Akıl nimeti-2

Bahaddin Elçi - 09.11.2017

İmanımız ne kadar kuvvetliyse, ittikamız ne kadarsa, kulluğumuz ne kadar güzelse, ahlakımız ne kadar güzelse aklımız da o kadar çoktur. Veya tam tersinden aklımız ne kadarsa, kulluğumuz, imanımız, ahlakımız onun gibidir

Akıl, furkan, iman, ilim iç içe... Işık, nur... En akıllılar, en muttaki ve ahlak-ı hamide ve ilim sahibi olanlardır.

?Akıllar pazara çıkmış, herkes kendi aklını beğenerek geri dönmüş.? Akıl nazar almaz, her şey nazar alır. ?Akıl nimeti/emaneti/kuvvetini Hak yolda mı, batıl yolda mı kullanıyoruz? Akıllı önünü görür. ( Ölüm , ahiret, hesap...) Akıllı nefsini hesaba çeken, ahiret hazırlığı yapandır. Akıllı olan vahye teslim olandır. Akıl şayet vahiy yerine, nefse ve şeytana uyarsa sahibini helak eder. (Akıl emanetini/nimetini iyiye kullanmaması, kötüye kullanması)

Nefs akla, akıl da vahye uyarsa; bedende kalpte, toplumda adalet , barış olur. Yoksazulüm olur.

Akıl vahye uymaya, anlamaya yarar. Akıl, tedbirdir. Önünü, sonunu görmektir. Akıllı haddini bilir, kulluk sınırlarını aşmaz...

Nefis sufli âleme aittir. Sınav hikmeti gereği ulvi âlemden gönderilen ruh/cevher, insan bedeninde nefisle birliktedir. Ne var ki akıl, bedende konuktur. Akıl sürekli nefisle mücadele halindedir. Galip olan makama oturur, hükmeder.

Ebu cehil, önceden Ebul hakemdi... Kör, sağır, dilsiz, anlamayan, bilmeyen, düşünmez, akletmez, farketmez, şuursuz furkansız, cahil... kelime ve kavramları Mü´min olmayanlarla ilgilidir.Ve aklı olmayanları tanımlamaktadırlar. Herşey zıddıyla bilinir.

Ahirete yatırım yapanlar mı akıllı, yoksa? Mallarını/altınlarını Allah yolunda harcamaktan kaçınıp, biriktirenler mi daha akıllı? ?Helali hesap, haramı azap?.

Faizli, batıl, haram yollardan toplanan servet mi, yoksa infak ve zekatla arınıp, bereketlenen servet edinmek mi akıllıca? Sadakanın malı azaltmadığına ne kadar inanıyoruz?

Akıl insanlar için yeterli olsaydı, Kitaplar, Elçiler gönderilir miydi?

Kitabımızın bir adı da ?Furkan?. Aynı isimde sure de var. Tevrat da ?Furkan?dı. Yine ?Ey iman edenler! Eğer Allah´a karşı gelmekten sakınırsanız; O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış (furkan) verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir.? (Enfal,29) buyruluyor.

Furkan nasıl ki bize doğruyu yanlışı ayırt edecek bir nur, bir ölçü veriyor... Akıl da öylece bizim doğruyu yanlıştan, tüm zıtları ayırt edecek bir meziyet, bir ışık, bir kuvvet; dolayısıyla bir nimet oluyor. Vahiyle akıl iç içe. İslam tamamlanmış nimet ve Furkan... Akıl da Furkan´ı gönderenin insana en büyük ikram ve nimetlerinden ve bizi Kendisine ve tüm insanlara karşı sorumlu kılan emanet değil mi? Furkan da ?nur?, aklımız da ?nur?. Tüm evreni, her şeyi aydınlatan o Nur(c.c)´dur. Cehalet, karanlık, zulüm, körlük ne büyük bedbahtlık...

Ampulü keşfeden Edison´u tanıyıp, ona minnettar olan gözler, güneşi, yıldızları, kalplerimizde ve gözlerimizde ışık nimetini/kuvvetini yaratan Rabbülalemin´i tanımamak, bilmemek ne büyük körlük değil mi?

?Ulü´lElbab?ı tanımayı, sevmeyi, onların izinden giderek, onlarla ahirette de beraber olmayı Rabbülalemin´in (c.c) sonsuz lütuf ve kereminden diliyoruz.