Eski Mardin´in bulunduğu Artuklu´da iki parti başa baş gidiyor. AKP´den Abdülkadir Tutaşı ve HDP´den Nurettin Turgay. Tutaşı, Mardin´in büyük ailelerinden. Tutaşı kazanırsa kendi gücü ile kazanacak, kaybederse partisi yüzünden kaybedecek lafı dolaşıyor ortalarda.
Çok büyük sürpriz olmadıkça sonucu belli bir yerel seçim Mardin´deki... Siyasetin önemli figürlerinden biri olan Ahmet Türk yine HDP´nin Mardin Büyükşehir adayı. Ve 2014 yerel seçimlerinde yüzde 52.2 oyla seçilen ancak görevden alınarak yerine kayyım atanan Ahmet Türk´ün yine seçileceğine kesin gözle bakılıyor. Belki de bu yüzden kentte bir seçim heyecanı yok. Mardin halkı suskun ama ne yapacağı konusunda kararlı gözüküyor.
Bu suskunluğun satır aralarında neler var peki? Yeniden kayyım atanma olasılığı mı ve buna ne tepki verileceğinin bilinmezliği mi? Giderek artan geçim derdi, yoksulluk mu? Sayıları giderek artan Suriyelilerin vasıfsız işgücünden pay almalarının, zaten son derece yüksek olan işsizliği daha vahim boyutlara taşıması mı? Sanırız hepsi iç içe geçiyor ve Mardin halkını bir çaresizlik, yılgınlık sarmalının içine sokuyor.
MHP´nin AKP´yi desteklediği kentte AKP´nin adayı Mehmet Vecdi Kahraman, CHP´nin adayı Süleyman Sarı, İYİ Parti´nin Tuna Işıkhan, Saadet Partisi´nin adayı ise Mehmet Ali Kılıç. HDP´nin diğer eşbaşkan adayı ise Figen Altındağ. Sadece AKP´nin bayrakları var ortalarda. HDP´nin aday tanıtım toplantısında yaşananlar belli ki hafif germiş ortalığı. Ölüm orucundakiler ile ilgili slogan attıkları için 16 gözaltı olmuş, HDP Eş İl Başkanı Ali Sincar tutuklanmış, diğerleri serbest.
Merkez ilçe olan eski Mardin´in bulunduğu Artuklu ilçesinde iki parti adayı başa baş gidiyor. AKP´nin adayı Abdülkadir Tutaşı ve HDP Nurettin Turgay. Tutaşı, Mardin´in büyük ailelerinden. Ticaret Odası eski başkanı. Tutaşı kazanırsa kendi gücü ile kazanacak, kaybederse partisi yüzünden kaybedecek lafı dolaşıyor ortalarda.
Dargeçit, Ömerli, Derik, Mazıdağı, Kızıltepe, Nusaybin ve Savur´da HDP´nin kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor. Midyat ve Yeşilli AKP alabilir. Arap nüfusun ağırlıklı olduğu yerler AKP´yi tercih ediyor.
Kapanan fabrikalar
?Mardin´in ekonomisinin 2 ayağı vardı: Turizm ve komşu ülkelere nakliyat. Şimdi topal kaldı. Nakliyat hemen hemen hiç kalmadı? diye anlatıyor Semih Hocaoğlu. Hocaoğlu eski gazeteci. 1989 yılında belediye başkan vekilliği yapmış, 1995-1999 arası da CHP Mardin il başkanı olmuş. Halen yerel gazetelerde de yazıyor. ?Makarna, un fabrikalarının çoğu kapanıyor. Organize sanayi bölgesinde gıdaya dayalı üretim yüzde 25 azaldı. Sınır ticaretinin hemen hemen hiç kalmamasının bunda büyük payı var. Kuzey Irak, Suriye hepsi bölgeyi çok etkiledi. Bir de banka kredilerinin çok azalmış olmasının? diyor.
