Merkel’in siyaseti bırakmasıyla yerine kimin geleceği tartışmaları hız kazandı. Evet, Almanya’da seçimlere az zaman kaldı.
Oy kullanma mektupları evlere geldi. Mektupla oy kullanmak isteyenler için de sanırım gerekli evraklar seçmenlere ulaştırıldı.
Adaylar TV ekranlarında programlara katılıyorlar ve görüşlerini ifade ederek seçmenlere kendilerini anlatıyorlar. Evet, biliyorum Türkiye’de yaşayanlar bu tür programları unuttular. Çünkü farklı siyasi partilerin liderlerinin bir araya gelerek aynı ortam içinde görüşlerini beyan etmeleri uzun süredir yaşanmıyor.
Bunun sebebi nedir diye hiç düşündünüz mü?
Eminim düşünmüşsünüzdür ve mevcut iktidar partisinin başkalarına söz hakkı vermediğine karar vermişsinizdir.
Evet, haklısınız bu var. Ama başka bir sebep de mevcut iktidar partilerinin başkanlarının kendilerini diğer siyasi parti liderlerinden çok üstte görmeleri ve onlarla aynı ortamı paylaşamayacak kadar egolarının yukarıda olduğu gerçeği de var. Çünkü onlar bir bakıma insanüstü varlıklar…!
Neyse biz konumuza dönelim. Şükür ki hala daha Almanya’da farklı siyasi partilerin adayları aynı stüdyoda olup görüşlerini ifade ediyorlar.
CDU yani Hristiyan Demokrat Birliği’nin adayı Armin Laschet. Halihazırda Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanı. Sempatik gibi gözükse de adı birçok yolsuzluk dosyasına karışmış birisi.
SPD yani Sosyal Demokrat Parti’nin adayı da Olaf Scholz. Sakin, kendinden emin, soğuk görünse de az biraz sempatikliği olan bir sosyal demokrat. Ama Almanya sosyal demokrat olarak gelip icraatları sosyal demokrat olmayan örnekleri çok gördü. En güzel örnek de Gerhard Schröder.
Üçüncü aday da Bündnis 90/Die Grünen’den yani Yeşiller Partisi’nden Annalena Baerbock. Kadın olarak aday olması avantaj çünkü Merkel sonrası Almanya’da tekrar kadın başbakan olması güzel bir durum. Diğer bir avantajı da birçok yerde Yeşiller’in oylarını arttırmaları ve bu yükseliş trendi artmaya devam ediyor.
Peki bu üç adaydan hangisine oy vereceğiz?
Almanya’da yaşayan Türkiyeliler için standart parti genel olarak hep sosyal demokratlar olmuştu. Yabancılara karşı daha anlayışlı ve yerel seçimlerde yabancıları da aday gösterirler ve sempatik insanlardır. Ama sosyal demokratları yeteri kadar denedik.
Peki ya Hristiyan Demokratlar?
Merkel’in partisi ama Merkel gittikten sonra aynı çizgide olurlar mı bilmiyoruz. Hele bir de ismi çeşitli yolsuzluklara karışan Laschet de aday olunca. Gerçi Almanya’da yaşayan Türkiyeliler şu cümleye çok alışkınlar ve hep kullanırlar: ‘Çalıyorlar ama çalışıyorlar’.
Laschet böyle yapar mı bilinmez.
Genç Türkiyeliler muhtemelen Yeşiller’e oy verirler. Açıkça ifade etmem gerekirse ben de öyle düşünmüştüm.
Ama.
Ama Yeşiller, Hristiyan Demokrat’larla koalisyon kurabileceklerini ifade ettiklerinden beridir benim gibi düşünenler fikirlerini değiştirmeye başladılar.
Bu durumda da geriye başka alternatif kalıyor mu?
Aslında var.
Die Linke yani Solcular.
Ve bir de Die PARTEI var, yani Parti. Satire yani hicivle derdini anlatmaya çalışıyorlar.
Bakalım Almanya hangi parti için karar verecek?
Mutlaka koalisyon kurulacak ve bir başbakan çıkacak ama ben kendi adıma Solcuların ya da hicivle siyaset yapanların da oylarını arttırmalarını diliyorum.
Çünkü çok sesliliğe ihtiyacımız var.
Sevgi ve Bilgiyle kalın