Sosyolog yazar Ali Bulaç uzun bir aradan sonra, TV5 ekranlarında Düşünce Atlası programı ile izleyici ile bir araya geldi. Programın ilk bölümünde Ali Bulaç, Prof. Dr. Kadir Canatan ve Gazeteci Ümit Aktaş ile "düşünce krizi" üzerinde değerlendirmelerde bulundu.
İçinden geçmekte olduğumuz zamanın en önemli krizinin düşünce krizi olduğunu savunan Bulaç, "Bu kriz, sadece İslâm dünyasında değil, batı dünyasında ve genel olarak modern dünyada da ciddi bir kriz yaşanmaktadır. Dolayısıyla, belki de sorunlarımızın kaynağını, sebebini, yine düşünce sistemlerinde veya düşünce biçimimizde, düşünce kaynaklarımızda aramamız icap eder." dedi.
Batı da bir düşünce krizini olduğunu ifade eden Bulaç, "Bu konuda elimde iki veri var. Bunlardan bir tanesi, batıyı batı yapan entelektüeller, filozoflar, artık yetişmiyor. Yani batı, büyük filozof veyahut da büyük ölçüde bir entelektüel yetiştirmiyor. Meselâ ‘Batıyı hangi büyük zihinler, kafalar yaptı?’ derseniz, Aziz Augustinus’u, Sn. Thomas’ı, Descartes’i, Marks’ı, Spenser’i zikretmek icap eder. Hegel’i zikretmek icap eder fakat bu ayarda şu anda bir filozof yetişmiyor. Bir Habermas var; Habermas da modernliği kurtarmaya çalıştı bir ara bunu da başaramayınca en son geldiği nokta, dedi ki, ‘Batı sekülerizmi, dünyaya nihilizm ihraç ediyor.’ Demek ki batı seviyesinde de düşüncenin geldiği nokta, anlamdan ve amaçtan yoksun bir dünya görüşü, bir âlem tasavvuru… Hatta bir âlem tasavvuru bile kalmadı. Bir dünya görüşü var ve bu da bizi dünyayı bir nihilizme doğru sürüklüyor. İkincisi, batıda pozitif bilimlerde muazzam bir gelişme var. Buna bağlı teknolojide akıl almaz hızlı değişimler meydana geliyor. Yeryüzü dönüştürülüyor fakat insanın manevî dünyasıyla, zihinsel dünyasıyla, tabiat ötesi hayatla ilgili herhangi ciddi bir felsefî fikir, bir felsefî düşünce ortaya çıkmıyor. Sosyal bilimlerde de muazzam bir ilerleme var. Sosyoloji alanında, psikoloji, antropoloji, iktisat, hukuk… Fakat sosyal bilimlerde de entelektüel yetişmez. Sosyal bilimlerin de derinliği, bir karışlık sudur. Böyle denizin ortasına gidip derinliklere dalmak, mümkün olmuyor." diye konuştu.
"Tekrar tefekküre dönülmesini gerekiyor. Tek bir ağaca bakarken, ormanı kaybediyorlar" diyen Ali Bulaç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ahlâk krizi de yaşanıyor. Zaten doğru dürüst bir düşünce, bir ideoloji, bir doktrin yoksa, insanın hayatına anlam ve amaç katan bir âlem tasavvuru yoksa, bunu mutlaka bir ahlâk krizi takip eder. Çünkü insan, sadece fizik evrenle ilgilenir ve gündelik hayatını daha konfor içinde, daha iyi geçinmek için uğraşır. Şu anda insanoğlunun da geldiği nokta bu fakat bunun fizik çevreye, tabiata ve kâinata muazzam bir maliyeti var."