Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından dile getirmesiyle bir kez daha gündem olan af konusuna dair farklı görüşler öne sürülüyor. Karamollaoğlu, Erdoğan ile yaptığı görüşmeyi katıldığı televizyon programında anlattığı sırada afla ilgili bir hazırlık yapıldığı kanaatinin oluştuğunu ifade etmişti.
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ile Milletvekili Seçimleri ve 31 Mart Yerel Seçimleri'nde AKP ile ittifak eden ve af yasası teklifini 2018'in Eylül ayında TBMM'ye sunan ve MHP'nin şartlı ceza indirimi ile ilgili teklifinin hazırlayıcılarından Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, gelişmeleri yakından takip ettiğini, Adalet Bakanlığı ile de görüşmelerinin sürdüğünü açıkladı. Habertürk'ten Muharrem Sarıkaya'ya konuşan Yıldız, "Anladığım kadarıyla Bakanlığı'nın hazırlığı bizim talebimizin biraz ötesinde" dedi.
Yıldız'ın izlenimine göre bakanlık, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un "Denetimli Serbestlik" başlığı altındaki 105 ve 107. maddelerinde düzenlemeye gidecek. Aslında geçen sene Haziran ayında da benzer bir düzenlemeye gitmişti.
Hükümet çıkardığı 671 Sayılı KHK ile 1 Temmuz 2016’dan önce işlenen suçlarda denetimli serbestlik süresini iki yıl olarak belirlemişti. Süreli hapis cezasına mahkum olanların cezalarının yarısını (1/2) infaz kurumlarında çektikleri takdirde koşullu salıverilme hükmünden yararlandırdı. Ancak, kasten adam öldürme, altsoy- üstsoy, eşe ve kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa, özel hayata ve hayatın gizliliğine, devletin güvenliğine, Anayasal düzene, milli savunmaya karşı suçlar ile Terörle Mücadele, Örgütlü Suçların da arasında bulunduğu bazı suçları kapsam dışı bırakılmıştı.
Habertürk yazarı Sarıkaya, bakanlığın bu kez de aynı kapsamda kalarak, geçen yıl geçici olarak getirdiği düzenlemeyi, bu kez kanun ile kalıcı hale getirmesi beklendiğini ifade etti. Bu kapsam dışında kalanlar, eğer cezalarının yarısını infaz kurumlarında geçirdiyse şartlı tahliyeden yararlanacak.
Sarıkaya, düzenlemenin detaylarını şöyle açıkladı:
"Bu oran mevcut kanunda üçte iki oranında uygulanıyordu. Bakanlık düzenlemeyi bu şekliyle getirirse 2004’ten önceki döneme dönülmüş olunacak. Çünkü İnfaz Kanunu’nda yapılan düzenleme ile cezaevinde kalma süresi yüzde 50’den (1/2), yüzde 66’ya (2/3) yükseltilmişti. Bu yolla suçların önüne geçilmesi hedeflenmişti, şimdi 2004 öncesine dönülmüş olacak.
Böylece daha önce 10 yıl kesinleşmiş cezası bulunan bir mahkum 6,5 yıl hapis yattıktan sonra şartlı tahliye hakkını elde ederken, düzenleme ile bu süre 5 yıla inecek; 1,5 yıl erken tahliye olacak."
Cumhurbaşkanı Erdoğan da geçen yıl MHP’nin teklifi ile ilgili sorular yöneltildiğinde “Herkesi bırakmak gibi bir şey olmaz. Bırakılması gerekenler konusunda Adalet Bakanlığımızın çalışması var. Seçimden sonra Meclis açıldığında bunlar görüşülecek” demişti.
Bakanlık da hazırladığı Yargı Reformu paketinde tutukluluk sürelerini de AB kuralları kapsamında düzenleyeceğini duyurmuştu. Mevcut uygulamada tutukluluk süreleri Asliye Ceza’nın kapsamına giren suçlarda bir yıl, Ağır Ceza’nın kapsamına giren suçlarda iki yıl, terör suçlarında ise beş yıl olarak uygulanıyordu. Geçen yıl KHK ile yapılan düzenlemede de bu süre iki yılla sınırlandırılmıştı.
Sarıkaya'nın aktardığına göre, bu kez de bir standarda bağlanıp, uzun tutukluluğun sona erdirilmesi hedefleniyor. Öngörülen süre AB uygulamalarında da ve AİHM kararlarında da baz alınarak iki yıl olması. Böylece tutukluluğun ceza olmaktan çıkarılması amaçlanıyor.
Sarıkaya, "Daha önce çocuklu kadınlar, yaşlılar, hastaların denetimli serbestlikle salıverilme sürelerinde de düzenlemeye gidecek gibi görünüyor" ifadesini kullandı. Örneğin daha önce cezasının bitimine üç yıl kalan hasta yaşlılar ile iki yıl kalan çocuklu annelerin denetimli serbestlikle salıverilmeleri de mümkündü. Tutukluluk ile birlikte bu sürelerde de mahkum lehine düzenlemeye gidileceği ve tahliye için gerekli cezanın bitimine kalan sürenin uzatılmasının beklendiğini kaydetti.
Bakanlığın çalışmalarından biri de KHK ile ihraç edilip, yargıda suçsuzluğunu kanıtlayanların işe dönüşüne yönelik düzenleme olduğunu söyleyen Sarıkaya, "Bu konuda tam bir netlik olmamakla birlikte, eğer haklarında herhangi bir takibat söz konusu değilse, kamunun belirleyeceği yerlerde yeniden işe başlamaları öngörülüyor" ifadesini kullandı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldız da bu konuda, "Aklanmış, hakkında herhangi bir takibat bulunmayan, haksız yere işinden edilen kişiler işlerine dönmeli, devlet şefkatini göstermeli" dedi.