Çarşamba günü, İttihadü’l-Ulema’nın misafiri olarak İstanbul’da bulunan Afganistan İslam Emirliği’nin sözcüsü Zebihullah Mücahid’in ulema, STK temsilcileri ve yazarlarla buluşması vardı.
Önemli sorular yöneltildi. Alınan cevaplar, Emirliğin kısa sürede ulaştığı diplomatik ustalığı yansıttığı gibi, aynı zamanda ikna ediciydi.
İttihadü’l-Ulema’ya bu kıymetli organizasyon için teşekkür ediyoruz. Samimiyet ve diplomatik dili buluşturan Zebihullah Bey’e de ayrıca teşekkür borçluyuz.
Kendilerine bugünkü tutumlarıyla yirmi yıl önceki tutumları arasındaki fark sorulduğunda “O dönemde, yirmi yaşında olan arkadaşımız, şimdi kırk yaşında!” diye verdiği cevap çok önemliydi.
İnşaallah, Emirliğin sergilediği bu olgunluk ve itidal, sadece Afganistan için değil, Afganistan’ın çatısı konumunda olduğu Orta Asya coğrafyası için de hayırlı bir kapı olur.
20. yüzyıldan bu yana emperyalist güçler karşıtı bir çizgi benimseyen veya benimsemeye çalışan her Müslüman yönetim, şu sorunlarla karşı karşıya getirilmiştir:
1. İslam âleminde mevcut devletler, etnik kaynaşmanın olduğu Ümmet devletlerinin halefidirler. Bundan dolayı neredeyse her devletin sınırları içinde etnik çeşitlilik vardır. İslam’ın sağladığı sulh ve selamet ortamının getirdiği bu çeşitlilik, bugün yönetimlerin imtihanı hâline gelmiştir.
Modern anlayışla hareket edip ulusçu bir tutuma yönelenler, hükmettikleri etnik unsurlarda huzursuzluğa yol açmakta. Emperyalist güçler de bu haklı huzursuzluğu suiistimal edip ondan Müslümanların aleyhine neticeler hasıl etmekte, yönetimlerin istikrar kazanmasını engellemektedirler.
2. Müslümanlar iç içe yaşadıklarından İslam dünyasında, sınırları net ulus devletler oluşturmak imkânsız gibidir. Buna sınırların emperyalist güçler tarafından kasıtlı olarak ihtilafa açık biçimde belirlenmesi de eklenince komşu Müslüman ülkeler arasında sınır ihtilafları çıkarmak oldukça kolaylaşmakta ve dış güçler bundan istifadeye kalkışmaktadırlar.
3. Bu iki temel sorun emperyalizm karşıtı Müslüman yönetimlerin güvenlik politikalarına aşırı yönelmelerine, ülkelerinin ekonomik kaynaklarını silah alımı ve üretimine harcayıp toplumlarını iktisadi olarak mağdur etmelerine yol açabilmektedir.
4. Güvenlikçi politikalara yönelmek, yönetimlerin muhaliflere karşı sert tutumlara yönelmelerine neden olmakta. Bu da Müslüman yönetimlerin yönetilenler nezdinde en önemli meşruiyet ve destek kaynaklarından olan insan haklarının ihlaline sebep olabilmektedir. Bu husus, merhamet ve şefkat yönetimlerinin zulüm, hapis hatta katl ile anılmasına yol açabilmektedir.
5. Ülkenin demografisi uygun olduğunda buna mezhepsel ihtilaflar da eklenmektedir.
6. Dahası İslam tarihinde Hz. Ali ve Hz. Abdullah b. Zübeyr yönetimlerinin istikrar bulmasını engelleyen haricilik de yenidünyanın müdahale ortamı oluşturma ve güvenlik politikalarına yöneltme araçları arasındadır. Müslümanların zihin dünyasında kötü bir iz bırakan bu yapıların canlandırılması, günümüzde İslam âlemine karşı en ustalıklı ve en sinsi oyunlardan biridir.
Bu sorunlar ve suiistimaller karşısında Müslüman yönetimler, modern güvenlik politikalarına teslim olmadan nasıl bir orta yol bulacakları konusunda zor durumda kalmaktadırlar. Zira güvenlikçi, baskıcı bir yönetime yönelmediklerinde varlıklarını kaybetme, yöneldiklerinde ise varlıklarının anlamsızlaşması, kendileri üzerinden İslam’ın bizzat kendisinin yıpratılması gibi iki taraflı bir riskle karşı karşıyadırlar.
Afganistan İslam Emirliğinin, sair Müslüman yönetimlerden farkı, uzun bir mücadele sürecinden sonra iktidara gelmesi, iktidarı daha önce bir kez kaybetmiş olması ve sonra yeniden elde etmesi ama o süreçte ülkenin önemli bir kısmını idare etmeye devam etmesidir.
Bu, Afganistan İslam Emirliğine, yönetilenlerin beklentileri ve dış güçlerin bu beklentilerden istifadesi hususunda kıymetli bir tecrübe sağlamıştır.
Elbette İslam düşmanları, Emirliğin içeride güven ortamını sağlamaması ve dışarıda kendisine güven duyulup takdir edilmemesi için ellerindeki kozları kullanmaya devam edeceklerdir.
Ama inşaallah şahit olunan olgunluk, itidal ve samimiyet, İslam düşmanlarının oyunlarını boşa çıkaracaktır.