?Sonunda Küçük Amerika mı Olduk?? sorusunu sorduruyor son yaşanan olaylar?
Bugün ABD´ye soğuk bakan, dudak büken Türk sağı bir dönem küçük Amerika olmak isteyen rahmetli Adnan Menderes´in hayaline oldukça yaklaşmış olmamızla gurur duymalı.
?Redkit? okuyanlar ya da tv´de izleyenler anımsayacaktır. Redkit´te kasaba ahalisi suçluyu bulunca hemen ipi hazırlar; önce asar, sonra da yargılardı. Neticede orası Vahşi Batı idi. ?Suçluyu asalım, bilahare yargılarız? demek doğaldı. Güçlünün, sesi çıkanın, silahı olanın dediği olurdu Vahşi Batıda.
İşte bu Amerika´nın küçük bir modeli olma hayali ile yola çıkanlar; geçtiğimiz gün Maltepe´de tekme tokat yumrukla öldürülen zanlıyı da önce astılar. Şimdi müteveffa yargılanmayı bekliyor. Çocuk tacizcisi mi, yoksa kapkaççı mıdır, umarım anlarız. Kendisi artık konuşamayacağı için ona soramayacağız. Ama nasıl olsa cezasını çekti (!) Gönüller ferah, içler huzurlu.
İstanbul Maltepe nire Amerika´nın güney eyaletleri nire? Ama gelin görün ki, vakti zamanında buralarda ipi alanın suçluyu astığı gibi necip Türk milleti bir şahsı öte dünyaya yolladı. Gece karanlığında olmasa da bu kollektif eylemin hesabını sorabilmek kolay değil. Haberleri taradığımda konuya dair bir gelişme de görmedim. Ölen öldü. Öldürenler işinde gücünde. Suçluyu derdest edip iki tokat aşketmek değil, öldüresiye dövüp öldürmek vahşi batının işi sanıyorduk. Meğerse 2018 yılı Türkiye´sinde ve de İstanbul denilen şehirde de bu mümkün imiş.
Şehrin sokaklarının Teksas-vari eylemlere terk edilmesi, lincin vakayı adiye gibi servis edilmesi tüyleri ürpertmiyor olabilir. Lakin üç kişinin birleşip dördüncü için, ?Ey cemaat bu kişi çocuk tacizcisi? demesi ile o dördüncü kişinin başına gelebilecekleri hayal ettiğinizde, işin vahametini gelin siz değerlendirin.
Borçlu alacaklısına, kadın kızdığı adama, canı sıkılan bir başkasına bu iftirayı atar mı atmaz mı? Atarsa bu işin sonu fena mı değil mi? Bireysel silahlanmanın Amerika´da geldiği noktaya bakıldığında linç ile sınırlı değil Amerika´ya benzerlik.
Dün gece yola çıkanlar asker uğurlama (ağırlama) konvoylarının atış talimini de programa dahil etmesi ile sarsıldılar. Hani bedelli için kendini yırtan necip milletin fertlerini, aynı zamanda askere uğurlamada gösterdiği bu yoğun ilginin şizofrenik yorumlamasını yaparız diye, kendimizi zorlarken işin ateşli silahla rabıtası nevrimizi sarstı. Şehrin sokaklarında birbirine yakın balkonlarda ve üst katlarda yaşayan insanların kıl payı sağ kalabildiği bu silah gösterisine en ufak bir ilgi göstermeyen emniyet kuvvetleri acaba ne düşünüyor?
Şehrin sokaklarını adeta bir kovboy filmi sahnesine çeviren insanlara dair en ufak bir yaptırım olmamasına hayret etmiyoruz, ama canımızın bu kadar ucuz olmasından da şikayetçiyiz.
Ülkenin gidişatı bu örneklere bakıldığında hiç de hoş değil. Suçluyu elleriyle cezalandıran halk da asker uğurlamasını silahlarla (trafik güvenliğini hiçe saymayı da unutmamak lazım) yapanlar da; ancak bunu yapanlar bu ülkenin ya da şehrin emniyet güçlerinin müdahalesi ile durdurulabilir. Bunu yapmayan yapamayan bir emniyet acaba ne düşünüyor? Gerçekten merak ediyorum.
İstanbul´u güvensizleştiren, halkı sokaklardan uzaklaştıran, insanları birbirine yabancılaştıran bu tavırlar nasıl aşılabilir? Her mahalleye konuşlandırılan bekçiler, bu olayları da yönetemeyecekse daha neyi konuşalım?
Mevcut siyasi iktidar İstanbul sokaklarını bu denli güvensiz ve tereddütlü hale sokan her ne ise tespitle mükelleftir.
Her Türk vatandaşı ülke sokaklarında güven içinde dolaşma hürriyetine sahiptir.
Görünen o ki bireysel silahlanma ve şiddet temayülü bir şekilde tolere edilmiştir. En azından tablo bu şekildedir.
Bu kabul edilemez durumun muhakkak sorgulanması gerekir. Türkiye ne küçük Amerika´dır, ne de İstanbul sokakları lanet olası Vahşi Batıdır. Türk insanının linç kültürüne bulaşmasına yol açan her ne ise; mutlak surette, üzerine gidilerek bertaraf edilmelidir.
Seçim gecesi de dikkat çeken silahlı kutlamanın asker uğurlamalarına da sirayet etmesi burada destek olmasa da hoşgörünün mevcudiyetine delalet etmektedir. İktidarı bu denli konsolide etmiş ve neredeyse hiçbir muhalif sese yer bırakmayan devasa iktidar bloku dışarıdan sevimsiz görünen bu insicamı telafi ile mükelleftir.
[Makaleyi yayınlanması için tamamladığımda, ajanslara başka bir ölüm haberi düştü. ?Polis 82 yaşındaki dedeyi böyle öldürdü. Yere yatırdılar, tekmelediler, ters kelepçe taktılar, biber gazı sıktılar.?]
