aşta barolar olmak üzere meslek kuruluşlarının seçim sisteminin değiştirilmesine yönelik AK Parti ve MHP'nin ortak yürüttüğü yasa teklifi çalışmasında sona gelindi. İlk olarak barolar ve barolar birliğinin yapısını değiştirecek yasal düzenlemenin çerçevesi çizildi. AK Parti’nin MHP ile yürüttüğü çalışmanın başında olan AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, söz konusu düzenlemenin ayrıntılarını anlattı.
Cahit Özkan, yarım asırlık Avukatlık Kanunu ile barolar ve barolar birliğinin artık çağın ihtiyaçlarına cevap vermediği söyledi. Özkan, baroların büyük bir soru işareti taşıdığını, mevcut durumda baroların siyasi bağnazlık ve ideolojik kamplaşmanın merkezi haline geldiğine dikkat çekti. Özkan, avukatların mesleki faaliyetlerini yerine getirirken bir çözüm merkezinin artık ortadan kalktığını ifade ederek, "Avukatların staj aşamasında ve meslek içi eğitimde baroların yetersiz kaldığını görüyoruz" dedi.
AK Partili Özkan, söz konusu yasal düzenlemeye son şeklini vermeden önce, baro temsilcileri ve ilgili kurum ve kişilerle hafta boyunca görüşeceklerini aktardı.
Barolarla ilgili yapılacak değişikliğin kamuoyunda uzun süredir tartışıldığına dikkat çeken Cahit Özkan, "Baronun bir reforma ihtiyacı olduğu tartışıldı. AK Parti ve MHP grupları olarak bu çalışmayı birlikte yürütüyoruz. Bu çerçevede katılımcı, çoğulcu bir anlayışla bu hafta içeresinde Türkiye’deki baro başkanlarının görüşlerini alacağız. Konuyla ilgisi olan sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini alacağız. Bu çerçevede gelecek hafta bu yasayı Meclisimize sevk etmeyi planlıyoruz. Nasıl bir baro ve barolar birliği şekillenecek, ana hatları ile görüşler ve değerlendirmeler bu hafta boyunca devam edecek. Görüşmeler sonunda değişiklikler olabilir" ifadelerini kullandı.
Özkan, baroların yapısında yapılması öngörülen değişikliklerle ilgili şunları söyledi:
"Rekabetçi bir anlayışı ortaya koyacağız. Bir ilde avukat sayısı artmışsa, barolar avukatlar için çok fazla bir anlam ifade etmiyor noktasına gelmişse, İstanbul Barosu’nda 47 bin üye var. 47 binin 20 bin üyesi oy kullanmaya gelmiyor. Avukatlar İstanbul’da baro seçimlerini önemsemiyor. Demek ki avukatlar ile baro yapılanmasının arasında bir bağ yok. İrtibat kopmuş. Biz de diyoruz ki, buralarda acaba bir kısım avukat, bir araya gelerek baro kurabilir mi? Bunun üzerinde bir çalışma yürütüyoruz. 'Çoğulcu, demokratik bir baro nasıl şekillenebilir' bunu çalışıyoruz. Bu noktada büyük barolarda rekabeti esas alan bir yapıyı hayata geçireceğiz. İkincisi meslek teşkilatı olan baroların bağlı olduğu barolar birliğinde acaba nasıl bir temsil olmalı? Bu anlamda barolar birliğinde temsilde adalet ve çalışmalarda, yönetimde istikrarı sağlayacak bir temsil metodunun da bu yasada yer almasını öngörüyoruz."
Özkan, mevcut kanunda var olan, barolara üye olma ve seçme seçilme şartlarına ilişkin standartları koruduklarını belirterek, "Bu noktada bir değişiklik öngörmüyoruz. Baroların kuruluşu, barolar birliğinin faaliyeti ile ilgili bir çalışma yürütüyoruz. Seçme ve seçilme ile ilgili bir değişiklik düşünmüyoruz. Şu an itibari ile baroların siyasi angajman içeresinde olmaları, siyasi bir ideolojik kamplaşmanın merkezi olmaları, onların faaliyet konularının Anayasa'da yasalarda yazıyor olmalarından kaynaklanmıyor. Ortada olan mesleki yapılanma rekabetten uzak, kucaklayıcılığı ve çoğulculuğu bir tarafa iten demokratik ve temsil noktasında ciddi sorun oluşturan, nasıl olsa 'kim oy kullanıyor ki', 'gelenlerden kim kimi tanıyor ki', 'kimse bize hesap sormaz' gibi bir anlayışıyla bir meslek örgütü, baro faaliyet gösterdiği sürece, bu tartışmaları, siyasi ideolojik kamplaşmaları görmeye devam edeceğiz. Bu anlamda şu anda üzerinde çalıştığımız bu yeni tasarımda açıkçası bir reform ortaya koyacağız. Bu bir restorasyon değil, bu reform, bir iklim ortaya çıkaracak. Bu iklim açıkçası rekabet sağlayacak. Çoğulculuğu, katılımcılığı, farklı görüşleri kucaklamayı, mesleki kaliteyi artırmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
Pakette esaslı bir seçme ve seçilme ile ilgili bir değişiklik öngörmediklerini vurgulayan Özkan, "Bu seçim takvimi ile beraber arkasından bütün barolar belirli bir takvim içerisinde seçimlerini yapacak. Barolar birliği de bu takvime bağlı olarak kendi yönetimini ve organlarını belirleyecek. Ancak, demokratik, çoğulcu ve mesleğe özgülenmiş iklim inşallah 1-2 yıllık bir süre zarfında gerçekten Türkiye’nin ortak aklını temsil eden, hukuku geliştiren, rekabeti ortaya koyan bir anlayış ile inşa edilmiş olacak" dedi.
Özkan, 'çift dereceli' ifade edilen il bazlı baro yapılanmaları ve bunların üst birliği olan barolar birliğinin aynen korunacağını kaydederek, "Barolar ve barolar birliğinin bu iki kademeli olması önemli bir tasarımdır. Hem Anayasa açısından hem de dünyadaki diğer yapılar açısından. Baro ve barolar birliği yapılanmalarını aynen muhafaza ediyoruz. Seçim sistemleri itibari ile farklı baroların seçim sistemlerinde bir değişiklik öngörmüyoruz. Tek bir sistem planlıyoruz. Görüşleri almaya devam ediyoruz. Farklı illerde avukat sayısı nedeniyle ikinci ve üçüncü baronunun kurulma ihtimali göz önüne alındığında buralarda toplam 85-90 üyeli baro söz konusu olacak. Bu barolarda açıkçası üye sayısı itibari ile sürdürülebilir, denetlenebilir, avukatların mesleki faaliyetlerini, kalitesini artırıcı bir anlayışı hayata geçireceğiz. Bu noktada seçimle ilgili farklı bir sistem öngörmüyoruz. Mevcut seçim sistemi ile barolar kendi seçim sistemi ile seçimlerini gerçekleştirecekler" ifadelerini kullandı.