Muhalefet partileri kazanırsa, daha çok ne olmayacağını biliyoruz. Mesela yerli otomobil yapılamayacak. Ya da Kanalİstanbul projesi gerçekleşmeyecek. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) kapatılacak.
Yerli otomobil, dış ticaret açığımızdaki farkı kapatacak potansiyele sahip, Kanalİstanbul´un yıllık 8 milyar dolar kâr getirisi olacak ve TİKA son on yılda Türkiye´nin dış ülkelerdeki nüfuzunu zirveye ulaştıran kurumların başında geliyor. Ama nafile, yıkacaklar, kapatacaklar, yaptırmayacaklar.
Bir de yapacakları icraatlardan bazılarını biliyoruz. Denenmiş ve PKK´nın çukurlara gömdüğü çözüm sürecini tekrar başlatacaklarmış. PKK işgalinden kurtardığımız Suriye´deki topraklardan geri çekileceklermiş. Kandil´e operasyon yaptırmayacaklarmış çünkü Kandil aslında boşmuş! FETÖ ile uzlaşıp, tüm KHK´lıları işlerine geri döndüreceklermiş çünkü aslında ByLock bile suç değilmiş!
Buna mukabil Cumhur İttifakı´ndaki Ak Parti, hâlen seçim beyannamesinde PKK ile FETÖ ile mücadele sözü veren tek parti olma vasfını sürdürüyor. Cerablus´tan Afrin´e ve dün itibariyle Tel Rıfat´tan Münbiç´e yaptıklarını, yapacaklarının teminatı olarak gösteriyor. Zaten sözde Millet İttifakı´nda, Feto´ya ´Sayın Gülen´ diyebilen bir Genel Başkan olması da tıynetleri hakkında fikir veriyor.
Ak Parti´nin en zayıf karnı, dolar operasyonuyla yorulan piyasalar. Ancak piyasaya dış kaynaklı müdahalelere rağmen Türkiye´nin büyüme oranı %7.4´ü buldu. Ayrıca son bir yılda 1 milyonu aşkın ek istihdam yaratıldı. İhracatta rekor kırdık. Bayramda otellerin doluluk oranı %100´e yaklaştı ve bu sene toplamda 40 milyonu aşkın turist ağırlayacağımız tahmin ediliyor.
Şayet CHP´nin bundan daha iyi bir iş yapabileceğini düşünen varsa, çok uzağa gitmesin, kendi ilindeki CHP´li belediyelerin haline baksın yeter.
Velhasıl cüzdanını düşünen için de memleketini düşünen için de Ak Parti, alternatifsiz doğru adres olmayı sürdürüyor.