Orhan Miroğlu dostum, hemşerim, ağabeyimdir. Asuri kökeni ile bu ülkenin kadim geçmişinden bugünlerine kurulan bağların hem temsilcisi hem de şahididir. Orhan Miroğlu´nun söylediklerinin önemi benim indimde 4´le çarpılıdır.
Ak Parti saflarındaki siyaset tercihi ile aramızdaki mesafe bir taraftan açılsa da her zaman ben 3 adım koşmaktan imtina etmem onunla mesafesiz bir duruş için. Önceki gün uzun süredir (en azından benim) görmediğimiz TV arenasında onu gördüğümde herkesten çok sevindim.
Orhan Miroğlu sözüne itibar ettiğim, dostluğuna değer verdiğim biri olarak beni şaşırtan iki söz söyledi. Bu sözlerin aslında programın gerilen bir anında edilmiş olması nedeniyle sözün değerinin azaldığı ana tekabül ettiğini ifade etmem lazım.
Eski bir televizyoncu ve son derece erken bir yaşta bir mesleğin neredeyse en önemli noktası olan haber müdürü mertebesine ulaşmış biri olarak güncel tartışma programlarında bir söz borsası kurulduğunu düşünüyorum.
Bu söz borsasının en değerli lafı nedir bulmak zor olsa da lafın en değersizleştiği, ucuzlaştığı anı bulmak kolaydır.
Tıpkı bir mal piyasası gibi, söz piyasasında da arz arttığında söz ucuzlar.
Bir anda herkesin birlikte konuştuğu, aynı anda sözlerin edildiği, ardı ardına makine gibi konuşularak meramın anlatıldığı anlar sözün neredeyse pul fiyatına düştüğü dakikalardır.
Sevgili Miroğlu, son dönemlerin yıldızı parlayan genç CHP´lisi Feyza Altun´un biraz Aristo mantığı içeren çıkışı ile kendisine yüklendiğinde tam da olanlar bu idi. Feyza Altun´un, Miroğlu´nun ?PKK terör örgütü değildir? sözünü gündeminden kopararak, bağlamından tarihinden sökerek pat diye orta yere bırakması aslında bu kabil bir neticeyi vermese şaşardık.
Bir AKP´li olan Orhan Miroğlu´na böylesi bir düz mantığın AKP ve son dönemki yakın müttefiki MHP´nin neredeyse tüm söylemlerine hakim olduğunu hatırlatacak değilim.