Bismillâhirrahmânirrahîm;
ZOR günlerden geçiyoruz. Sıkıntıların çoğu bölgemizde yaşanıyor. Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları üzerinden ciddi bir paylaşım savaşı var. ABD, İsrail, Fransa, Yunanistan, İngiltere, Almanya devrede. AB ülkeleri bölgeye müdahil oluyor. Bölge, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra en hareketli günlerini yaşıyor. Doğu Akdeniz ısınırken, KKTC 11 Ekim’de seçimlere gidiyor.
Doğu Akdeniz’deki hareketli atmosfer, KKTC seçimlerinin çok büyük önem taşıdığının işareti… Bu seçimler, Türkiye’yi de doğrudan ilgilendiriyor. Şu anda, KKTC’nin başında Türkiye’yi dışlayan, icraatları daha çok Rum Kesimi’ne yarayan, ABD’de öğrenim görmüş Mustafa Akıncı var. Doğu Akdeniz’de, Türkiye’nin karşısında olanlar, Mustafa Akıncı’nın yeniden seçilmesi için seferber olmuş durumdalar.
AB, KKTC’ye 31.6 milyon Euro yardım transfer etti. AB’ye alma ve serbest dolaşım vaatleri de ilâvesi. GKRY ise, KKTC’yi “korsan devlet” olarak görüyor. Yaşanan hareketlilik Kıbrıs’ın ne kadar büyük önem taşıdığını anlatmaya yetiyor. Kıbrıs konusunda duyarlılığı ile bilinen Erbakan Hoca, Kıbrıs’ı “Türkiye’nin bütünlüğünün sigortası” olarak görürdü. Bu gelişmeler karşısında Türkiye’nin bir şeyler yapması gerektiği açık.
Kıbrıs’ın bildiğimizin ötesinde büyük önemi var. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç; bu gerçeği, Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi, Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hazırladığı, “KKTC Kamuoyunun Doğu Akdeniz’de Enerji Politikaları Algısı” başlıklı “yüksek lisans tezi” ile bilim dünyasının takdirine sundu.
KKTC TÜRKİYE’SİZ OLMAZ
MUHTEREM İlyas Tongüç Bey’in yaptığı çalışma, bilinmeyen birçok gerçeği gün yüzüne çıkarmakta, insanımıza Kıbrıs duyarlılığı kazandırmaktadır. KKTC vatandaşlarının çoğu Türkiye’siz bir yere varılamayacağını görmüştür. Kazanılan haklardan taviz verilemeyeceğini anlamıştır. Rumların, KKTC vatandaşlarına azınlık statüsünü uygun görme tuzaklarını fark etmiştir.
Sayın Tongüç tezinde, “Doğu Akdeniz’de yeraltı hidrokarbon kaynaklarının keşfi sonucu, olayın uluslararası politikanın gündemine girdiğini” anlatıyor. Hatta, pek bilinmeyen Kuşak - Yol Projesi kapsamında “Çin’in bile Doğu Akdeniz’de gözü olduğunu, İtalya’nın da bu projeye dâhil edildiğini” açıklıyor. ABD, İsrail, AB ülkeleri ve Yunanistan’ın ise niyetleri aylardır konuşmalarına yansımaktadır. İsrail, Kıbrıs’ın Arz-ı Mev’ûd sınırları içinde olduğuna inanıyor. Rumlar ise, Büyük Yunanistan peşinde!
Kısaca, Kıbrıs kurtlar sofrasında! Haklarımızın korunması konusunda Türkiye “merkez” konumda! Haçlı-Siyonist ittifakı Türkiye’ye karşı birleşti. Milletimiz, tarihinde bu tür tehlikeleri nasıl atlatmıştı, dersiniz? İçte bütünlüğü sağlayarak… Tek yürek olarak… Bunu sağlayan milletimize, Akif’imizin takdiri şöyle: “Cihan yıkılsa, emin ol, bu kale sarsılmaz.”
İlyas Tongüç’ün ciddi ve titiz bir araştırma ürünü olan tezi, hem konu ile ilgili kaynaklar taranarak, hem konunun uzmanları ile görüşülerek; hem de halk arasındaki yansımaları araştırılarak hazırlanmış. Konunun daha iyi anlaşılması için ise, haritalar, grafikler, şemalar ve tablolara yer verilmiş. Çalışmadaki konu bütünlüğü de dikkatlerden kaçmıyor.
YAYGIN BİR ANKET
İLYAS Tongüç Bey, tezini halkla yüz yüze yaptığı anketlerle desteklemiş. Eylül 2019’da Lefkoşe, Lefke, Girne, Magosa, Güzelyurt gibi yerlerde Kıbrıs konusunu halktan 324 kişi ile müzakere etmiş. Onların görüşlerini almış. Çalışmanın bazı sonuçları şöyle: Ankete katılanların yüzde 58.6’sı devletin isminin KKTC yerine Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KTC) olarak değiştirilmesi görüşünde. “Türkiye ile birleşmeliyiz” diyenlerin oranı yüzde 64.6. Doğu Akdeniz probleminde Türkiye ile birlikte hareket etmeliyiz, diyenlerin oranı yüzde 67.4. GKRY’ni Kıbrıs’ta bir tehdit olarak görenlerin oranı yüzde 65.5. Doğu Akdeniz ve Kıbrıs çevresindeki hidrokarbon rezervlerinin Kıbrıs’ı ve bölgeyi olumlu olarak etkiler, diyenlerin oranı ise yüzde 60.1.
Anket sonuçlarının ayrıca; yaş, cinsiyet, öğrenim, meslek grubu farklılıkları dikkate alınarak karşılaştırmalı ve çapraz analizleri yapılmış. Çalışmanın pek çok sosyal alanda uzmanlığı olan, Hacettepe ve TOBB Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler dersleri veren ve halen Anka Enstitüsü’nde Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan Prof. Dr. Celâlettin Sencer İmer koordinatörlüğünde yapılmış olması tezin önemini bir kat daha arttırıyor.
Sayın Tongüç’ün tezi Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de yaşananlara ışık tutuyor. Böylece; Kıbrıs’ın tarihte, günümüzde güç mücadelesine sahne olmasının gerekçelerini daha iyi anlıyoruz.
Türkiye, kendisini doğrudan ilgilendiren KKTC konusuna ilgisiz kalmamalıdır. Batılılar, 11 Ekim seçimlerine kilitlenmişken, bölgede sonucu belirleyen aktör olması gereken Türkiye’nin gelişmeleri tribünlerden izlemesi düşünülemez.
