AFRİN bölgesinin güneybatısındaki Cinderes kasabasının terörist PKK/YPG´nin buradan çekilme kararının ardından TSK´nın kontrolüne geçmesiyle birlikte, 20 Ocak tarihinde başlamış olan Zeytin Dalı harekâtında çok kritik bir dönemeç noktası geride bırakılmış oldu.
Hafta başında kuzeybatıda önemli bir YPG tahkimatının olduğu Raco yerleşiminin de denetim altına alındığı hesaba katıldığında, Afrin şehir merkezine doğru gidilmesi önünde artık ciddi bir engel kalmamış bulunuyor.
Burada öncelikle üzerinde durmamız gereken nokta, YPG´nin Cinderes´te kuvvetli bir direnme göstermeden Afrin´e geçiş yapmış olmasıdır. Daha önceden beklendiği gibi, sınırlı çatışmalar haricinde sokak sokak yürütülen bir şehir savaşına sahne olmamıştır Cinderes. Benzer şekilde burada yaşayan sivil halkın da şehri terk ettiği anlaşılıyor.
Aslında geçen salı günü öğleden sonra Anadolu Ajansı tarafından servise konulan, Cinderes´ten drone kamerasıyla yapılmış kayıtlarda, bomboş sokaklarıyla terk edilmiş bir hayalet şehir görüntüsü beliriyordu.
Bu görüntülerden ve sahadaki realiteden, YPG´nin çok temel bir stratejik karar alarak, TSK ve ÖSO ile Cinderes´te bir çatışmaya girmektense gücünü ağırlıklı olarak Afrin´e kaydırarak burada mevzilenmek istediğini anlıyoruz.
*
Burada sahada TSK´nın kontrolündeki güvenlik kuşağının batıdan, kuzeyden, güneybatı ile kuzeydoğudan her gün biraz daha genişlediğine dikkat çekmek gerekiyor. Özellikle kuzey hattında TSK´nın Afrin şehir merkezine olan mesafesi giderek daralıyor. Kuzeydoğuda Azez´den Afrin´e giden ana yolda TSK´nın Afrin´in kent girişine olan uzaklığı, dün akşam saatlerinde 3.2 kilometreye kadar inmişti. Güneybatıda Cinderes´i Afrin´e bağlayan ana yoldaki duruma bakarsak, TSK´nın Afrin´e mesafesi yine dün akşam itibarıyla 11.4 kilometre görünüyordu.
Yine kuzeydoğudaki Maydanki Barajı´nın da kontrol altına alınması, Afrin´de günlük hayatın seyrini etkileyebilecek ölçülerde kritik bir gelişmeyi gösteriyor.
Buna karşılık, Afrin´in doğu ve güneydoğusundaki çok geniş bir alanın hâlâ açık olduğunu ve bu açıklığın YPG´ye rejim bölgesine geçiş yapabilmesi için belli bir hareket serbestisi tanıdığını görüyoruz.
*
Sahadaki bütün bu gelişmeler bize Afrin kent merkezinin kuşatmasının çok yaklaştığını haber veriyor. Böylelikle, geçen bir buçuk ayı aşkın süre içinde büyük ölçüde kırsalda, dağlık alanda yürütülen bir savaştan, şimdi çatışmanın insanların yaşadığı meskûn bir mahalde gerçekleşeceği yeni ve çok farklı özellikler gösteren bir cepheye geçiliyor.
Afrin kent merkezi söz konusu olduğunda, artık metruk bir yerleşimi çağrıştıran Cinderes´ten çok değişik bir görüntü çıkıyor. Önceki gün Afrin şehir merkezinden çekilen ve sosyal medyada paylaşılan videolar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla caddede yürüyüş yapan Kürt kadınlarını gösteriyordu.
Afrin´deki sivil nüfusun büyüklüğü konusunda birbirini tutmayan çok çelişik rakamlar telaffuz ediliyor. Ancak şehir merkezinde on binlerce insanın yaşadığını söylemek yanıltıcı olmaz.
*
TSK ve müttefiki ÖSO´nun kent merkezinin kapısına gelmesiyle birlikte aşamalı bir stratejinin uygulamaya konacağı anlaşılıyor. Muhtemelen ilk aşamada şehrin dört bir cepheden kuşatılması gerçekleştirilecek, bunu sivillerin kenti terk etmesi yönünde yapılacak çağrılar izleyecektir. Bu çağrıların beraberinde sivillerin kentten çıkışını sağlayacak emniyetli koridorların açılması gündeme gelecektir.
Kuşkusuz bu aşamaya geçildiğinde, uluslararası alanda bütün projektörlerin Afrin´e çevrileceğine, yoğun bir siyasi ve diplomatik hareketliliğin başlayacağına tanıklık edeceğiz.
Bu kritik noktada karşımıza başlıca iki seçenek çıkıyor. Kuşatmanın yaratacağı baskı ile YPG´nin teslim olmaya ya da kenti terk etmeye zorlanması seçeneklerden birincisidir. Bu olmadığı takdirde, kuşatmayı, şehir merkezine askeri birliklerin sokulacağı, meskûn mahalde çatışmaların yaşanacağı bir sonraki evrenin izlemesi muhtemeldir. İktidar, ?şehir merkezini terör unsurlarından temizleme? taahhüdünü birçok kez açıklayarak kendisini bu hedefe bağlamış bulunuyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, önceki gün Afrin merkezindeki operasyonun mayıs ayı sonuna kadar tamamlanabileceğini açıkladı.
Kuşkusuz ne zaman biteceğini sahada yaşanacak gelişmeler belirleyecektir. Her halükârda Zeytin Dalı harekâtının en kritik, en zor kısmının henüz başlamakta olduğunu söyleyebiliriz.