Deprem bir süredir Türkiye’nin gündeminde yer alıyor. Art arda yaşanan İstanbul, Manisa, Elazığ ve Malatya depremlerinin ardından dün İran’da gerçekleşen 5.8’lik depremin Van’da yıkıma yol açmasıyla ilgili konuşan İTÜ Maden Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye’nin ‘deprem yılları’nda olduğunu söyledi.
Ercan, İran’ın Hoy kentindeki depreme ilişkin, “Bu büyüklükteki depremin Türkiye Cumhuriyeti’nde öldürücü olması utanç vericidir. Buradaki halkımızın oturdukları yapılar 3 bin 500 yıl önceki Hitit dönemindeki yapılardan daha kötüdür” ifadelerini kullandı.
Sözcü’den Latif Sansür’ün haberine göre, Türkiye’de beş yıldır 2019-2022 arasının ‘deprem yılları’ olacağını sürekli yinelediğini söyleyen Ercan, “Bu depremler ola geliyor. Türkiye bundan sonra da ardı ardına deprem haberleriyle sarsılacak” dedi.
Akhisar, Manisa, Sındırgı, Bigadiç, Balıkesir arasında gerginliği 15 yıldır izlediklerini, bu gerginliğin 6 ya da daha büyük bir depremle boşalmasını beklendiğini ve sarsıntıların süreceğini söyleyen Ercan, “Ancak bu büyüklükte deprem olmadı. Bu aslında Akhisar için çok olumlu bir olay. Türkiye depremlerinde çok az rastladığımız bu durumda, bölgedeki gerginlik daha küçük depremlerle boşalıyor. Orta-küçük büyüklükteki bu depremler; Balıkesir, Manisa ile İzmir’de korku yaratıyor. Şükretsinler ki M6- M6,5 Richter büyüklüğünde bir depremde olmadı. Buradaki gerginlik boşalma dönemine girdi. Depremler gün geçtikçe düşüyor. Deprem odağı da Manisa’ya doğru kayıyor. Bu durum ikinci olumlu bir gelişme. Kuzeye doğru gelişmiş olsa, Sındırgı, Bigadiç arasında Simav göçüntü kırığıyla kesişecekti. Bu kesişmenin yaratacağı deprem büyüklüğü 6’dan daha büyük olurdu” dedi.
‘DEPREM BÜYÜKLÜKLERİ AYNI OLMASINA KARŞIN YIKIM ŞİDDETİ VAN’DA 7, AKHİSAR’DA 3 OLDU’
Depremin İran yerine Başkale köylerinde ölümcül olduğuna dikkat çeken Ercan, “Bu depremin Richter büyüklüğü M5.9, Mercalli ölçeğine göre yıkım gücü 7 oldu. İlginç olan, aynı deprem İran’da yaklaşık 4-5 yıkım gücünde duyuldu. Bunun ana nedeni İran’daki sosyo-ekonomik koşulların, yapı niteliğinin köylerde bile daha iyi olmuş olmasıdır. Van’daki deprem ile Akhisar depremin büyüklükleri de aynı olmasına karşın yıkım şiddeti, Van’da 7, Akhisar’da ise 3 oldu. Neden? Bütün sorunların yanıtı burada yatıyor. Neden aynı büyüklükteki deprem, Doğu Anadolu’da 7 şiddetinde 9 kişi öldürürken, Akhisar’daki hiçbir yapı yıkılmıyor, ölen yok. 21’inci Yüzyılın deprem ayıbı; M5,9’luk depremde 9 kişinin ölmüş olmasıdır. Bu büyüklükteki depremin Türkiye Cumhuriyeti’nde öldürücü olması utanç vericidir” ifadelerini kullandı.
‘DEPREM TAKDİRİ İLAHİ DEĞİLDİR’
Van’daki deprem bölgesinde yaşayanların aylık gelirinin 500 TL dolayında olduğunu belirten Ercan, burada oturulan yapıların 3 bin 500 yıl önceki Hitit dönemindeki yapılardan daha kötü olduğunu söyledi. Ercan, “Batı Anadolu’da ise betonarme yapılarda oturanların ortalama aylık geliri 10 bin TL dolayında, ikisinin arasındaki fark bu. Deprem her yerde yoksulları öldürür. Deprem ‘takdiri ilahi’ değildir. Depremde ölmek kader de değildir. Ölümler rastlantı değildir. Deprem tamamen toplumun geliriyle, ayrıca ülkenin sosyal devlet olmasıyla ilişkili bir olaydır. Amerika’da depremin yıkım eşiği M7,8, kişi başına yıllık düşen geliri ise 69 bin dolardır. Japonya’da en yoksulun yıllık geliri 39 bin dolardır. Depremin yıkım eşik değeri M7,7’dir. Türkiye’de ise kişi başına düşen yıllık gelir 9 bin 500 dolar (aylık 4,500 TL), yıkım eşik değeri de M5,5’tir. Aynı ülke, aynı yönetim, Doğuda depremin öldürücü yıkım eşik değeri M4, Orta Anadolu’da M5,5, Batı Anadolu’da ise M6,4 tür” diyerek sözlerini sonlandırdı.