Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç’ın katıldığı bir programda ezanlardan sonra dua okunmasına ilişkin “Böyle yaparak insanları nefret mi ettiriyoruz, yoksa insanların dini duygularını daha mı canlı tutuyoruz? Bana kalırsa bu bir bidattır (İslam hukukuna göre genel kanaate aykırı davranış)” demesinin ardından AK Parti’li başka bir isimden daha dikkat çeken bir çıkış geldi.
Yüksek İstişare Kurulu’nun bir diğer üyesi, TBMM eski Başkanı ve eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise tutuklamalar ve erişim engelleri ile hedef alınan Oda TV’ye konuştu.
AK Parti’nin iktidara gelirken en temel sloganlarından birinin “İşkenceye sıfır tolerans” olduğunu hatırlatıp bu sloganın AKParti’ye karşı çevrelerde dahi sempati sağladığını ileri süren Çiçek, fikir ayrılıklarına tolerans gösterilmesi gerektiğini, şiddetin medeni dünyada yeri olmayan ilkel bir yaklaşım olduğunu belirtti.
Çiçek, Barış Pehlivan’a yapılan muamelenin kabul edilemez olduğunu söyleyerek, “2002 yılını hatırlayın. Gündemdeki en önemli mesele cezaevi şartlarıydı. 2002’de ben Adalet Bakanı olduğumda Batı’dan gelen heyetlerin ilk görmek istediği yer Ulucanlar ve Sağmalcılar cezaeviydi. Mecburen programa koyardık, koymazsak bir şeyleri gizlediğimizi düşünürlerdi. Cezaevi şartları ve infaz hukuku ile ilgili hukuki düzenlemeleri yaptık. Bu mesele Avrupa’nın gündeminden kalktı. Şimdi eski şeyleri çağrıştıracak muameleler kabul edilemez, gereğinin de yapılması gerekir.” dedi.
“İddianamede bu görüntülerin olmadığı ifade edildi ve ‘dezenformasyon’ olarak anlatıldı” hatırlatması üzerine Cemil Çiçek, “Dünü unutarak bunu değerlendiremeyiz. Vural Savaş’ın hazırladığı Ak Parti’yi kapatma iddianamesine karşı çıkan biriyim. İddianameler hukuki metinlerdir, ideolojik siyasi metin olamaz. Aksi halde hukuki vasfını kaybeder. Hukuku ıskalayan hiçbir metinle ülkede adalet sağlanamaz” dedi.
Tarafsız Ajans