Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, enerji portföyünde yerli ve yenilenebilir enerji payının artırılması için çok yoğun bir süreç başlatıldığını söyledi.
Son iki yılda güneş ve rüzgar başta olmak üzere 7 bin megavata yakın yerli ve yenilenebilir kaynaklı elektrik üretim santralinin devreye alındığını dile getiren Albayrak, "Yüzde 45 ile 50 bandına çıkardığımız yerli kaynaklardan elektrik üretim payımızı, toplam portföyün üçte 2´sini yerli ve yenilenebilir kaynaktan oluşturma, üretme noktasında bir hedefle çok daha ileriye taşıyacağız." diye konuştu.
Türkiye´nin petrol ve doğalgazda yüzde 90´ın üzerinde dışa bağımlı olduğuna dikkati çeken Albayrak, "Buna rağmen izlediğimiz güçlü enerji diplomasisi ve politikalarıyla 15 yıldır bu alanda hiçbir sorun, tedarik krizi yaşamadan halkımıza enerji arz güvenliğini kesintisiz sağladık. Bu çerçevede, ithalata bağımlılığın kontrol altına alınması noktasında, mümkün olan en üst düzey ölçüde kaynak ve güzergah çeşitliliğini en üst noktaya taşımak için çok yoğun çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Depolama ve LNG alanında son iki yılda çok önemli altyapı yatırımlarının hayata geçirildiğini belirten Albayrak, Hatay Dörtyol´da, Türkiye´nin ikinci FSRU LNG tesisinin açılışını bu ay ya da ocakta rekor bir sürede, iki yılda devreye alacaklarını bildirdi.
Albayrak, bu yıl sonu itibarıyla 2015 yılının aralık ayına kıyasla, günlük sisteme gaz basma kapasitesinin 190 milyon metreküpten 288 milyon metreküpe çıkacağını kaydetti.
Doğalgazın 78 il ve 390 ilçeye ulaştığını; 2018 sonuna kadar 81 ilin tamamına doğalgazın ulaşmış olacağını dile getiren Albayrak, bu yıl sonu itibarıyla Türkiye´ye ulaşacak yeni sondaj gemileriyle birlikte hem Akdeniz´de hem de Karadeniz´de Türkiye´nin kendi gemileriyle kuyuları kazmaya başlayacağını söyledi. Albayrak, "Bütün dünyaya buradan sesleniyorum, artık bundan sonra Akdeniz´de, sondaj, petrol ve gaz arama faaliyetleri noktasında Türkiye´nin sahip olduğu, Türk Bayrağı´nın dalgalandığı gemilerimizle yelken açıp dolaşacağız. Kimse kusura bakmasın." dedi.
"30 milyar TL´lik yatırım paketi"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak, 2003 yılında 32 bin megavat civarında olan kurulu gücün 2017 sonu itibarıyla 85 bin megavatı geçtiğini vurgulayarak, elektrik talebinin güvenilir ve kesintisiz bir şekilde sağlanması noktasında 2016-2020 yılı yatırımı kapsamında iletim altyapısına 30 milyar liralık yatırım paketi açıkladıklarını hatırlattı. Bugüne kadar bu 30 milyarlık beş yıllık planın, 5,1 milyar lirası iletim, 8 milyar lirası dağıtım altyapısı olmak üzere 13,1 milyar liralık kısmının tamamlandığını ifade eden Albayrak, "Yatırımlar sayesinde temmuz ayında elektrik sisteminde 47 bin 660 megavat puant yüküyle gerçekleşen tüm zamanların rekoru, herhangi bir kısıntıya ve kesintiye maruz kalmadan gerçekleşmiştir." diye konuştu.
Türkiye´nin 28 Avrupa Birliği ülkesi içerisinde doğalgaz kullanımında hem konut hem de sanayide en ucuz, elektrik kullanımında sanayide en ucuz birinci, konutta ikinci sırada olduğunu vurgulayan Albayrak, yenilenebilir enerjiden maksimum seviyede yararlanılması düşüncesiyle çok yoğun bir çaba içerisinde olduklarını söyledi.
"Türk malı güneş panelleri 2018´de üretilmeye başlanacak"
Albayrak, son 12 yıldaki tüm elektrik yatırım kapasitesinin yarısından fazlasının yerli ve yenilenebilir kaynaklardan olduğunu belirterek, bu yılki yenilenebilir enerji kapasite artışları dikkate alındığında Türkiye´nin Avrupa´da jeotermalde birinci, biyokütlede ikinci, güneşte üçüncü, rüzgarda dördüncü, hidroelektrikte ise beşinci sırada bulunduğunu söyledi. Albayrak, "Önümüzdeki 10 yıl içinde rüzgar ve güneşin her biri için 10 bin megavat ilave kurulu gücü devreye alacağız." diye konuştu.
2018 bitmeden "Made in Turkey" Türk malı ilk güneş panelleri Türkiye´de üretilmeye başlanacağını bildiren Albayrak, "Verimlilik alanında 2023 hedeflerine erişilmesi amacıyla 2017 ve 2023 dönemini kapsayan Ulusal Enerji Verimlilik Eylem Planı´nı hazırladık. Yüksek Planlama Kurulundan imzalar çıktı, 2018 yılı ilk çeyreği itibarıyla bunun lansmanını inşallah yapacağız. Bu çerçevede, yaklaşık 8 milyar dolardan daha fazla bir tasarruf öngörülen eylem planımız, 2018 yılıyla başlayacak olan enerji verimliliği yılının da öncüsü olacak." dedi.
Kömür rezervi
Albayrak, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, toplam kömür rezervinin son bir yılda 1,5 milyar ton ilaveyle 17,3 milyar tona çıktığını söyledi.
