir oluşum organize edilir; HDP’nin radikal taleplerini ne Cumhur İttifakı ve ne de Millet İttifakı karşılayamayacağından;

HDP yalnızlaşır, “Her ikinizden de hayır yok, biriniz ‘keskin bıçak’, biriniz de ‘kör bıçak’sınız” diyerek seçimleri boykot eder.

Bu da AK Parti’ye yarar.

Ustaca bir yolla AK Parti’ye ‘küfredilerek’  AK Parti’ye destek verilmiş olunur!

Her masaya ‘kek’ olan Kürtler de bu ‘keki’ afiyetle yer!

Tüm bu senaryolar AK Parti cephesinden yazılan/yazılabilecek olduğu söylenen dedikodular.

Ne kadarı doğru, ne kadarı yalan Ankaralılar bilir!

Millet İttifakı mahallesindeki senaryolar ise başka bir yazıya.

 

Kaynak: Farklı Bakış