Aliya İzzetbegoviç´in vefatının 12. yıl dönümü

Yaşadığı tüm zorluklara rağmen halkına bağımsız bir devlet bırakmayı başaran Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç, vefatının 12´inci yıl dönümünde ülkesi Bosna Hersek ve tüm İslam dünyasında özlemle anılıyor.

Aliya İzzetbegoviç´in vefatının 12. yıl dönümü

Hayatı boyunca karşılaştığı tüm zorluklara rağmen Bosna Hersek´i bağımsız bir devlet yapmayı başaran, en zor dönemlerde dahi halkın babası gibi etrafında kenetlendiği Aliya İzzetbegoviç, vefatının 12´inci yıl dönümünde ülkesinde ve tüm İslam aleminde özlemle anılıyor.

Bosna Hersek´in Bosanski Şamats şehrinde 1925 yılında dünyaya gelen Aliya, İkinci Dünya Savaşı boyunca faşist ideolojiye, sonrasında ise komünist ideoloji ve uygulamalarına karşı verdiği mücadele ile ismini duyurmaya başladı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Boşnaklar´ı yaşanan biyolojik ve manevi soykırımdan korumak için Mladi Müslümani (Genç Müslümanlar) isimli, kolej ve üniversite öğrencilerinden oluşan teşkilatta görev aldı.

Gençlik yıllarında Bosna´daki Mladi Müslüman (Müslüman kardeşler )örgütü üyesi idi. Komünist Yugoslavya zamanında İslamcılık suçlamasıyla dört yıl hapis yattı.

ÜLKESİ İÇİN BÜYÜK ÇABA HARCADI

1983 yılında yayınlanan İslam Manifestosu adlı eserinden dolayı 14 yıla mahkum edildi ve 5 yıl daha hapis yattı. Cezaevinden çıktıktan sonra Aliya Izetbegovi? de Bosna-Hersek Özerk Cumhuriyeti´nde Demokratik Eylem Partisi (SDA) adı verilen bir siyasi parti kurdu. Bu parti Bosna-Hersek´te 5 Aralık 1990´da gerçekleştirilen genel seçimleri kazanarak lideri Aliya İzetbegoviç cumhurbaşkanı oldu.1992 bağımsızlık sonrası yaşanan Sırp işgali döneminde de ülkesini kurtarabilmek için büyük çaba harcadı.
Birleşmiş Milletler´in (BM) koruması altındaki Srebrenita´da 1995 yılında soykırım işlenirken Aliya, direncini kaybetmedi, halkına sabır ve direnmekten başka bir şeyin sözünü dünyanın ilgisizliğinden dolayı veremedi.

Avrupa´nın en büyük dördüncü silahlı gücü olan Yugoslavya Ordusu´nun üç yılda dize getiremediği Boşnaklar, savaşın lehlerine dönmeye başlaması üzerine uluslararası toplumun bakısıyla 1 Kasım 1995 tarihinde imzalanan Dayton Antlaşması ile Bosna Hersek´in sınırlarını korumayı başardı. Halkına uluslararası arenada tanınan bir devlet ve bayrak bırakan Aliya, sağlık durumu kötü olmasına rağmen, savaştan sonraki dört yıl boyunca da savaşın yaralarının sarılmasına ve ülkenin kalkınmasına önemli katkılarda bulundu.

Aliya İzzetbegoviç 4 yıl süren savaşta halkının liderliğini büyük bir cesaretle, azimle yaptı. Saraybosna bombalanırken burayı terk etmedi. Siyasi önderliğinin yanısıra entellektüel kapasitesi ve eseleriyle yarınlara mesaj bıraktı.

GÖKLERİ İNLETEN CENAZE

Daha evvel iki defa kalp krizi geçiren Bilge Kral, 10 Eylül 2003 günü evinde fenalaşmış ve düşme sonucu acilen hastaneye kaldırılmıştı. Ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı ve 19 Ekim 2003´te ruhunu teslim etti. İzzetbegoviç´in cenazesinde tekbir ve tehlil sesleri adeta gökleri inletmiş, Bilge Kral´ın naaşı gözyaşları içinde Saraybosna´nın kalbine defnedilmişti.

ŞEHİTLERİN YANINA DEFNEDİLMEK İSTEDİ

Son günlerinde kendisi için büyük bir anıt mezar yapıldığını öğrenen Aliya, devlet yetkililerini bu projelerinden vazgeçirterek, şehitler arasında mütevazi bir mezarda gömülmek istediğini iletti. Talebi üzerine Aliya, Saraybosna´daki Kovaçi Şehitliği´nde kendisi için hazırlanan mezara defnedildi. Merhum Aliya´nın, "Her şeye kadir olan Allah´a yemin ederim ki köle olmayacağız" şeklinde mezar taşında yazan sözü ise hayatı mücadele ile geçen liderin Boşnak halkına bıraktığı en önemli tavsiyelerinden biri olarak gösteriliyor.

Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç 19 Ekim 2003´te vefat etti. Yazarlık yönüde olduğu için kendisi "Bilge Kral" lakabı ile tanınmıştır. Hayatı boyunca Bosna Müslümanları için mücadele etmiştir.

BİLGE KRAL´IN ERDOĞAN´A VASİYETİ: BOSNA´YI BIRAKMAYIN
O zamanlar Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, Aliya İzzetbegoviç´in vefatından önce kendisine bir vasiyette bulunduğunu açıklamıştı. Erdoğan, Bosna-Hersek´in kurucu devlet başkanı merhum Aliya İzzetbegovic´in vefatından saatler önce kendisine bir vasiyette bulunduğunu ve ´Bosna size emanet. Buralar Osmanlı´nın bakiyesidir´ dediğini belirtmişt