Dünyasını inançla inşa etmeyenin ahireti mamur olmaz.
Dünya hayatı bir oyun ve eğlence olarak algılanmayacak kadar değerli bir yerdir. Kısasıyla uzunuyla, zenginiyle fakiriyle, kölesiyle efendisiyle, amiriyle memuruyla, sultanıyla halkıyla bütün insanlar nihayetinde Azrail’in uzattığı eli tutarak bu dünyadan ayrılmıştır.
İşte bu nasıl bir gerçeklikse İslam inancındaki ölüm sonrası hayat da o kadar gerçektir.
Ahiret, yapmamız gerekirken yapmadıklarımızın karşılığının alınacağı yerdir.
Ahiret, kendilerini ilah görenlerin, kul olduklarını anlayacakları yerdir.
Ahiret, saltanatına, gücüne güvenerek haksızlık yapanların, mazlumlara haklarını ödeyecekleri yerdir.
Kitap bize ahiretin bir gerçeklik olduğunu ve orada ilahi adaletin tecelli edeceğini açıklamaktadır.
Sümen altı edilen haksızlıkların, güce, otoriteye, iktidara güvenilerek yapılan zulümlerin bir gün mutlaka karşılığını bulacağını açıklayan kitap Zalimin zulmü varsa mazlumun da Allah’ı vardır; hakikatiyle hiçbir zulmün karşılıksız kalmayacağını haykırmaktadır.