Trump’ın açık sözlülüğü Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil bizim devlet – iktidar cenahının ortak kabulü durumunda. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan, içi – dışı bir liderler olarak tanımladığı Trump ve Putin”le iyi ilişkiler kurduğunu bile söylemişti. Sonra?
Sonra suikast gecesi yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan o gece Trump’la bir görüşme yapmıştı. Görüşmeyi şöyle anlatacaktı:
“Trump ile bir görüşme yaptık, 4-5 saat sonra bu olay patlak verdi. ... Ben özellikle kendisine (Trump) İran’la gerilimin tırmandırılmaması telkininde bulundum.”
Trump içini – dışını açmamıştı. “Başkan, İran’la gerilimi tırmandırmamamızı istiyorsunuz ama biz birkaç saat içinde onların yaşayan şehidini yaşamaz hale getireceğiz. Bölgenin en önemli ülkesisiniz. Bizim de dostumuz, müttefikimizsiniz, aramızda kalsın ama sizin bilmenizde fayda var.” diyebilirdi, ama dememiş. Herkes için sürpriz ya da şok edici oldu, Cumhurbaşkanı Erdoğan için de… Demek ülkelerin içinin – dışının herkese açık olmayan derinlikleri de varmış. Öncelikle bunu not etmek istedim.
SADDAM’DAN BU YANA
Hatırlanacaktır, Saddam kendi hayat alanı olarak görüp Kuveyt’e girmek istediğinde Irak’taki Amerikan büyükelçisi Glapsie ile görüşür ve böyle bir durumda ABD’nin tavrının ne olacağını sorar. Wikileaks belgelerine yansıdığına göre Büyükelçi Glapsie “Araplar arası işlerde taraf olmayız” diyerek işgalin kapısını aralar. Aynı Amerika, sonra, Başkan Carter’ın ağzından “Kuveyt’in işgalinin ABD için savaş sebebi olduğu”nu ilan edecek ve Saddam’ın devrilme sürecinin pimini çekecektir.
Saddam devrildiğinde İslam dünyasında ikili bir duygu gelişecektir. Saddam zalimdir, Halepçe katliamının müsebbibidir, devrilmiş ve zulmü sona ermiştir. Bazı Müslüman topluluklar Bağdat’ta Saddam’ın heykeli yere indirilirken Amerikan Bayrağı dalgalandırırlar. Müslümanlar bir zalimin zulmüne mani olamamışlar, Amerika bilmem kaç bin kilometre öteden gelip İslam coğrafyasındaki zalimi iktidardan düşürmüştür. Olay, bir zalimi devirirken bir başka ve küresel zalimi İslam coğrafyasının bağrında at koşturur hale getirdiği için Müslümanlar açısından bir başka facianın göstergesi olmuştur. Irak o günden bu yana neler neler kaybetmiştir!
İRAN’IN SADDAMLAŞMASI
Sonra?
İran’la Amerika arasındaki ilişki, Devrim sonrası Tahran’daki ABD büyükelçiliğinin işgali ile gerilim sürecine girmiş… Sonra uranyumun zenginleştirilmesi gerilimleri…Türkiye’nin küresel baskıya karşı İran’ın yanında yer alması… Ama İran’ın derinden derine, “İslam devrimi” diye başlayan heyecanı önce “Şia asabiyeti”ne, ardından “Pers asabiyyeti”ne dönüştürmesi, bunun için ABD – İsrail karşıtlığını malzeme olarak kullanması, dolayısıyla bölgede bütün İslam ülkelerinde şii varlığını “gurkalar” haline getirme politikası içine girmesi… İlginçtir, İran’ın Irak’taki nüfuzunun artmasında da şii Maliki iktidarına destek vermesi ile ABD’nin “yol açıcılığı” vardır.
“Şii hilali” bir kuşatmanın ifadesidir ve ABD ve İsrail’den çok İslam ülkelerinin kaygısının yansımasıdır.
İşte burada Kasım Süleymani ismi devreye girer. Açık – örtülü tüm İran merkezli operasyonlarda onun imzası vardır. “Yaşayan şehid” ifadesi, şia kültürünün kutsama halkası içinde onun ismine eklenir. Afganistan’dan, Pakistan’dan şii militanları getirilir Ortadoğu’daki şii hilalini inşa etmek için. Suriye’de, Lübnan’da, Irak’ta, Yemen’de, Bahreyn’de onun gölgesi vardır. Şii grupları o domine eder. Bunun sonucu olarak da, bölgedeki tüm İslam toplumları “İran nereye gidiyor?” sorusunu sorarlar. Kaygı ile. Biz Suriye ayağında İran’ı sorgularız. Arap ülkeleri İsrail’le dayanışma içine girerler. Vs.
Kasım Süleymani – Ebu Mehdi Mühendis suikasti, bu süreçte devreye girer. Saddam’da olduğu gibi İslam toplumlarında duygular karmaşıktır. İran tabii olarak yanar. Ama başka İslam toplumları “Süleymani dosyası”nı hatırlayıp bölgede bir “Amerikan operasyonu”na daha maruz kalmanın öfkesi ile başka cinayetlere son verilmesinin ikilemi içinde kalırlar.
CANGILA DÜŞEN YANGIN
BOMBALARI
Sonra?
Sembolleştirmenin zirvesinde yer alan Süleymani suikastının, İran’da derin bir travma oluşturması kaçınılmazdı. İran’da göz yaşlarına boğulan milyonlarca insanın intikam beklemesi de kaçınılmazdır. Bunu ABD de tahmin eder ve suikastı gerçekleştirirken misillemeyi bekler. Muhtemelen misillemeye vereceği cevabı da planlamıştır. İran Irak’ta bir ABD üssünü vurmuş ve 80 ölü olduğunu açıklamıştır. Bu da ABD için travmadır. İran, ABD’ye bu kadarla yetinelim üslubunda “savaşı tırmandırmak istemediği”ni açıklamıştır, ama bu iş tırmanır.
Coğrafya bizim coğrafyamızdır. Her yangının yalımı bizi etkiler. Saddam tipleri de hasta yanımızdır, Şii hilali tasarımları da… Kendimize bakmalıyız.
Libyayı yazacağız.