Gemiyi önce fareler terk eder.
Konuğun programı terk ettiğini gördük ama sunucunun programı bırakıp kaçtığına hiç şahit olmamıştık?
TEM´de İstanbul´dan Ankara´ya 100 km hız ile giden bir otobüste geri geri yürüyen birinin İstanbul´a gittiğini sanmasına güleriz.
Bir CNN Türk sunucusunun veya Hürriyet gazetesi yazarının davet ettiği Ekrem İmamoğlu´na programında tarafsız muamele edeceğini düşünmek de aynı ölçüde komiktir.
Demirören grubunun tüm bileşenleri ile iktidarın yanında durup İmamoğlu´na bayram seyran değilken kapısını açmasını İmamoğlu açısından hayra yormak iyimserlik olurdu. Ben bu daveti duyduğumda acizane bir uyarı ile tehlikenin farkında olduğumu ifade etmiştim.
Programın daha başlama vuruşunda topu elle kontrol ederek pozisyona giren Ahmet Hakan´ın ilerleyen dakikalarda yapacaklarının müjdesi baştan verildi.
Düşünsenize seçilmiş bir başkanın mazbatası elinden alınacak ve o başkan sukunetli biçimde bu haksızlığa öteki yanağını uzatacak.
Ahmet Hakan binlerce yıl önce yaşamış bir peygamberle konuştuğunu sanıyor olmalıydı.
İmamoğlu´na daha 1. dakikada ?Sizi biraz gergin gördük 7 Mayıs gecesi Beylikdüzü´nde? derken.
İmamoğlu´na oy vermiş milyonlarca kadın ve erkek ile sıfır empati içinde onu agresiflikle suçlayıp açılış yapmasını muhatabının belki nafile bir hamle gibi görüp ciddiye almaması ilerleyen dakikalarda artan kuraldışı faullere de zemin hazırladı.
?FETÖCÜ? diyorlar, ?PONTUSCU? diyorlar şeklindeki taban göstermeler ile niyetini aşikar eden Ahmet Hakan karşı tarafın ?Hocam bu kadar olmaz? serzenişini ise kaale almaya uzun süre direndi.
İmamoğlu Hz. İsa değildi ama Hz. Eyyup ile yakın akrabaydı.
Bunu Turgay Güler denemesinde test etmiştik.
İmamoğlu´na tokat atarsanız size tokat atmaz ama öbür yanağını da çevirmez.
Ahmet Hakan´ın tokat denemesi tıpkı Turgay Güler´inkiler gibi uzay boşluğuna doğru hareketlenirken, sadece sabırlı bir ?oğlum bak git? tepkisinden ibaret mukabeleyle karşılık buldu.
Süpürmeye devam etti İmamoğlu, sapını çevirmeyi aklından bile geçirmedi. Turgay Güler dahi o süpürgeden nasip almamış iken, Ahmet Hakan´a tabii ki fiske vurulmazdı.
Rejinin maçı yayınlarken topu değil de tribünleri, çimenleri göstermeye gösterdiği özen izleyenlerin başını döndürüp midesini kaldırdı.
Bazen acemi kameramanlar maçları bu şekilde çekerler.
Ne golü görürsünüz, ne faulu?
İmamoğlu´nun hazırladığı infografiklere çapraz, tepeden, alttan veya panaromik çekimler ile selpak muamelesi yapan reji uyarıya rağmen bile ?en kötü kameraman? Oskar´ına niyetlendiğini gizlemedi.
Ahmet Hakan´ın CNN Türk´ün ve tabii ki esas olarak Demirören Medya´nın Ekrem İmamoğlu´nu kanallarına düşüncelerini açıklasın diye değil, açıklamasın diye çağırdıklarını ben 1. dakikada anlamıştım. İmamoğlu gelmeden bunu biliyordu. Zaten tam da o yüzden programın sonunda kendisine gösterilen muameleye rağmen ?siz yine çağırın yine geleyim? dedi.
İzleyenlerin bir çoğu için bu aydınlanma Pontus iddialarının dillendirilmesi sırasında oldu. Bariz bir ofsayttan elle gol atma çabasının aşikar olduğu bu dakikaları VAR´dan (Twitter´dan) izleyenler pozisyondaki kusurları saymaktan yoruldu.
Ahmet Hakan´ın maçı 70. dakikada bitirmesi, baştan 3 devre olacak dediği oyunu 2. devrenin sonunda tatil etmesi ise kuralların zaten umrunda olmadığının nişanesi idi.
Bir zamanlar Hürriyet olan şeyden logo ve format dışında hiçbir eser kalmamış bir ceridenin yazarı olarak Ahmet Hakan´dan ve onun bağlı bulunduğu kurumdan umudumuzu keseli çok zaman geçti aslında. (*)
?31 Mart seçimleri öncesinde çağırmadık ve seçimi kaybettik, o zaman şimdi çağıralım ve şansımızı deneyelim?den öte hiçbir gerekçesi olmayan bu buluşmanın Ahmet Hakan´a yerini perçinlemeden öte katkısı olmadı.
Programdan beri tek bir twit atmayan Ahmet Hakan belli ki başına geleni çok iyi anladı. Bizler için sürpriz olmayan onu biraz şaşırtmış sanki. 5,6 Milyon takipçili hesap tam 1 günü pas geçti. Ne israf?..
(Gerçi atılan twitlere gelen etkileşimlerin azlığına bakıldığında bu devasa rakamın bu kadar az hareket üretmesine de şaşıyorduk zaten.)
Ahmet Hakan yarın ne yapar bilmiyorum. Hiçbir şey yapmasa da Ekrem İmamoğlu´na bir siyasi rakip gibi meydan okusa da bir şey değişmeyecek.
Satrancı 3 at, 5 fil, 4 kale ile oynayan iktidar bloku için bir piyon eksik ya da fazla çok şey değişmeyecek. Karşı taraf için de durum farksız. Onların tek derdi, satrancın 2´şer kale, at ve fil ile oynandığına rakibi ikna etmek.
Kuralları olmayan bir oyunun ne kadar adil olduğunu rakibe anlatmak için gösterilen çabada Ahmet Hakan perdesi kapandı. Ayrıca bence zaten çoktan kapanmış olan perdenin yıkılmış dekorunda sergilenmeye çalışılan son temsili, hem de daha oyun bitmeden sonlandırılarak, insanlara bilet paralarını helal etme imkanı da verilmedi.
Amiral gemisi yan yatmış vaziyette dururken; geminin sapasağlam olduğunu iddiayla mükellef olan kaptanın, bu eğik düzlemde ancak daha da eğilerek düz durabileceği aşikardır.
Biz de önceki gece daha ne kadar eğilebileceğini kestiremediğimiz bu kaptanın bundan sonra tahlisiye sandalında mı yoksa karaya oturan geminin bir köşesinde mi duracağını zaman içinde anlayacağız.
(*) Hürriyet ve tabii Ahmet Hakan için ilk defa yazmıyorum. Bu konuda daha önce kaleme aldığım yazılar aşağıda?
http://www.ocakmedya.com/ocak_yazar/2018/06/03/hurriyetin-esareti/
http://www.ocakmedya.com/ocak_yazar/2018/09/26/hurriyetinizin-kiymetini-bil/
http://www.ocakmedya.com/ocak_yazar/2018/11/03/bilin-bakalim-bu-meshur-gazeteci-kim/
http://www.ocakmedya.com/ocak_yazar/2019/02/02/ahmet-hakan-ve-abdulkadir-selvinin-chp-sevdasi/