Turizm ise henüz mevsim başlamamasına karşın fena değil. Tabii iç turizm bahsettiğimiz... Kayaların içine oturtulmuş sarı evleri ile eski Mardin sokaklarında adım başı bir otel var, neredeyse ve dükkânların hemen hepsi Mardin sabunları satıyor. Her dükkânda aynı şey satılıyor; kazanacak kadar müşteri geliyor mu peki? sorusunun yöneltiyoruz ister istemez orada esnaf olan Abdülkadir´e.
?Sabun işinde kazanç olduğunu gören herkes bu işe soyununca işin içinden çıkılmaz bir hale geldi. Ne yazık ki çoğu kapatır dükkânı, böyle gitmez? yanıtını veriyor. İşin kötüsü farklı alternatiflerin pek de olmayışı. Abdülkadir, Merkez ilçe Artuklu´yu AKP alır diyor. ?Peki, büyükşehirin kayyıma verilmesine ne diyorsun? sorusuna ?Kötü oldu tabii? diyor. Babası söze karışıyor ?Mardin, Arap, Türk, Kürt herkesin birlikte yaşadığı bir hoşgörü kentidir. Ama siyasi söylem üzerinden yürütülen düşmanlık burayı da etkilemeye başladı ve bu çok kötü? diyor.
Peki, kayyım döneminde neler yapıldı? Tabii iki kutuplu siyaset, bu soruya da iki uçlu yanıt verdiriyor Mardin halkına. Çay ocağı işleten ve AKP ilçe gençlik üyesi olduğunu söyleyen Muharrem, bir yandan Mardin´e gelecek olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan´ı havaalanından karşılayacak konvoyu organize ederken bir yandan da sorularımıza ?Kayyım tabii başarılı oldu? yanıtını veriyor.
Hocaoğlu ise ?Çok fazla harcama yaptı kayyım. Üstelik Mardin´in çehresini etkileyecek bir yatırım yapılmadı hiç. Ama sosyal aktivitelere, gençlik merkezlerine paralar aktı. İller Bankasına 5-6 milyon lira borçlandı büyükşehir belediyesi? diyor.
Minibüsle aşağıya Yeni Şehir´e iniyoruz. Yolda halk ekmeğin önünde upuzun bir kuyruk. 50 kuruşluk ekmek için saatlerce bekliyor insanlar. Yeni Mardin´de yarım bırakılmış inşaatlar gözle görülür şekilde artmış. ?Müteahitlerin çoğu kaçtı? diyor minibüsün şoförü. İnşaat politikasının iflasını yaşıyor Mardin de. AKP seçim bürosu ile Suriyelilerin kayıt yenileme merkezi yan yana...
Aziz Sancar etkisi
Gül Sancar ile sohbet ediyoruz. Sancar, bir sivil toplumcu, kız çocuklarının eğitimi konusunda çalışmalar yapıyor. ?Mardin´de eğitime verilen önem son yıllarda hayli arttı. Birçok özel okul açıldı. Ekonomik darboğaz insanları çocuklarının daha iyi eğitim almasına ve memuriyete yöneltiyor? diyor. Gül Sancar´ın eşi, Aziz Sancar´ın yakın akrabası ve Aziz Hoca´nın çocukların meslek seçimlerinde çok büyük etkisinin olduğunu söylüyor ?Çocukların yarısı ya tıp okuyacaklarını ya da bilim insanı olacaklarını söylüyor? diyerek.
Suriyeliler...
Midyat´ta Angelina Jolie´nin de birkaç yıl önce ziyaret ettiği mülteci kampı kapandı ama resmi rakamlara göre kentte 92 bini aşkın Suriyeli bulunuyor. Ve kentte özellikle vasıfsız işgücünde onlar çalışıyor. Hocaoğlu ?Günde 30-40 liraya çalışıyorlar ve zaten çok yüksek işsizliğin olduğu bölgede ciddi sıkıntı yaratıyor bu durum? diyor. Ne yazık ki ucuz işgücü, bir anlamda modern kölelik sadece, bu bölgenin değil, tüm ülkenin sorunu. Tamamen sisteme teslim edildiği için de emek piyasası sürekli aşağıya çekiliyor. Asgari ücret güya zorunlu ama burada da ?sana asgari ücreti veriyorum ama bin lirasını elden geri alırım, yoksa iş yok sana? zihniyeti süregeliyor.
