24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP´nin adayı olan Muharrem İnce, beraberindeki heyet ile HDP Mardin İl Örgütü ziyaretinde yaptığı konuşmada siyasetteki ilkenin "Karşımızdaki Kürt mü Türk mü bakmadan, Alevi ve Sünni mi bakmadan, kadın mı erkek mi diye düşünmeden bu iş doğru mu yanlış mı... İlke derken hukuka uygun mu, bilime uygun mu, kamu vicdanına sığıyor mu, ahlaka uygun mu" diye bakmak olduğuna vurgu yaparak CHP´nin derdinin bir siyasi partiye destek olmak değil demokrasiye sahip çıkmak olduğunu söyledi.
"NERESİNDEN BAKSAN TUTARSIZ"
İnce konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
"Bir sandığa gitmişiz, bu sandıkta Mardin´de de bir belediye başkanı seçmiş millet. Sandığa giden kimler; Mardin´de yaşayanlar. Sen bunu beğenmiyorsun... ´Seni görevden alırım!´ diyorsun. O zaman sandığı niye koydun? Peki alma hakkın var mı? Evet var. Bu bir idari işlemdir. Peki idari işlemin ne olması lazım? Hukuka uygun olması lazım. Hukuka uygun olması gerekiyorsa; ortada bir mahkeme kararı var mı? Hayır, ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı yok. Kesinleşmiş bir mahkeme kararı yoksa bunu yapamazsın. Hadi hukuk tanımıyorsun, yargıyı bilmiyorsun, hepsini anladım. Görevden aldın. Yapılacak bir iş var; Belediye Meclisi kendi içinden başkan seçer. Bunu Türkiye´de en iyi kim bilir, en iyi Recep Tayyip Erdoğan bilir. Niye? Ee başına geldi senin. Senin başına geldi bu. Bir, ortada mahkeme kararı olmadan görevden alıyorsun, hukuksuzluk yapıyorsun. İki meclis kendi içinden seçemiyor bir hukuksuzluk daha yapıyorsun. Neresinden baksan tutarsız, neresinden baksan hukuka uygun değil, ahlaka uygun değil, bilime uygun değil, vicdana uygun değil."
"SANDIKTAN AHMET TÜRK ÇIKMIŞSA DA ONU HAZMEDECEKSİN"
"Var gücümüzle geleceği inşa etmek için uğraşmalıyız. El alem ne der diyerek siyaset yapılmaz. Bu mahalle ne der diyerek siyaset yapılmaz. Yaptığımız iş doğru mu değil mi; biz buna bakacağız. Mesela geçmişte sizin partiniz de benim partim de hatalar yaptı. Dokunulmazlıklar konusunda benim partim hata yaptı. Ben yapmadım. Ben vermedim oy, tavır koydum. Ama 2010 referandumunda da sizin partiniz hata yaptı, boykot ederek. Şimdi bunları bir kenara bırakmak, önümüze bakmak lazım. Desteğimiz sizinledir. Desteğimiz demokrasiyledir. Desteğimiz sandıkladır. Sandık demokrasinin namusudur. Sandıktan çıkanı kabul edeceğiz hepimiz, kim çıkarsa. Erdoğan çıktı sandıktan, ben aradım kendisini kutladım. Ben çıktığımda da o beni tebrik etmeli. Sayın Ahmet Türk çıkmışsa da onu hazmedeceksin. Onun için gönlümüz, yüreğimiz sizinle birliktedir. Türkiye bunları aşacaktır, aşmalıdır. Türkiye sandığa güvenin olmadığı bir ülke olursa burada huzur olmaz, barış olmaz."
TÜRK: AYNI FOTOĞRAFLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Ahmet Türk ise konuşmasında demokrasi ve özgürlük mücadelesi verdiklerini söyleyerek "Maalesef Türkiye´de adalet, eşitlik hukuk açısından sınıfta kalan bir ülke olarak bugün siyasi darbelerle, kayyımlarla karşı karşıyayız. 2014 yılında da seçildiğimizde kayyım olayıyla karşı karşıya kaldık. O dönemde kayyım atamasını meşrulaştırmak için ´işçilerin parası alınıyor, başka yerlere gönderiliyor´ gibi darbeyi meşrulaştırmak için adeta büyük oyunlar oynanıyor. Bugün de aynı fotoğrafla karşı karşıyayız" dedi.
31 Mart seçimlerinden bir gün sonra Mardin, Diyarbakır ve Van valilerinin kayyım atanması konusunda talepte bulunduklarını hatırlatan Türk, İstanbul seçimlerinin belirsizliği nedeniyle ertelendiğini kaydetti. Türk kayyım atamaları hakkında "19 Ağustos´ta böyle bir darbeyle karşı karşıya kaldık" dedi.