Partinin avukatı Burhanettin Sevencan ve Muammer Cemaloğlu´nun açtığı davanın dilekçesinde, Şık´ın, Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi´nin birinci maddesi üzerine söz talep edip Meclis kürsüsünde konuşma yaptığı belirtildi.
Şık´ın, konuşmasında, "yasa tasarısının içeriği ile ilgisiz şekilde, AK Parti hakkında akla, mantığa ve vicdana sığmayan, tamamen iftira niteliğinde bazı açıklamalar yaptığı, açıklamalarında AK Parti´ye yönelik, katlanılması asla mümkün olmayan çok ağır hakaret, suç isnadı ve iftiralarda bulunduğu" ifade edilen dilekçede, Şık´ın konuşmasından bölümlere yer verildi.
Şık´ın söylemleri üzerine TBMM Genel Kurulunda gerginlik yaşandığı ve oturuma ara verildiği belirtilen dilekçede, akabinde, Şık´ın iki birleşim Meclisten çıkarma cezası aldığı hatırlatıldı ve şöyle denildi:
"Davalının yapmış olduğu konuşmada iktidar partisi olan müvekkil Adalet ve Kalkınma Partisi hakkında sarf ettiği ifadelerin ve iddiaların tamamı gerçek dışı ve hayal mahsulüdür. Bu tarz asılsız iddialarla gündeme gelmek, davalının mensubu bulunduğu partinin siyasi ideolojisi haline gelmiştir. Davalının, davaya konu açıklamalarında bahsettiği hususlar akıl, mantık ve vicdanla bağdaşmayan, gerçekle hiçbir ilgisi olmayan, tamamen hakaret ve iftira kastıyla ortaya atılmış asılsız ve mesnetsiz olmanın ötesinde, açıkça müvekkilin kişilik haklarını ihlal eden mahiyettedir.
Bu çerçevede davalı Ahmet Şık´ın Adalet ve Kalkınma Partisi´ne, Türkiye Cumhuriyeti devletinin manevi şahsiyetine ve AK Partimilletvekillerine yönelik bu hakaret, tehdit ve küfürleri hukuk düzeninin himaye etmeyeceği derecede ağır ve haksız birer saldırıdır."
Dilekçede, Şık´ın "akla, mantığa, vicdana aykırı iddialarının kabul edilebilir olmadığı", "bu iddialarla açık ve galiz hakarette bulunarak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği ve suç isnadında bulunduğu" ifade edildi.
Şık´ın, siyasi eleştiri adı altında yapılan, fakat orantısız ve gerekli olmayan sözler içeren konuşmasının "düşünce açıklaması ve eleştiri" olarak kabul edilemeyeceği kaydedilen dilekçede, "bu denli ağır hakaretlerin düşünce açıklaması olarak kabulü halinde kişilik değerlerinin, hukuk ve anayasal güvenden yoksun kalacağı" belirtildi.
Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın dilekçesinde, "Şık´ın, bir siyasetçiye yakışmayacak düzeydeki çirkin üslubuna karşı caydırıcı bir tazminata hükmedilmesi gerektiği" ifade edilerek, Şık´tan 100 bin lira manevi tazminat talep edildi.