Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Alman Bild gazetesine yaptığı açıklamada, AB Türkiye ilişkileri, Suriye ve Libya konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Çavuşoğlu AB ile Türkiye arasında imzalanan göç mutabakatında verilen sözlerin tam olarak yerine getirilmediğini belirterek, ”AB ne yaptı? AB 2016’nın sonunda ilk 3 milyar avro, 2018’in sonunda bir diğer 3 milyarı ödeyecekti. 2020’ye geldik ve tam olarak ilk 3 milyarı almadık. Kim şimdi sözünde durmadı?” dedi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye ile AB arasında imzalanan anlaşma konusunda önemli rol oynadığının altını çizen Çavuşoğlu, bunun da bazı AB üyeleri arasında kıskançlığa yol açtığına dikkati çekti.
Almanya’nın başından beri mutabakatı en fazla destekleyen ve en fazla cesaret gösteren ülke olduğunu vurgulayan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
”Bu mutabakatı başından sonuna kadar okuyun. Bazı gazeteler Türkiye hakkında olumsuz haber yaymasına rağmen objektif olun ve hangi tarafın sözünü yerine getirdiğini ve hangisinin getirmediğine bakın. Yunan adalarında düzensiz göçün geçişi günde 57’ye indirildi. Yaz aylarında kısa bir süre için günde 120 kişiye yükseldiğinde panik yapılarak mülteci sayısının 100 arttığı söylendi. Doğru ama bu sadece 57’nin iki katıydı. Mutabakat yapılmadan önce günde 7 bine kadar mülteci Türkiye’den Yunanistan’a gitmişti. Bu sayılardan dolayı Yunanistan’ı suçlamak istemiyorum, ancak geri gönderilmedikleri için kaçakçılar cesaretlendi. Biz bu mutabakata bağlıyız ve geri gönderilen tüm mültecileri alıyoruz.”
Anlaşmayla ilgili AB’nin vadettiklerini tam olarak yerine getirmediği için eleştiren Çavuşoğlu, ”Birçok Orta ve Doğu Avrupa’daki ülkelerin mültecileri almak istemedikleri için Almanya’nın zor durumda olduğunu biliyorum. Ancak başka sözler de tutulmadı. Gümrük Birliği’nin genişletilmesi olmadı ve AB katılım müzakeresinde yeni bir başlık açılmadı. Vize serbestisine ilişkin de burada 6 madde daha açık, size hak veriyorum, burada görevlerimizi yerine getirmemiz lazım. Her şeye rağmen, Türkiye ile AB arasındaki iyi iş birliğinin bir örneği olduğu için anlaşmayı sürdürmekten yanayız. Ancak bahsettiğim nedenlerden ötürü sınırlarımızı açabilirdik. Bunu yapma hakkımız vardı, ama yapmadık.” dedi.
Suriye’nin kuzeyine yapılan operasyon sonrasında Türkiye karşıtı propaganda yapıldığına işaret eden Mevlüt Çavuşoğlu, ”Suriyeli sığınmacıları ülkelerine gönderdiğimizde, biz demografik yapıyı değiştiriyormuşuz. Siz bizim yerimizde olsanız ne yaparsınız? Destek almıyoruz ve bütçemizden 40 milyar avro mülteciler için veriyoruz. Bu her ekonomi için ciddi bir meblağdır. Mülteci sorunu sadece güvenlik sorunu değildir, özellikle insani sorundur. Bunun siyasi malzeme yapılmaması lazım. Bu insanlar çok acı çekti, şimdi onlara birlikte yardım etmemiz lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
Türk Alman ilişkileri
Çavuşoğlu, Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerde son yıllarda iniş ve çıkışlar olduğunu ancak durumu iyileştirmek için çaba harcadıklarını belirterek, ”Özellikle Sigmar Gabriel ile samimi bir şekilde birlikte çalıştık. Sadece resmi buluşmalarda değil, onun dışında da. Bunun sonucu da iyi ilişkilerimiz ‘çaydanlık diplomasisi’ olarak nitelendirildi. Sigmar Gabriel şansölye tarafından desteklendi, ben de Cumhurbaşkanımız tarafından. Böylelikle durumu sakinleştirdik ve iyileştirdik. Bugün de tüm konularda hemfikir değiliz, ancak görüş ayrılıkları başka dost ülkelerle de bulunuyor.” dedi.
Reklam
Çavuşoğlu Türkiye’de sebepsiz bir şekilde Alman ve Türk vatandaşlığına sahip çifte vatandaşların tutuklanmadığını bunun siyasetle değil aksine yargıyla ilgili bir konu olduğunu vurguladı.
Almanya’da 3,5 milyon Türk yaşadığına dikkati çeken Çavuşoğlu, ”Buradaki vatandaşlarımızı Türkiye’ye bir köprü olarak görüyoruz. Onların entegrasyonuna destek veriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Almanya’da yaşayan Türklerin ülke dilini öğrenmelerinin önemli olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Türklerin Almanya’da ekonomiye, kültüre, spora çok önemli katkı sunduğunu, bundan dolayı Almanya’nın çifte vatandaşlık hakkını biraz daha özgür hale getireceğine inandığını belirtti.
Türkiye’nin vatandaşları arasında farklı etnikten ve inançtan gelen insanlar olduğunu ve onlar arasında fark gözetilmediğine işaret eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
”Türkiye’de olduğu gibi burada da hepsi vatandaşımızdır. Ancak çok sayıda PKK destekçisi var. Alman güvenlik birimlerine sorun Almanya’da PKK ne kadar para topluyor. Bu terörün finansmanıdır. Teröre desteği tespit edersek, yargımız Almanya’da olduğu gibi harekete geçer. Almanya’da PKK üyelerine yönelik bir dizi soruşturma var, bu bir sorun değil, ancak Türkiye’de böyle bir işlem olursa neden sorun oluyor? Türkiye Dışişleri Bakanı olsaydınız buna ne derdiniz? Diplomatik bir ifade kullanmak istiyorum, bu çifte standarttır. Sadece PKK değil, Almanya’da sığınma başvurusunda bulunan üst düzey FETÖ kadroları da var. Almanya’da darbe yapmak isteyen insanlara ev sahipliği yaparsak Almanya nasıl tepki verirdi?