Türkiye´nin jeofizik ve jeokimya haritalarının 2018 itibarıyla biteceğini, Türkiye´nin yerinde, havasında, suyunda, altında, üstünde ne varsa ortaya çıkarılacağını anlatan Albayrak, kömür kaynaklarını doğru, finanse edilebilir ve düşük maliyetle ekonomiye kazandırmak, enerjiye dönüştürmek için akıllı kömür stratejisini üç önemli yaklaşım üzerine inşa ettiklerini dile getirdi. Bu yaklaşımın temelini insan ve bilim odaklı şeffaf ve açık yönetim yaklaşımlarının oluşturduğunu ifade eden Albayrak, "Bu stratejiyle kömürde hedeflerimize güvenli madencilik kültürünü tesis ederek çevreyle uyumlu bir şekilde ulaşmak zorundayız." diye konuştu.
Albayrak, eski baca gazı sistemlerine sahip tüm santrallerin yenilenmesiyle ilgili protokolü imzaladıklarını, 2019´da artık Türkiye´de çevreyi kirleten eski hiçbir santral kalmayacağını bildirdi.
Bor stratejisi
Bor ihracatında konsantre ürünlerin payını azaltıp rafine ürünlerin payını artırma yönünde önemli adımlar attıklarını kaydeden Albayrak, 2002 yılında yüzde 65 rafine, yüzde 35 konsantre ürün olan satış kompozisyonunu yüzde 97´den daha fazla bir rafine bor ürünü noktasına taşıyarak daha çok katma değer sağlandığını aktardı.
Bakan Albayrak, "Toplam satışta Türkiye rekoru bu yıl sonu itibarıyla geliyor. Yaklaşık 2,2 milyon ton ihracatla Eti Maden firmamız tüm zamanların en büyük satış rakamına ulaşacak. Bu daha başlangıç. Ne dedik? Katma değer. Bormatik deterjan, Borgübre, ocak ayında bunların lansmanını yapacağız. Ama büyük sürpriz buradan açıklamayayım, 2018´in ilk çeyreğinde. Borda katma değerli bir stratejiyi, yeni bir lansmanla ilk çeyrekte inşallah sizinle paylaşacağız." ifadelerini kullandı.
Nükleer enerji
Artan elektrik enerjisi talebinin karşılanması, ithal kaynaklara bağımlılığın azaltılması bakımından nükleer enerjinin arz kaynakları arasına dahil edilmesi için önemli adımlar attıklarını anımsatan Albayrak, şöyle devam etti:
"Dünyada elektrik üretiminin, Avrupa Birliği (AB) ortalamasında yüzde 30´undan, Amerika´da yüzde 20´sinden, Fransa´da yüzde 77´sinden, Macaristan´da yüzde 52´sinden, Güney Kore´de yüzde 30´undan fazlası nükleer enerjiden sağlanmaktadır. Amerika´da 99, Avrupa´da 132 olmak üzere dünyada toplam 448 nükleer santral faaliyette, 58´i de inşaat halindedir. Bu kapsamda da Türkiye için çok önemli bir stratejik anlam ifade eden Akkuyu ve Sinop´taki santrallerimizde önemli aşamalar kaydedilmiş olup hızla süreçler devam etmekte, üçüncü santralle ilgili çalışmalarımız son hızıyla devam etmektedir.
Yerleştirme ve teknoloji transferi stratejimiz kapsamında nükleer teknolojilere sahip olmak da bizim için büyük önem arz etmektedir. Nükleer teknolojiyle elektrik üretiminin yanı sıra nükleer tıptan tarıma, uzay çalışmalarından sanayiye kadar barışçıl amaçlı çok geniş bir yelpazede tüm dünyanın kendisine helal kıldığı bu alanı inşallah kullanacağız. Ülkemizin geleceği ve çocuklarımızın yarınları için yüklenmiş olduğumuz bu emanetin farkındayız."
"Operasyon çekmeye çalışanların kuklası olamayız"
Albayrak, siyaset, askeri, ekonomi, enerji, kültür gibi tüm alanlarda yerli ve milli olmak, çok çalışmak, ülkeyi namerde muhtaç etmemek zorunda olduklarını vurguladı.
Türkiye´nin inancına, değerlerine, tüm bu altyapıya savaş açanların yerli ve milli olamayacağını söyleyen Albayrak, "Yerli ve milli olacaksak yabancı güçlerin, dış mihrakların maşası olamayız, halkın karşısında olamayız. Biz yerli ve milliysek, Türkiye´nin sınırları dışından bu ülkeye operasyon çekmeye çalışanların kuklası olamayız." değerlendirmesini yaptı.
Bakan Albayrak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Dolayısıyla tüm bu çerçevede, milletin gözünün içine baka baka yalan söyleyemeyiz, milletin gözünün içine baka baka iftira atamayız, milletin gözünün içine baka baka tüm bu çerçevede bu aşk ve bu sevdadan uzak duramayız. 15 Temmuz bize şunu gösterdi ki bu millet, bu bölge ve küresel süreçte büyük bir kıyamet senaryosuyla, 100 sene sonra büyük bir kurtuluş savaşıyla bir kez daha karşı karşıyadır.
Tüm milletime sesleniyorum: Bu ülkenin başında gerek Cumhurbaşkanıyla gerek iktidarıyla yerli ve milli, sapına kadar sapasağlam bir iktidar vardır. Allah bu milleti tüm bu alanlarda aziz kılacaktır, bundan hiçbir şüphemiz yok. Ama gün, 15 Temmuz´dan sonra 80 milyonun idrak ettiğini göremeyip, birilerine maşa olup, birilerinin oyuncağı olup, bu milletin değerlerinden uzak kalıp tüm bu çerçevede aklını, vicdanını ve en önemlisi ülke davasını kaybedenlerin davasının günü değildir."