Prof. Dr. Çağrı Erhan, dunyabulteni.net´e değerlendirdi...
"Türkiye´nin, Doğu Akdeniz´deki haklarını gasbetmeye dönük oldubittiler karşısındaki kararlı duruşu bölgedeki aktörleri paniğe düşürdü. Arama faaliyetleriyle birlikte Türkiye´nin kendi deniz yetki alanlarında sondaj çalışmalarına başlaması karşısında GKRY´nin AB´yi arkasına alabilmek için büyük çaba gösterdiği görülüyor. Fakat zaten müzakereleri eften püften gerekçelerle dondurmuş olan AB´nin Türkiye´ye ?geri adım atmazsan seni üye yapmam´ demesinin herhangi bir karşılık bulması söz konusu değil. Diğer yandan, üzerinde KKTC´nin de hakkı bulunan gaz rezervlerini bir an önce paraya çevirebilmenin peşine düşen Rumlar ticari açıdan verimliliği az olan Mısır´a boru hattı döşeme projesini hayata geçirmek için düğmeye bastılar.
Doğu Akdeniz enerji pastasından Türkiye´ye bir lokma bile yedirmemenin derdine düşenler, neredeyse her konuyla Türkiye´nin Akdeniz´deki hareketliliğini ilişkilendiriyorlar. Bir bakıyorsunuz, ABD Kongresine sunulan ve aslında S-400 meselesiyle ilgili olan bir karar tasarısının içinden bile Türkiye´nin Akdeniz´deki haklarının üzerine konma çabası çıkıveriyor. Bunların arkası gelecek. ABD ve AB´de Türkiye´yi Akdeniz´de Antalya ve İskenderun körfezlerine hapsetmek için ellerinden geleni artlarına koymayacak haramilerin sayısı hiç de az değil. Fakat, Türkiye önümüzdeki aylarda, devletin tüm kurumlarının iş birliği ve uyumuyla sürdüreceği kararlılıkla haramilerin heveslerini kursaklarında bırakacak, hakkını alacak, KKTC´nin de haklarını koruyacak.
Bu çerçevede Doğu Akdeniz´de atılacak adımları 10 başlık altında özetleyebiliriz:
1-Dışişleri Bakanlığının ilgili genel müdürünün geçen ay yabancı diplomatik zevatla yaptığı toplantıdaki açıklamalarından, Münhasır Ekonomik Bölge konusunda hazırlıkların tamamlanma aşamasına geldiği anlaşılıyor. Doğu Akdeniz´de atılacak en önemli adım, Karadeniz´de olduğu gibi bu vatan suyumuzda da Münhasır Ekonomik Bölgemizin ilanı olacaktır.
2-Münhasır Ekonomik Bölgemizin sınırlarının belirlenmesi son derece teknik uzmanlık gerektiren bir konudur. Evvela dünyanın düz değil, yuvarlak olduğunu bilmek gerekiyor! Lise Büyük Atlası önünüze açıp, Münhasır Ekonomik Bölge için sınırları sadece Akdeniz´in diğer sahilindeki Mısır´a göre çizerseniz, Türkiye´nin deniz yetki alanlarından en az Kıbrısadası büyüklüğünde bir vatan parçasını başkalarına hediye edersiniz. Haddizatında Türkiye Münhasır Ekonomik Bölgesi´nin sınırlarını coğrafi gerçeklere uygun olarak çizecek, Mısır kadar Libya´nın da, İsrail´in de Akdeniz´de kıyı komşumuz olduğu gerçeğini unutmayacak.
3-Münhasır Ekonomik Bölge balıkçılık için de önemli zenginlikler sunuyor. Adı üstünde, bölgede münhasıran Türk balıkçılar avlanabilecek. Ama burada avlanmak isteyen başta İtalyan ve Yunanlılar olmak üzere başka ülkelerin balıkçıları da olabilir. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, ikili anlaşmalar yapılmak suretiyle, başka ülkelerin balıkçılarının da bedeli karşılığı Türk deniz yetki alanında avlamaları için uluslararası hukuka uygun şartlar hazırlanacak. Türkiye´ye yeni bir kazanç kapısı açılacak.
4- Mavi Vatan deniz tatbikatı Türkiye´nin Akdeniz´deki haklarını her ne pahasına olursa olsun koruyacağını dosta düşmana gösteren büyük bir hamle oldu. Benzeri tatbikatlar sürdürülerek ve denizcilere kapalı alanlar ilan edilerek, Türkiye´nin ve KKTC´nin yetki sahasında korsanlığa ve yağmacılığa tevessül edenlerin önü kesilmiş olacak.
5-TPAO´nun arama ve sondaj faaliyetleri hız kesmeden sürdürülecek. Bu yapılırken, bölgedeki doğalgazı çıkarmaya istekli olan uluslararası firmalarla ortaklık ve konsorsiyum oluşturma girişimlerine de sıcak bakılacak.
6-Deniz yetki alanlarındaki uluslararası hukuk literatürü maalesef çoğunlukla yabancı kaynaklardan oluşuyor. Doğu Akdeniz´le ilgili herhangi bir aramada karşınıza ilk çıkan haritalar, Türkiye´nin yetki alanlarının küstahça başkalarına peşkeş çekildiği çalışmalardan ibaret. Türkiye, Doğu Akdeniz´deki haklılığının hukuki alanda tescilini temin etmek için konuyla ilgili akademik çalışmaların ve yabancı dillerdeki yayınların sayısını artıracak. Haklılığımızı kendimize değil, başkalarına kabul ettirmek için akademik atağa geçilecek.
7-Çıkacak doğalgazın en uygun şartlarda alıcılara aktarılabilmesi için deniz altından Türkiye´ye uzanan bir boru hattı inşası gerekiyor. KKTC´de de depolama ve dolum tesisleri yapılması yararlı olacaktır. Bulunacak gazın vakit geçirmeden piyasalara aktarılabilmesi için söz konusu projelerin taslak çalışmalarına da kısa sürede başlanacak.
8-Doğu Akdeniz´e kıyıdaş devletlerin başlattığı Akdeniz Enerji Forumu girişiminin Türkiye´nin dışlandığı mevcut yapısıyla herhangi bir ilerleme kaydedemeyeceği açık. Türkiye´yi Doğu Akdeniz´de siyasi, hukuki ve ekonomik olarak dışarıda bırakmanın mümkün olmadığı bu oluşumun taraflarına anlayacakları şekilde hatırlatılacak. Özellikle, dışarıdan gazel okuyan Fransa nezdinde diplomatik çabalar artırılacak.
9-KKTC ile GKRY arasında yeniden ?ve muhtemelen son kez- başlaması beklenen görüşmelerde, çıkarılan doğalgaz üzerindeki Kıbrıs Türk halkının haklarının hukuken tescil edilmesi temin edilecek.
10-ABD´nin ve AB üyelerinin karar vericilerinin çoğu Doğu Akdeniz´le ilgili tek taraflı bilgilere sahipler. Muhataplarımıza Türkiye´nin bölgedeki hukuki haklarını anlatmaya devam edeceğiz."
Kaynak: dunyabulteni.net