AHMET TÜRK NE ANLATTI?
Bu seçim kayyıma karşı bir rövanş
Mardin´in en güçlü adayı Ahmet Türk ile seçim ofisinde buluştuk. Türk, bu seçimin diğer seçimlerden hatta genel seçimden bile farklı olduğunun üstünü ısrarla çizdi: ?31 Mart yerel seçimlerinde halk kayyım politikasına karşı ortak iradesini ortaya koyacak.? 2 yıl önce kanun hükmünde kararname (KHK) ile görevden alınan Ahmet Türk diyor ki, ?Muhtarların bile yoğun kontroller ve aramadan geçerek belediyeye girdikleri bir dönem yaşıyoruz. Karakola rahat giriyor ama belediyeye giremiyor vatandaş. Yoğun baskı var. Demokratik bir ortamda çalışma olanağı yok. Seçim çalışmalarını rahatça yürütemiyoruz bile. Demokratik bir seçim olmayacağının bilincindeyiz, ama halkın buna sandık başında yanıt vereceğini düşünüyoruz.´´
?Kayyım´a 94 milyon devrettik´
Seçimleri kazanırsanız yine görevden alınma ve yerinize kayyım atanma olasılığını nasıl değerlendiriyorsunuz sorumuzu Türk, ?Elbette her dönem kayyım atanmanın kolay olmayacağını biliyoruz ama atansa bile halk buna yanıtını verecektir? diye yanıtladı. Belediyeyi borçlu devraldıklarını belirten Türk, ?Biz geldiğimizde ilçelerden gelen borçlar bize devredildi. 230 işçinin 4-5 yıllık parası ödenmemişti, onları ödedik ve birçok hizmet yaptık. Kayyım geldiği gün Vakıflar Bankası hesabımızda 94 milyon TL paramız vardı. Onu belirli projeler için ayırdık. Bize devredilen borçlar dışında kimsenin parası bizde kalmadı. 94 milyonluk bir bütçeyi de devrettik? dedi ve ekledi: ?Ahmet Türk döneminde 800 milyon borç vardı diyorlar, yalan bu. Çünkü biz belediyeleri aldığımız zaman tüm borçları kapattık. Yaptığımız çalışmaları herkes kontrol edebilir. 1.5 yıl boyunca Sayıştay elemanları belediyelerimizden çıkmadı, her şeyi didik etti etti ve bir şey bulmadı. Sonra İçişleri Bakanlığı´ndan geldiler bir anda KHK ile görevden aldılar. Ama hâlâ bir şey bulabilmiş değiller. Sadece iftira üzerinden yürütülüyor hepsi, ama hiçbir dosya sonuçlanmadı. Hiçbir raporda usulsüzlükle ilgili bir belge yok. Ama iftiralar çok.´´
´HENDEK KAZMAK DOĞRU DEĞİLDİ´
Ahmet Türk´e, yaşanan ?hendek savaşları?na ilişkin bugün geriye bakıldığında ne düşündüğünü sorduk. Türk o dönemde de hendek kazarak savaşmanın yanlış olduğunu açıklamıştı ve Mardin´de hendek kazılmadığını belirtmişti. Sohbetimizde bu konuda görüşlerini yeniden sorduk: ?Biz demokrasi, insan hak ve özgürlükleri mücadelesi verirken, bu mücadeleye zarar verecek, mücadeleyi geriletecek eylemlere hiç girişmemek gerekir. Bugüne değil geleceğe bakarak hareket etmek gerekir. Demokratik sürecin gelişmesine katkı yapmayacak işlere girişmemeli. Bu eylemler kırılmalara, baskının meşrulaştırılmasına ve artmasına neden oldu. Demokrasi, hak ve özgürlükler mücadelesi hassas bir konudur, neyin ne getireceği konusunda, geleceği düşünerek geçmişteki yaşadıklarımızın neler getireceğini hesaplamamız gerekir. Hem hendeklere hem de iktidarın konuya yaklaşımını doğru bulmadım. Bugün de öyle düşünüyorum. Hendeklerin kazılmadığı Mardin´e de zarar vermiştir.?