Gazete Duvar'dan Ferhat Yaşar'ın, “konu ile ilgili” haberi…
Türkiye haftaya pazar günü sandık başına gidiyor. Millet İttifakı'nın dünkü İstanbul mitinginden sonra AK Parti de bugün kitlesel bir miting düzenledi. AK Parti İstanbul İl Başkanlığı, miting için İstanbul'un 39 ilçesinde 10 bin otobüs kiraladı. Marmaray ücretsiz seferler yaparken, Yenikapı-Atatürk Havalimanı Metro Hattı'nda da ek seferler düzenlendi.
Millet Bahçesi miting alanına giden yollar, otobüslerin yoğun olması nedeniyle kısa sürede tıkandı. Özel araçlarıyla yola çıkanların bir kısmı saatlerce trafikte kaldıktan sonra geri dönmek zorunda kaldı. Kendi imkanlarıyla İstanbul’un farklı ilçelerinden gelen birçok kişi de kalabalık nedeniyle alana giremeden ayrılmak zorunda kaldı. Otobüsle gelenler ise yolun yarısından inip tekbir getirerek alana yürüdü.
Advertisement: 0:15
İnsanlar alana doğru yürürken görevliler ellerine Türk bayrağı, AK Parti bayrağı ve şapkasını tutuşturuyordu. Bayrakların bir kısmı bir süre sonra yerlere atıldı ancak havanın güneşli ve sıcak olmasından dolayı şapkalar kafalardan çıkartılmadı. "Türkiye sana emanet" yazısının yer aldığı sahnedeki büyük ekranda ise TOGG, TCG Anadolu Savaş gemisi ile İHA ve SİHA görselleri dönüyordu.
Üniformalı polis neredeyse hiç yoktu. Olanlar da göze çarpmayacak şekilde konumlanmıştı. Millet İttifakı'nın mitinginde kabalıkları şikayet konusu olan ve kendileriyle tartışmaya girenleri anında yaka paça gözaltına alan polislerin AK Partili seçmene karşı nezaketli tavırları dikkatlerden kaçmadı.
Kitleyi takip ederken basın bölümüne doğru yürüdük. Gazetecilere karşı da muhalefet partilerinin mitinglerine göre daha nezaketli tavırlar sergileniyordu. CHP, Yeşil Sol Parti ve 1 Mayıs mitinglerinde, akreditasyon başvurusunda bulunan gazetecilere bile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından verilen Turkuaz basın kartı şart koşuluyordu. Gazeteciler de polisleri ikna etmek için dakikalarca uğraşıyordu. Bazı gazeteciler protokole giremiyordu ya da giriş çıkışlarda zorluklar yaşıyordu. Bu bıktıran süreçler nedeniyle gazeteciler bir yere girerken veya çıkarken iki kere düşünmek zorunda kalıyordu. Ancak AK Parti mitinginde basın kartı dahi sorulmadı. Gazetecilere her türlü kolaylık gösterildi.
Öte yandan basın için iki katlı bir platform ayrılmıştı. Platforma çıkan gazeteciler kalabalığı net bir şekilde görebiliyordu. Ayrılan platformda yayınlar sırasında bir sorun çıkmaması için tüm önlemler alınmıştı. Uydu üzerinden yayın yapan televizyonlar, miting boyunca zorlanmadan yayın yapabildi. Ancak normal internet üzerinden haberlerini merkezlere iletmeye çalışan gazeteciler ise büyük zorluk yaşadı. Bir süre sonra ise internet tamamen kesildi.
Mitingde engelliler ve yetkililerin yakınları için özel ayrı bir bölüm hazırlanmıştı. Burada görevliler ve misafirlerin namaz kılacağı mescitler, yiyecek ve içecek servis eden mobil büfeler de bulunuyordu. Muhalefetin hiçbir mitinginde görülmeyen sağlık koridorları ve sağlık çadırları kurulmuştu. Erdoğan ve bakanların beklediği alan yüksek bariyerlerle kapatılmıştı. Kürsüye çıkmadıklarında nerede oldukları, ne yaptıkları görülmüyordu. Bu nedenle kapıda bakanları ve milletvekillerini görmek isteyenler ile görüş almak isteyen gazetecilerin oluşturduğu bir kalabalık vardı.
AK Partili görevlilerin de nezaketi dikkat çekiciydi. Parti görevlileri mitinge katılanlara karşı özenli yaklaşıyor, herhangi bir sorun yaşayana hemen yardım ediliyordu.
Miting alanını dolaşırken kalabalığın büyük kısmının 40 yaş üzeri olduğu hemen anlaşılıyordu. Mitinge gelenlerin ekseriyeti konuşmaya hevesliydi ve kendilerini ifade etmek istiyordu. Sohbet ettiğimiz hemen herkes ekonomi ve hayat pahalılığının Türkiye'ye özgü bir olay olmadığını, dünya genelinde bir kriz olduğunu anlattı. Türkiye gelişmekte olan bir ülke olması nedeniyle ‘biraz fazla’ etkilenmişti sadece.
Bir kadınla sohbet ederken “Eksileri var’ diyorlar. Teraziye koyalım bakalım eksiler mi yoksa artılar mı daha çok görelim. Başaracağız. Durmak yok, yola devam” diye konuştu. Bir başkası, hayat pahalılığının muhalefetin oyunu olduğunu ileri sürdü. Muhalefetin söylediklerinin aksine tarım, hayvancılık ve ekonomide çok olumlu bir tablo olduğunu anlattı.
‘’Savunma sanayini ve bizi durdurmak isteyen vatan hainlerine geçit vermemeliyiz’’ diyenler de oldu. ‘’Gördüklerimiz göreceklerimizin teminatıdır’’ diyen de. Bir seçmen “Patates, ekmek ve soğan beş milyar olsa, vatanımız olmasa bir faydası yok. Allah sonumuzu hayır etsin” ifadelerini kullandı.
Temkinli olanlar da vardı. 14 Mayıs seçimlerini kendileri için ‘tehlikeli’ gören AK Partili bir seçmen, “Böyle tehlikeli bir seçime girmemeleri gerekiyor” dedi. Nedenini sorunca, “AK Parti yapılan şeyleri anlatamıyor. O kadar şey yapıldı ama bizi çocuk tacizlerinden vuruyorlar” yanıtını verdi.